İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Soykirim tasarilari ve sonuçlari

Gazetelerde A.A. kaynakli bir haber… Basligi: “Mutafyan’a Ermeni Öfkesi” seklinde… Haberin içeriginden ABD’deki Ermeni lobisinin Sayin Patrigimizi soykirim tasarilarindaki tutumu nedeniyle suçladiklarini, elestirdiklerini ögreniyoruz.

Görünen o ki firtina henüz dinmedi. Tartisma içte dista devam ediyor. Daha da edecek gibi… Soykirim tasarilarinin degisik parlamentolarin gündeminde oldugunu gazeteler yaziyor. 85 yildir
kroniklesen 1915 olgusunun tartismasi bu… Bu tartismada kanat çirpan sahinler var. Akli selimle düsünüp uzlasma ve diyalogla dogrularda birlesebiliriz diyenler var. Ve bir de çesitli
nedenlerle suskun kalanlar var. Olay, daha dogrusu 1915 olgusunun ismi ve ne oldugu üçüncü ülkelerin parlamentolarina ve uluslararasi platformlara tasinmis. Bu asamadan sonra yapilabilecek baska bir sey yok mu? Diyalog kapilarinin aralanmasi, uzlasma yollarinin aranmasi iki tarafin
etkili ve yetkilileri için çok zor bir karar mi? Olamaz mi bu? Biz olur, denenmeli, istenmeli diyenlerdeniz. Bu ses daha güçlü çikmali diyenlerdeniz.

Sayin Patrigimiz toplum görüsüyle örtüsen açiklamalarinda konuyu akademik düzeyde ele alip taraflarca olur verilen tarihçilere ve hukukçulara birakalim diyor. Ve diyoruz.

Esasen Sayin Cumhurbaskanimiz da BM Genel Kurulunda benzer bir konusma yapti. Yapti da bu görüse Türkiye’den farkli tepkiler aldi. Kimileri redci bir refleksle karsi çikti. Kimileri sessiz kaldi. Kimileride çözüme dayatmaci ve inkar yollariyla varilamayacagini, yukarida anlatmaya çalistigimiz gibi diyalog yolunu dogru olan sekil görüp desteklediler.

Ayni durum diaspora Ermenileri için de geçerli… Özellikle Türkiye’den gidenlerin gidis nedenleri ne olursa olsun bizim gibi düsündüklerini biliyoruz (her seyde oldugu gibi istisnalar olabilir). Bir diger bildigimiz ise bizlerden farkli düsünenlerin de çok aktif, çok etkili ve de seslerinin çok çikiyor olmasidir. Bu nedenle yayin organlarinda sayin Patrigimizi agir sözcüklerle elestirip suçlayabiliyorlar. 1915 gerçegini hepimizin de iki üç kusak önceki büyükleri yasadi gördü. 1915 in ne oldugunu, nedenini biz de biliyoruz. Ama biz Türkiye’den bakiyoruz.

Baska bir gazete haberi… Milliyet’ten özel bir haber. Ögrendigimize göre Sayin Patrigimiz Soykirim tasarisinda Ankara’ya destek vermesine karsin Türkiye Ermenilerinin taleplerinin Ankara tarafindan karsilanmasinda basarisiz kalmakla elestiriliyor. Hainlikle suçlaniyormus. Haber: “Ankara tarafindan Patrigin elinin güçlendirilmesi gerektigi vurgulandi.” diye bitiyordu.

Evet dogru yillardir Ankara’dan taleplerimiz oldu. Vakiflarimiza farkli uygulamalardan kaynaklanan ve hep göz ardi edilen isteklerdi bunlar… Ankara tarafindan hep bilinen bu taleplerimizin böyle bir gerekçeyle hatirlanmasina ve gündeme alinma ihtimaline sevinelim mi? Yoksa üzülelim mi? Dogrusu bir sey söyleyemiyorum.

Geçtigimiz haftalarda AB Türkiye Raporunda da Türkiye Ermenilerinin durumlarinin iyilestirilmesi gibi bir dip not vardi.

Pekiyi Türkiye Ermenilerinin Ankara’dan istekleri nelerdi? Gerek Ermeni basininda gerekse Ulusal medya da yazildi, söylendi. Yani bunlarin en azindan bir bölümü duyarli kamuoyunun da malumu… Ve de AB ile ilgili Sayin Basbakan Yardimcimiz bunlari bizzat dinledi. Yazili talep etti.
Ankara’ya arz edildi. Pekiyi neden yerine getirilmiyor dersiniz? Bunlar olmayacak talepler degil. Imtiyaz hiç degil. Hep sözü edilen ülkemizin bölünmez bütünlügüne gölge düsürecek seyler degil. Tam tersi TC vatandaslari ve kurumlari arasinda esitligi saglayacak uygulamalar.

Artik azinlik karsiti politikalardan vazgeçilmelidir. Dilegimiz Ankara’nin yillardir yogun olan gündeminde sira bizim taleplerimize gelmis olsun.

Ne istiyorduk? Anayasa, yasalar, idari kararlar bizim içinde esit uygulansin. Kurumlarimiza esitlik ilkesiyle örtüsmeyen uygulamalar olmasin. Kisaca tasidigimiz TC kimliginin geregini istiyoruz. Yoksa çok mu olduk? Çok sey mi istiyoruz? Ne dersiniz?

Yorumlar kapatıldı.