İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Araştırmacı Gürbüz Evren, dün gece NTV’de Türkiye’nin ne yapması gerektiği sorularına yanıt verdi.

Oğuz Haksever’in sunduğu programda ortaya çıkan ortak görüş, Ermenistan’la daha yakın ilişki kurulması ve Türkiye’nin daha büyük zararlar göreceği ekonomik boykotlardan kaçınması gerektiği oldu. Türkiye’nin ne yapması gerektiği konusunda 12 maddelik bir program sunan araştırmacı Gürbüz Evren de, ilk olarak Fransa’da yaşayan Türkler’in Fransa vatandaşlığına geçerek, siyasi bir baskı grubu oluşturması gerektiğini söyledi.

Fransa Ulusal Meclisi’nin geçen hafta kabul ettiği sözde Ermeni Soykırım yasası, Türkiye ile Fransa ilişkilerine büyük darbe vurdu. Başta savunma ihaleleri olmak üzere Fransa’ya ekonomik alanda yaptırımlar uygulamaya hazırlanan Ankara, sözde soykırım iddialarının diğer başkentlerde de gündeme gelmesinden endişe ediyor. Türkiye’nin uluslararası arenada büyük zorluklar yaşamasına yol açan soykırım iddiaları ile Türkiye’nin Fransa’ya yönelik tepkileri ve Ermenistan’la ilişkileri, dün akşam NTV’de Oğuz Haksever’in sunduğu programda ele alındı. Programın stüdyo konukları, sanayici İshak Alaton, gazeteci Etyen Mahçupyan, tarihçi Orhan Koloğlu ve araştırmacı Gürbüz Evren oldu. Ermeni Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Ömer Engin Lütem de programa Ankara stüdyosundan katıldı.

ERMENİSTAN’LA DAHA SICAK İLİŞKİ

Yaklaşık iki saat süren programda, soykırım iddialarıyla sıkıştırılan Türkiye’nin, Ermenistan halkı ile Ermeni diasporasını karşı karşıya getirmesi gerektiği vurgulandı. Soykırım iddialarını, ABD ile başta Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yaşayan zengin Ermeni kökenlilerin oluşturduğu diasporanın gündeme getirdiği belirtilirken; Ankara’nın, yoksullukla savaşan Ermenistan’la ilişkilerini geliştirmesi görüşünde birleşildi. Ermenistan’la kurulacak daha yakın ilişkilerin, bu ülkeyi Türkiye’ye bağımlı hale getirileceğinin altı çizilirken, Türkiye’nin soykırım iddialarının sık sık gündeme getirilmesine karşı tüm arşivleri dünya tarihçilerine açması gerektiği ifade edildi.“LEWIS CEZALANDIRILMIŞTI”

Programa katılan araştırmacı Gürbüz Evren, Fransa’nın kabul ettiği sözde soykırım yasasının Türkiye aleyhinde yeni girişimlerin önünü açacağını söyledi. Evren, söz konusu yasa öncesinde bile, “Soykırım iddiaları, tarihin Ermeniler tarafından yorumudur. Türklerin tezleri de dikkate almak gereklidir” diyen ünlü tarihçi Bernard Lewis’in, soykırım reddettiği gerekçesiyle Paris İdare Mahkemesi’nde mahkum edildiğini anımsattı. Araştırmacı Evren, bundan sonraki muhtemel adımları ise şöyle sıraladı:

“Bu yasa, Fransa’da Türkiye aleyhine yeni girişimlerinde önünü açacaktır. Başta Paris Belediyesi olmak üzere birçok belediye, bu yasa ile ilgili etkinlikler yapabilir, soykırım anıtları dikebilirler. 24 Nisan günlerinde ise, bu kentlerde, bir dakikalık saygı duruşu uygulamasına geçilmesi, bunun da tüm Fransa’ya yayılması muhtemeldir. Başta Marsilya olmak üzere üç kentte soykırım anıtı bulunmakta ve her yıl 24 Nisan’da, bir dakikalık saygı duruşu yapılmaktadır.”

“YASANIN İPTALİ İÇİN GİZLİ KULİS”

Fransa’da kabul edilen sözde soykırım yasasının iptali amacıyla Cumhurbaşkanı Jaques Chirac ve Başbakan Lionel Jospin’in gizli bir kulis çalışması yaptığını öne süren araştırmacı Gürbüz Evren, şöyle devam etti:

“İptal işlemi gerçekleştiğinde, geleneksel Fransız dış politikası, yani bir taşla iki kuş vurma anlayışı bir kez daha görülmüş olacaktır. Bir kısım politikacılar Ermenilerin beklentilerine yanıt vermişken, başka bir bölümü de Türkiye gibi önemli bir pazarı yitirmeyecek ve Türkleri memnun edecek tavrı sergileyecektir. Unutulmamalıdır ki, Fransa’daki siyasal partilerin tümü, ırkçı Le Pen’in Milli Cephesi’nden, Komünist Partiye; Chirac’ın partisi R.P.R.’den, Jospin’in partisi Sosyalist Parti’ye tüm partiler, Ermeni Soykırımı iddiaları konusunda aynı tavrı sergilerler ve aynı düşüncelere sahiptirler.”

Gürbüz Evren, Türkiye’nin ne yapması gerektiği sorusuna karşılık hazırladığı 12 maddelik çözüm planında ise şu görüşleri dile getirdi:

“FRANSA’DAKİ TÜRKLER FRANSIZ VATANDAŞLIĞINA GEÇMELİ”

-1- Başta Fransa olmak üzere, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın, bulundukları ülkelerin vatandaşlıklarına geçmeleri yönünde bir kampanya hemen başlatılmalıdır. Tüm dış temsilciliklerimiz, bu kampanyaya öncülük etmeli, bunun için Türk dernekleriyle sıkı ilişkiler sağlayarak, birlike hareket etmelidirler. 330.000 göçmen işçi statüsünde, 90.000 ekonomik ilticacı ve 30.000 Fransız vatandaşlığına geçmiş Türk insanın, toplam 450.000 kişilik bir Türk topluluğunun bulunduğu Fransa’da, hızlı bir vatandaşlığa geçiş kampanyası gerçekleştirildiğinde, 400.000 Ermeniden oluşan diasporanın oy potansiyelini hedefleyen Fransız politikacıları, bundan böyle, Srasboğurg, Colmar, Montbeliard, Metz, Nancy, Orleans, Montargis, Chateauroux, Dreux gibi kentler ve Paris ile yakın banliyölerinde (Goussanville, Sarcelles, Garges, Clichy Sous-bois, St. Deniz, Aulnay, Enghien, Paris 2, 9, 10, 19, 20, Bölgeler) yoğun olarak yaşayan vatandaşlarımızı da dikkate almak zorunda kalacaklar, Türkiye aleyhine bu kadar kolay vermeyeceklerdir. Yine Türk vatandaşlarının doğum, Türkiye’den yapılan evlilikler ve aile birleştirmeleri gibi nedenlerle hızla artan nüfusu, en geç 10 yıl sonra Ermeni nüfusunun çok ama çok ilerisinde olacaktır. Fransa’da vatandaşlığa geçiş sürecinin bir yıl olduğu dikkate alındığında, beş yıl sonra bile, Türk asıllı Fransız vatandaşlarının sayısı, gücü, önemi, bu ülkedeki siyasal partiler tarafından büyük bir oy potansiyeli olarak değerlendirilmeye alınacaktır.

“ÜNİVERSİTELER BİLİMSEL ARAŞTIRMALARA YÖNELMELİ”

-2- Bazı üniversitelerimiz, Fransız üniversiteleriyle ilişkilerini kesmek, Fransızca öğrenimi yasaklamak gibi popülist tepki ve tavırlar yerine, asıl görevleri olan bilimsel araştırmalara dönerek, ülkemizin tezlerini anlatan, kitap, broşür vb. yayınlara önem vermeli, her ünivesitemiz bir Fransız üniversitesiyle ilişki kurarak, Fransızca olarak çıkardığı yayınları iletmeli, bilgi akışını devamlı kılmalı, tezlerimizi içeren yayınların üniversite kütüphaneleri ve dokümantasyon merkezlerinde yer alması sağlamalıdır.

“SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNE DE GÖREV DÜŞÜYOR”

-3- Günümüzde, her şeyin devletten beklenmemesi gerektiği artık herkes tarafından bilinmektedir. Çağımızın en önemli yeniliklerinden biri de, sivil toplum örgütleridir. Bu tür örgütlenmeler, yalnız kendi ülkelerinde değil, ortak projeler yürüttükleri yabancı sivil toplum örgütleriyle, değişik ülkelerde de önemli çalışmalar yapmaktadırlar. Devletten devlete diyalog kuruluşunda zorluklar yaşanırken, sivil toplumlar arası diyaloglar çok kolay ve sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Başka bir deyişle, sivil toplum örgütleri, yurt dışında devletin birçok kuruluşundan daha etkin çalışmalar yapabilmekte, ülkeler arası, toplumlar arası ilişkileri rahatlıkla kurabilmektedir. Bu nedenle, ülkemiz sivil toplum örgütleri, Fransız sivil toplum örgütlerine yönelik bir kampanya başlatarak, ortak toplantılar, konferanslar, tarihi araştırmalar türünden çalışmaların ilk adımlarını atabilirler. Ermeni soykırım iddialarını araştıracak, arşivlerimizi kullanabilecek, tarafsız tarihçi ve araştırmacılardan oluşan komisyonların kurulmasına öncülük edebilir, onların çalışmalarını projelendirerek, dünya kamuoyuna yeni ve gerçek bilgilerin ulaşmasını sağlayabilirler. Bu süreci bir an önce başlatmak üzere tüm sivil toplum örgütleri çağrı yapılmalıdır.

“TURİSTLERE TEZLERİMİZ ANLATILMALI”

-4- Turizm, ülkemiz ekonomisine yaptığı katkılar, bu sektörün gelişmesinin büyümesinin Türkiye’ye sağlayacağı yararları hepimiz bilmekteyiz. Her yıl ülkemize on milyon civarında turist gelmektedir. Bu sayının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı uzmanlar tarafından da belirtilmiştir. Geçtiğimiz yıl Türkiye’ye 370.000 Fransız gelmiştir. Ayağımıza kadar gelen bu insanlara ve diğer ülkelerden gelen turistlere, başta Ermeni soykırım iddilarına karşı tezlerimiz olmmak üzere, Kıbrıs, Ege gibi ulusal davalarımızı uygun bir dille anlatacak kitapçıklar, birkaç sayfalık özet broşürler, değişik dillerde hazırlanarak sunulmalıdır. Bu çalışma için, Türkiye Rehberler Derneği başta olmak üzere bazı turizm örgütleriyle ortak hareket edilmelidir. Burada, rehberlerin önemi daha iyi anlaşılmakadır. Yabancı dillere hakim olan rehberler, ülkemizin tarihine, ekonomisine, sosyal yaşantısına dair bilgiler verirken, özellikle soykırım iddialarına karşı pratik bilgiler sunabilmelidirler. Ülkemizin çağdaş yüzünün gösterilmesinde rehberlerin katkısı yadsınamaz. Tatil psikolojisi içindeki insanlarla çok rahat ve samimi ilişkiler kurabilen rehberlerin, gerek bire bir ilişkiler sırasında, gerekse grup ortamlarında, ülkemizin acımasızca suçlandığını ve iftiralara maruz kaldığını anlatabilmeleri, kendilerini dinleyen turistleri etkileyebilmeleri ve tezlerimizi kabul ettirmeleri mümkündür. Unutulmamalıdır ki, Yunanistan, turizmin bu yönünü iyi tahlil ederek, rehberleri, ulusal davaların anlatılması konusunda görevlendirmiş, özellikle Türkiye ile olan sorunlarını her fırsatta anlatılmasını sağlamıştır. Önemli olan, dünya kamuoyuna bizim tezlerimizi götürebilmektir. Bunun için kullanılacak yöntemlerden biri de mutlaka bu olmalıdır. Bu konuda rehberleri kısa süreli de olsa bir eğitimden geçirmek büyük yarar sağlayabilir.

“MİLLETVEKİLLERİ DEVREYE GİRMELİ”

-5- TBMM’de bulunan 550 milletvikilinden her biri, 550 Fransız milletvekili arasından, yazışmak, konuşmak ve görüşmek üzere bir milletvekili belirlemeli, direkt ilişkiler kurarak dostluklarını kazanmaya çalışmalıdırlar. Bu girişim, Fransız milletvekillerinin büyük bir bölümünde var olan ön yarıları kırabilmek ve kendi tezlerimizi kabul ettirmek bakımından yararlı olacaktır. oldukça zor gözüken bu çalışma, karşıdaki insanların kafalarında soru işaretleri oluşturabildiğinde bile başarıya ulaşmış sayılacaktır. Bu çalışma, daha sonra farklı ülkelerin parlamenterlerine yönelik olarak da yapılabilir. Başta Yunanlı parlamenterler olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinden parlamenterler, bu yöntemi kullarak başarılı olmuşlardır.

SANAL PROPAGANDA ÖNERİSİ

-6- İnternet siteleri kurulması, var olanların güncelleştirilmesi ve zenginleştirilmesi, yurt dışındaki elektronik posta adreslerine, kısa, net çarpıcı ve etkileyici bilgileri sürekli yollamak, yabancı gazete ve dergliere küçük ilanlar vererek tezlerimizi anlatmak vb. yöntemler en çabuk akla gelen öneriler olsalar da, kullanılmalarında yarar vardır.

“EKONOMİK TABLO ORTAYA KONMALI”

-7- Fransa ya da başka bir ülkenin ürünlerini protesto etmek yerine, söz konusu ülkelerin, ülkemizde yatırımları, iş yapan şirketleri, satılan ürünleri, tüm bunların, o ülkelerin ekonomilerindeki yeri ve önemi, kazandırdığı para ve istihdam gücünü anlatan bilgiler, istatistikler ortaya koyularak, Ermeni Soykırım yasası gibi konuları gündeme getiren ülkelerin vatandaşlarına sürekli iletilmelidir. Bunun için de yine e-mail adresleri, faks numaraları, yazışma adresleri, basın ilanları yollarına başvurulmalıdır.

“ARŞİV KOLAY ULAŞILABİLİR HALE GETİRİLMELİ”

-8- Osmanlı arşivinin araştırmacıların kullanımına açıldığı sık sık tekrar edilmektedir. Bugüne kadar bu arşivde araştırma yapanların sayısına bakıldığında, böylesine önemli bir sahanın gerektiği gibi kullanılmadığı ortaya çıkacaktır. Osmanlı arşivini belli birkaç insanın kullandığı kaynak olmaktan kurtarıp, Başbakanlığa bağlı bu kuruluşu, süratle internet ortamına sokmak gerekmektedir. Çuvallar içerisinde bekletilen belgeler, başta İngilizce ve Fransızca olmmak üzere değişik dillere çevirilerek, kurulacak internet sitesi aracılığıyla tüm dünyanın kolayca ulaşabileceği hale getirilmelidir. Osmanlı arşiv belgelerini içerecek bu sitenin tanıtımı da çok yoğun bir şekilde yapılmalıdır.

ERMENİ ENSTİTÜSÜ ÖNERİSİ

-9- Dışişleri Bakanlığı bünyesinde, üniversitelerin ve Ermeni meselesi konusunda uzman olan kişilerin katılımıyla bir “Ermeni Araştırma Merkezi” ivedilikle kurulmalıdır. Bu kuruluş, Ermeni meselesi hakkında yayınlar çıkarmalı, bu alanda Türkiye’nin politikalarını belirleycek çalışmalar yapmalıdır.

FEDERASYON TEZİ

-10- Ülkemiz, yeni bölgeler stratejiler yönelerek, Fransa’dan başlayıp, diğer Avrupa Birliği üyesi ülkelere sıçrayacak olan yeni soykırım yasalarına karşı, Avrupa Birliği’ne uyarı üyesi ülkelere sıçrayacak olan yeni soykırım yasalarına karşı, Avrupa Birliği’ne uyarı olması için, Türkiye, KKTC ve Azerbaycan’dan oluşan bir federasyon tezini ortaya atarak, bu öneriyi tartıştırmalıdır. Bu seçeneğin, hem Ermenistan’ın çevrilmesi hem de egemenlik alanını Akdeniz’in tümüne yaymaya çalışan, bunun içinde Kıbrıs Rum Kesimi’ni tam üyeliğe kabul etmenin yollarını arayan AB’ye ihtar olması gibi yararları vardır.

“TÜRKİYE DE DİĞER SOYKIRIMLARI TANISIN”

-11- TBMM başa Fransa tarihinde yapılan soykırım olmak üzere, soykırım yasasını tanımaya niyetlenen, sömürgeci tarihe sahip ülkelerin yaptığı soykırımları da tanıyarak bu ülkelere yanıt verebilir.

KARDEŞ LOBİLERLE İŞBİRLİĞİ

-12- Avrupa’da yapılacak lobi çalışmalarında, bulundukları ülkelerin vadandaşı olan Azeri, Cezayir, Tunuz, Fas, Arnavut, Boşnak asıllıların oluşturduğu kardeş lobiler harekete geçirilmeli, ortak hareket edilmelidir. Avrupa’da, çoğu İran vatandaşı olan, eğitim seviyesi yüksek, sosyal ilişkileri güçlü bir Azeri lobisi bulunmaktadır. Ermenilerin, Azerilere yaptıkları göz önüne getirildiğinde, bu lobiyle ortak hareket etmenin mümkün olduğu görülecektir. Aynı şekilde, Fransa, Belçika ve Hollanda’da bulunan Fas, Tunus ve Cezayir lobileri, geçmişte Fransız sömürgesi olarak yaşadıkları dönemde olanlardan dolayı, birçok Avrupa ülkesinde bulunan Arnavut ve Boşnak lobileri, Avrupa’nın gözleri önünde maruz kaldıkları Sırp saldırıları, baskıları ve uğradıkları katliamlar yüzünden Türkiye ile hareket edecek güçleri olarak değerlendirilmelidir. Bu lobilerin ortak oy ile hareket edecek güçler olara kdeğerlendirilmelidir. Bu lobilerin ortak oy potansiyeli, başta Fransızlar olmak üzere tüm Avrupa ülkeleri politikacılarının dikkatini çekecek ve önemli bir uyarı olacaktır.

“EKONOMİK PROTESTO YANLIŞ”

Ekonomik yaptırımlar, ihalelere Fransız şirketlerini kabul etmeme, verilmiş ihaleleri geri alma, çok ilerlememiş ortak projeleri durdurmak gibi kararlarda, ülke olarak görebileceğimiz zararlar iyi etüt edilmeli, ekonomimizi yapacağı olumsuz etkiler dikkate alınmalıdır. Fransız halkını incitecek, karşımıza alacak, bu konuda tarafsız olan insanları karşı saflara itecek davranış ve protestobiçimlerine kesinlikle itibar edilmemesini de ayrıca sağlamak gerekmektedir.

Yorumlar kapatıldı.