Zeynep Gürcanlı yazısında; “Ekonomik kriz bizi bu hallere de mi düşürecekti? Kriz nedeniyle Doğu ve Güneydoğu’da köyler ‘satılığa’ çıktı.” diyor…
Tam 11 tane köyün üzerine, insanları, evleri, hayvanları ile birlikte ‘satılık’ tabelası asıldı.
Biz daha ‘satılık köy’ gerçeğine alışamadan, yabancılar harekete geçti bile;
California Courier Gazetesi haber yayınlayarak, ABD’deki zengin Ermeniler’i ‘fırsattan istifade etmeye’ ve köyleri satın almaya çağırdı.
Haberde, ‘Satılık köyler, 1915’te köylerinden çıkarılan ve bugüne kadar bekleyen tüm Ermeniler için bir fırsatır’ denildi.
Gazete bu kadarla da kalmadı;
Türk Ordusu’nun, ‘Anadolu’nun Doğusu’nda, Ermenistan’a ait olan köyleri işgal ettiğini’ ileri sürdü.
Okurlarına bir de akıl verdi; ‘Köylerin toplam satış değeri 14 milyon dolar. Ancak Türk Hükümeti, köyleri Ermeniler’in satın almasına izin vermez. Bu nedenle, köyleri bir Türk’ün adıyla satın alın…’
Krizin, sadece ekonomiyi, Türk vatandaşlarının yaşam standartlarını değil, dış politikayı da vurduğunun en büyük örneği bu.. Kriz nedeniyle günden güne içe dönen Türkiye, hemen her alanda etkinliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya.
Son günlerde yaşadıklarımıza bir baksanıza;
Türkiye’deki ekonomik kriz hemen KKTC’yi vurdu; Hükümet dağıldı, kurtuluşu kendine hayrı olmayan Türkiye’de değil, Avrupa’da gören KKTC vatandaşlarının Rum pasaportu için başvuruları yüzde yüz arttı.
‘Arka bahçemiz’ Balkanlar’da, Kosova’da, ne kadar bastırırsak bastıralım, bölgedeki Türkler’in haklarını tam anlamıyla alamadık. Eskiden Türkçe Kosova’da resmi dillerden biriydi. Yeni oluşturulan anayasada yer alan resmi diller arasına Türkçe giremedi…
Orta Asya’da durum daha da vahim;
Rusya’nın önderliğinde toplanan Bağımsız Devletler Topluluğu’na üye 6 ülke, terörizmle mücadele için ortak güç kurma kararı aldı. Türkiye, diğer ‘arka bahçesi’ olan Orta Asya’dan, Orta Asya güvenliği konusundan dışlandı.
Türkiye’nin İstanbul’da geçen ay, ‘Türk devletlerinin birlikteliğini’ dünyaya göstermek için düzenlediği, Türkçe Konuşan Ülkeler Zirve Toplantısı’na katılan Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev bile, ‘Türkler’in birliğine’ inanmadığını açıkladı;
Erivan Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, ‘Türkiye’nin, Türk Cumhuriyetleri örgütlenmesini, pan Türkizm isteklerini yeniden canlandırmak için kullanmasına karşıyım’ dedi. Üstelik, İstanbul zirvesinde Azerbaycan ve Türkiye’nin, ortak bildiriye ‘Ermeni karşıtı ifadeler koymasını bizzat engellediğini’ de anlattı.
Bir başka Türk Cumhuriyeti, Kırgızistan ise Ermenistan ile askeri anlaşma imzalamaya hazırlanıyor. Anlaşmanın imzalanacağı, bizzat Kırgızistan Genelkurmay Başkanı Kurmanbeg Tinaliyev tarafından açıklandı. Zaten Kırgız Cumhurbaşkanı Askar Akayev de resmi ziyaret için Erivan’a gittiğinde, Ermeniler’in soykırım iddialarına destek verip ‘soykırım kurbanlarına’ saygılarını sunmamış mıydı?
Avrupa Birliği’nde de işler hiç iyi gitmiyor. Avrupalılar, kurmayı planladıkları yeni ordunun karar mekanizmasına Türkiye’yi almamak için akla hayale gelmeyen çarelere başvuruyorlar.
NATO üyeliği bile, Türkiye’nin Avrupa savunmasında etkin bir yer edinmesini sağlayamayacak gibi görünüyor.
Kısacası, işler hiç iyi gitmiyor;
Önümüzdeki birkaç yıl içinde, başta Kıbrıslı Rumlar’ın AB üyeliği olmak üzere, dış politikada karşımıza çıkacak sorunlar, ekonomik krizlerin bile önüne geçebilecek vahamette görünüyor.
Yorumlar kapatıldı.