Erivan’da yayınlanan AZG gazetesi “ağzı sıkılığı ile tanınan” AGİT-Minsk Grubu eşbaşkanı Carey Cavanaugh bir röpörtaj gerçekleştirmiş.
Röportajı gerçekleştire Anahit Hovsepyan, “Lokkum’daki Evangelist Akademisince düzenlenen Konferans sonrasında Cavanaugh’nun ağzından bir şeyler kapabilirmiyiz diye bir röportajda bulunduk , fakat sonuçsuz.” diyor. Röportaj şöyle…
AZG- Karabağ’daki politik güçler 30 Nisan’da, D.K.Cumhuriyeti ya Bağımsız olur ya da Ermenistan’la birleşir açıklamasında bulundu. Sayın Cavanaugh sizin görüşünüz nedir?
C.C.- Bu açıklamayı biliyorum ve Ermenistan’da yer alan politik gelişmeleri çok dikkatli izliyorum.Ermenistan Devlet başkanının Ermenistan ve Karabağ’da yaşayan insanların ihtiyaçalarını yeterince savunabilmek için görüşmeler masasına oturmakta olduğuna inanıyorum. Onun, insanların ihtiyaçlarının ve umutlarının neler olabileceğini çok iyi anlayacağı bir bölgeden gelmekte olduğunu biliyoruz. Gömrüşmeler sırasında onun üstlendiği sorumlulukların bu ilgiden kaynaklanmakta olduğuna inanmaktayım.
AZG- Ortak açıklamada ayrıca, çatışmanın düzenlenmesi görüşmelere Karabağ yönetimin de katılmasını talep ediyorlar. size göre bu ne zaman gerçekleşebilir?
C.C.- Görüşmelerde dönüşümler olduğunu sanırım söyledim.AGİT’in sorunla ilgili bir seminer sırasında Arkadi Ğukasyan ve Vardan Oskanyan’la olan bir görüşmeyi hatırlamaktayım.Sanıyorum o zamanlar bu çok yararlı olmuştu. Geçen iki yıl içerisinde Devlet Başkanları Koçaryan ve Aliyev arasında doğrudan diyalog başladı ve başarılı amacına hizmet etti. Niye Karabağ bağımsız ve gerçek bir ülke olarak görüşme masasına oturmuyor. Çünkü dediğim gibi, onların görüşleri Robert Koçaryan’ın sözlerinde tamamlayıcı yolla ifade edilmektedir. Ayrıca, Minsk Grubu eşbaşkanları bölgeye yaptıkları ziyaretler sırasında Ermenistan ve Azerbaycan yöneticilerinden başka başka gruplarla da görüşmektedir. Eşbaşkanlarla birlikte Stepanakert’e hareket ettik burada sadece yöneticilerle değil, sivillerle de görüştük. Yerel halkın ve bölgenin diğer toplumlarının barış görüşmelerinin ne anlam geldiğini bilince çıkardıklarına inanmamız bizim faaliyetimizin önemli bir kısmıdır.
AZG- Çatışmanın anahtarı nerede? Key West’te mi, Rusya’da mı? yoksa…
C.C.- Bana göre anahtar yaklaşım içerisindedir. Devlet başkanları zaten bu bilince erdiler. Çözümün tek ve ciddi yolunun karşılıklı tavizlerde bulunmak olduğunu kavradılar. İki Devlet Başkanları Koçaryan ve Aliyev karşılıklı tavizler konusunda konuşmalarına rağmen zor olanı Ermenistan ve Azerbaycan Halkları için kabul edilecek bir karşılıklı tavizler formülü bulmaktır. Ben bunun olası olduğuna inanmaktayım. Sanıyorum, Devlet Başkanları da buna inanıyor. Bu soruna bilinceermeden yaklaşmanın yanlış olacağını sanıyorum. Son zamanlarda ne zaman olur. ne kadar hızlı olur şeklinde sorunlar gündeme geldi. fakat adil bir açıklamada bulunmak istersek olabildiğince hızlı bir şekilde çözümlenebileceğini söyleyebiliriz.
AZG- Cenevre’de barış anlaşması ya da benzer bir şey imzalanabilir mi?
C.C.- Dediğim gibi sorunda çabuk sonuca gitmek istiyoruz. Fakat bizi nelerin beklediğini kestirebilmek zordur. Görüşmeye katılan taraflar Florida’nın KeyWest şehrinde ilerleme kaydettiler.
AZG- Sayın Cavanaugh, ilerlemeden kastınız nedir?
C.C.- Evetü İki Devlet Başkanlarıyla çok ciddi konularla ilgili çok ciddi tartışmalar gerçekleşti ve bu bize Avusturya’da gerçekleşecek Minsk Grubunun yeni önerisi için yardım etmektedir. Key West’te ele alınan sorunlar bu ilkeler içerisinde yer almaktadır.
AZG- Meğri sorunu da tartışma konusu oldu mu?
C.C.- Bu konularla ilgili ayrıntılar yer almamıştır. Florida’da genel bir tartışma gerçekleşti. Fakat bu süreçte bir ilerlemedir ve diyalog Haziran’da İsviçre’de devam etmelidir. Bizim üç eşbaşkanlar olarak umudumuz Devlet Başkanlarıyla süreci ileriye götürmektir.
AZG- Görüşmeler sürecine İran’ın da katılması olası mı?
C.C.- Sanıyorum hayır. İki Devlet Başkanları kendi güçleriyle süreci ileriye götürme isteklerini ve birlikte çalışmalar gideren eşbaşkanların buna olumlu ortam sağladığını ifade etmişlerdir. Bu konuda değişiklik yapılması hakkında sebep görmemekteyim. Sadece İran yönetiminin tartışma konularında bilgi sahibi olmasını düşündüm. Eşbaşkanlar Key West’te Key West sonrasının bir adımı olarak çatışmayla ilgili diğer grupların süreçle ilgili bilgilendirilmesini görüştük. Bir kaç gün sonra gerçekleşecek Viyana ön görüşmesinde Minsk Grubu üyeleri süreçle ilgili bilgilere sahip olacak. Bu durum Minsk Grubu üyesi sıfatıyla Türkiye’yi de içine alacaktır.Komşu ülke olması sıfatıyla Türkiye ile de bazı görüşmeler gerçekleşti. Fakat Key West’te Rusya, ABD ve Fransa eşbaşkanları bu süreçe İran yönetiminin katılımıyla ilgili bir mekanizmanın bulunmadığını kabul ettik. Buna karşılık biz İran’ı süreçle ilgili bilgilendirerek onların ilgisini çekecek bir konu olmadığını gösterme kararı da aldık.
AZG- Track 2’nin diplomatik rolü hakkında neler dersiniz?
C.C.- Track 2’nin önemli olduğuna inanmaktayım. Çünkü uzun süreli köklerle kültürlerin ve toplumların yakınlaşmasını politik ilerlemeler için önemli bir halka rolü oynamaktadır. Çok sık hükümetler ve yöneticiler için gerçekleştirilmesi zor olmaktadır. İlk Track diplomasisinin nasıl hızlı ilerlediğine şahit olmaktayız. Bunların önemli rollerinin bulunduğunu sanıyorum ve şimdi Almanya’nın Lokkum şehrinde bu değişik yolları tartışmaktayız.
AZG- Size göre Konferans olumlu mu?
C.C.- Lokkum Konferansının iyi organize edilmiş olduğunu sanıyorum. Bölgeden, Avrupa’dan ve ABD’den çok büyük katılımcılar vardı. Bana göre, değişik fikirlerin yansıtıldığı olumlu bir Forum oldu. Buradaki temel fikir barışa ermenin olanaklı olduğuydu ve bunun için de çok yararlı oldu.
Yorumlar kapatıldı.