Avrupa Birliği Sivil Toplum Kuruluşları İzleme Komitesi Sözcüsü Emekli Büyükelçi Özden Sanberk, Türkiye’nin demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti gibi konularda bölgesinde örnek alınan bir ülke haline gelmesi için Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesinden başka alternatif bulunmadığını belirterek, “Ulusal programın hazırlanmasını geciktirmek, reformların gerçekleştirilmesinin geciktirilmesi demektir” dedi.
Aralarında TESEV, Arı Hareketi, Güçlü Türkiye Projesi, Doğal Hayatı Koruma Derneği ve Tarih Vakfı’nın da bulunduğu 13 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu AB-Türkiye İzleme Komitesi bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda konuşan Komite Sözcüsü Emekli Büyükelçi Özden Sanberk, AB’ye tam üyelik yolunda önemli bir adım olan ulusal programın gecikmesinin sakıncalarına dikkat çekti. Sanberk, “Programın hazırlanmasını geciktirmek reformların gerçekleştirilmesinin geciktirilmesi anlamına gelir” dedi.
Toplantıda, yapılacak reformların AB’den bağımsız olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için gerekli olduğu vurgulandı. Sivil Toplum örgütleri hükümeti bir an önce harekete geçmeye çağırdı ve bu süreçte aktif rol oynama arzusunu kaydetti.
Sanberk, katılan tüm sivil toplum kuruluşları adına “Hükümetimizi ulusal programın hazırlanmasına ivedilikle eğilmeye,bugüne kadar sivil katılıma açık olmayan bu süreci önümüzdeki dönemde katılımcı bir anlayışla yaşama geçirmeye ve gerekli adımları süratle atmaya çağırıyoruz” dedi.
Sanberk, Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği (AGSK) hakkındaki düşüncelerinin sorulması üzerine de, “Avrupa Birliği ekonomik, siyasal ve askeri birlik olma hedefiyle kurulmuştur. Askeri entegrasyon hareketi de bunun bir parçasıdır. Kopenhag kriterleri olmadan askeri entegrasyon da olmaz. Türkiye aksi takdirde hakkında kararlar verilen tampon bölge olarak kalır” dedi.
Bakanlar Kurulu geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğinin de takvimini belirleyecek olan Ulusal Programın hazırlanmasını zamana yaymaya karar verdiğini açıklamıştı.
Yorumlar kapatıldı.