Sözde Ermeni soykırımıyla ilgili bir film çekildiğini duymuşsunuzdur… Duymamışsanız, şu anda biliyorsunuz.
İş ciddi!
Çok çok çok ciddi!
Filmi yazan ve yöneten Atom Egoyan.
Atom Egoyan imzalı en bilinen filmler arasında “Felicia’s Journey”, “Exotica” ve “The Sweet Hereafter” var. Bu son film, en iyi yönetmen ve en iyi senaryo adaptasyonu konusunda Egoyan’a Oscar adaylığı getirdi.
Filmin adı “Ararat” (Ağrı)!
Film, yapımcı olarak, Robert Lantos imzasını taşıyor…
O da “Sunshine”, “Black Robe” ve “The Sweet Hereafter”ın yapımcısı olarak dünya sinemasında yerini pek sağlam tutanlardan.
Atom Egoyan her demecinde “Hayatımın filmini çekiyorum”, “Beni bu derece heyecanlandıran bir şey olmadı” diyor.
Ermeni lobisi de filmin arkasında…
Çünkü tahmin edebileceğiniz gibi film…
En dramatik şekilde -bizce sözde, onlarca özde- 1915 soykırımını işliyor.
Lakin film, tarihi film değil…
Bugünle tarih arasında gelip gidiyor ve tarihin etkilerinin günümüzde ne izler bıraktığını işliyor.
Aşklar var, aileler var, yabancılarla karşılaşmalar var, kimlik bunalımı var, seks var ve kültürel kimlik karmaşaları var.
Yani çok seyredilmesi, ses getirmesi ve başımıza iş açması için gerekli her şey var.
Bunları oya gibi işleyecek bir yönetmen de var!
Bu kadarla bitmiyor elbette…
Bakın filmde kimler rol alıyor:
Charles Aznavour büyük zevkle oynuyor, onun yanısıra…
Eric Bogosian, Brent Carver, Marie-Josee Croze, Bruce Greenwood, Arsinee Khanjian (Atom Egoyan’ın karısı, bütün Egoyan filmlerinde küçük de olsa bir rolü vardır), Elias Koteas, David Alpay, Christopher Plummer.
Olay bu kadarla da bitmiyor…
Filmin dağıtımını Serendipity Point Films (Kanada merkezli), Alliance Atlantis’le beraber yapacaktı.
Aslında yapıyor da…
Filmin Amerika’da dağıtım hakkını…
Üstelik “Bu film büyük iş yapacak” diyerek…
Kim satın aldı?
“Miramax Films”!
Miramax bir dev!
Bu filmin dağıtım haklarını aldıklarına da o kadar sevindiler ki…
Konuyla ilgili basın açıklamasını bizzat Miramax Başkan Yardımcısı Harvey Weinstein yaptı.
Konuşmasında da…
“Bu kadar ciddi bir konuda bu kadar önemli bir film yaptığı için Atom Egoyan’la birlikte çalışmanın heyacanını yaşıyoruz. Filmin senaryosunu gördüğüm anda Miramax’ın bu proje için en doğru kanal olduğunu anladım” dedi.
Atom Egoyan da törende boş durmadı…
O da şu incileri söyledi:
“Ararat filmi mümkün olan en çok seyirciye ulaşmayı amaçlayan bir filmdir ve Miramax’ın bu amaca hizmet edecek gücü ve ihtirası vardır.”
Sonra sözü alan yapımcı Robert Lantos neler demiş, onu da duyalım ki bari bilgimiz eksik kalmasın…
“Ararat, geçmişi işleyen ama insanlık tarihinin bugününü nasıl etkilediğini gösteren bir film. Miramax’ı bu film sayesinde asla resmen tanınmayan Ermeni katliamını dünyanın gözleri önüne sermekte çok güçlü bir müttefikimiz olarak selamlıyorum.”
Bu film “Geceyarısı Ekspresi”nin bin misli olumsuzluk havası yayacak, hiç şüphe yok.
Film şu sıralara Kanada’da çekiliyor, ne zaman vizyona gireceği tam kesin değil.
Filmi tek bir cümleyle tanıtan bilgi notu da şöyle:
“1915-17 yılları arasında yaşanan Ermeni soykırımıyla ilgili bir film çekilirken sette şoför olarak çalışmakta olan 18 yaşında bir gencin hayatı değişir.”
Bu film piyasaya çıkacak…
Başımız ağrıyacak.
En azından uzun süre her yurt dışına gittiğimizde “Merhaba” bile denmeden film hakkında ne düşündüğümüz sorulacak.
Film amacına ulaşacak!
Şu film çekim halindeyken ne yapılabilir ona bir bakmak lazım.
En azından film vizyona girdiğinde, dünya medyasına bizlerin ve Ermeni vatandaşlarımızın düşünceleri yansımalı.
Bir şekilde denge sağlanmalı.
Yoksa “Filmin Türkiye gösterimini” yasaklarız…
Yok “Miramax bu ülkeye bir daha film sokamaz” türü yaklaşımlar…
Pek sonuç getirmiyor.
Tam tersine…
Reklam malzemesi yerine geçiyor.
Yorumlar kapatıldı.