Genelev patroniçesi Matild Manukyan önceki gün İstanbul Şişli’deki evinde öldü. 1989’dan başlayarak altı yıl üst üste vergi rekortmeni olarak ün yapan Manukyan’ın Beyoğlu’ndaki Üç Horan Ermeni Kilisesi’nde bekletilen cenazesi çarşamba günü Şişli Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Manukyan’ın kalp rahatsızlığını nedeniyle evde yattığını söyleyen yakınları, cenazenin altı yıl önce ölen torunu Linda Çilingir’in yanında toprağa verileceğini söyledi.
Terzilikten patroniçeliğe
‘Pera Kızı’ olarak da tanınan Manukyan 1914’te İstanbullu aristokrat bir Ermeni ailesinin kızı olarak dünyaya geldi. Notre Dame de Sion Lisesi mezunu olan Manukyan, sosyete terziliği ile iş hayatına başladı. Eşinin ölümünün ardından açtığı atölyede kıyafet dikmeye başladı.
Bu arada Karaköy’de babasına ait binaları bir genelev işletmecisine kiraya veren Matild Manukyan, kira ödenmeyince çareyi geneleve ortak oldu. Manukyan’ın yıllar içinde işlettiği genelev sayısı 14’ü buldu.
Gayrimenkul zengini
Manukyan, genelev işletmeciliğinden kazandığı parayla 700 daire, 70 işhanı, beş otel, iki fabrika ve birçok arazi ve çeşitli bankalarda yüksek meblağlarda hesaplara sahip oldu. Matild Manukyan son yıllarda, yaptığı bağışlar nedeniyle hakkında yazılan yazılar, aldığı plaket ve beratları sergileyeceği M&M adlı müzeyi kurmaya çalışıyordu.
Saldırıya uğramıştı
Manukyan, 1995 yılında düzenlenen bombalı bir saldırıdan ayağından yaralanarak kurtulmuştu. Evine girerken meydana gelen patlamada Manukyan’ın sol diz kapağı parçalanırken, şoförü Necati Akça olay yerinde, koruması Mehmet Urhan ise hastanede hayatını kaybetmişti.
Yine 1995’te ünlü Time dergisine haber olan Manukyan’ın hayat öyküsü de 1997 yılında Fransız Liberation gazetesinde yayımlandı.
1995’te İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne 1.5 milyar lira bağış yapmak istemesi üzerine üniversite yönetimini bölen tartışmaya dönemin İstanbul Müftüsü Selahattin Kaya da katıldı. Kaya, “Bağış yapılıyor diye fuhuş geliri hoşgörülemez” dedi. Aynı yıl Kartal Eğitim Hastanesi’ne bağışladığı 10 milyarın alınmasında ise tartışma çıkmadı.
Müslüman olmuştu
1996 yılında Müslüman olduğunu açıklayıp cami yaptırmak istemesi üzerine çıkan tartışmayı ise Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz sona erdirdi.
Yılmaz, “Peygamberimiz, ‘Müslüman olmak daha önce işlenmiş günahları silip yok eder’ buyurmuştur. Buna göre Müslüman olan kişinin daha önceden kazanmış olduğu servetiyle cami yaptırmasında sakınca yoktur” dedi.
Yorumlar kapatıldı.