İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Knar ve Anadolu Ermeni Halk Muzigi

Stüdyo, 1 Cd-Kaset
1999, Kalan Müzik(131)
Sirapis için:Sezar Avedikyan

Anadolu Ermeni Halk Müzigi

Tarih ve cografya farkli kurgulansa ve Urartu ülkesi Ararat (Agri) Daginin eteklerinde uzanmasa idi, üç bin yillik Anadolu Ermeni halkinin sonati ve kültürü de daha farkli sekillenirdi.

“Kavimler kültürlerini göç ettikleri topraklara bire bir tasiyamazlar. Birlikte getirilen gelenekler karsilasilan kültüre eklenecek katkilardir artik” Etnomüzikolojinin tüm ekollerince benimsenen bir saptamadir bu. Ancak komsu olan veya birlikte yasayan kavimler, birbirlerinin kültürünü etkilerler. Tarihi Ermenistan’in kültürünü etkileyenler ise önceleri Pers, Asur ve Bizans uygarliklari 11. yüzyildan itibaren de Anadolu’ya göç eden Türk boylaridir.

Yerlesik tarim toplumu olan Ermenilerin müzik yaninda mimaride ve el sanatlarindaki üstün yetenekleri, onlarin kimlikleri ile özdeslesmis durumdadir. Buna en güzel örnek tarihi Ermenistan’in bassehri (ANI) için söylenmis olan “Dünya yikilir Ani yapar, Ani yikilir dünya yapamaz” sözüdür. Üçbin yildir bu kültür kazaninda kaynayarak günümüze kadar gelen Anadolu Ermeni müzigi temel olarak iki ana koldan beslenir. 1. Halk müzigi 2. Kilise müzigi. Ermeni Halk müzigi, yukarida da belirttigimiz sebeplerden dolayi birlikte yasadiklari topluluklarla benzerlikler gösterir. Ermeniler arasinda yaygin olan müzikal uygulamalara diger gruplarda da rastlariz.

Ermeniler tarih boyunca önemli saz ve ses sanatçilarinin yaninda, usta saz yapimcilari da yetistirmistir. Düdük, saz, zurna, kaval, tulum, davul gibi müzik aletlerinin basarili icracilari daha yakin zamana kadar Ermeniler arasindan çikmistir. Bu sanatçilar da kendi bölge müziklerine damgalarini vurmuslardir.

Anadolu Ermeni müzigi deyince Gomidas Vartabed’i anmadan geçemeyiz. Dünyadaki ilk etnomüzikologlardan birisi olarak kabul edilen Kütahya dogumlu bu din adami, 19. yy. Sonlari ile 20. yy. baslarinda Anadolu’yu köy köy dolasarak ulusal Ermeni müzigini derlemistir. Onun bu çalismalarini yetistirdigi ögrencileri devam ettirmistir. Bunlardan birisi de Mihran Turnacan’dir. Bu çalismamizdaki bazi parçalar onun bu yüzyil basinda Anadolu’dan göç eden Ermeniler arasinda 1920’li yillarda yaptigi derlemelerden alinmistir. Bu arastirmalardan çikan bir sonuç da; Ermenilerin kendi lisanlari yaninda Türkçe ve Kürtçe ezgiler üretmis olmalaridir. Anadolu Ermeni köylerinde söylenen ezgilere, çesitli sebeplerle göç ettikleri kozmopolit bölgelerde Türkçe veya Kürtçe güfte yapmislardir.

Anadolu Ermeni müzigi repertuari incelenecek olursa agirlikli olarak Dügün sarkilari, Ask sarkilari, Sosyal içerikli sarkilar, Bayramlarda söylenen sarkilar, Sila sarkilari, Mizahi sarkilar, Is sarkilari, Bar havalari, Ninniler, Göç sarkilari, Kahramanlik sarkilarina rastlariz.
Anadolu Ermeni müziginin temel taslarindan biri de çok eskilere dayanan Asug (Asik) müzigi gelenegidir. Asuglar dönemlerinin profesyonel müzisyenleridir. Usta çirak iliskisiyle kendilerini iyi gelistirmis bu insanlar ellerinde sazlari köylerde kasabalarda dolasarak, Ermeni dilinin gelismesine siirleri ve ezgilerinin zenginlesmesine besteleri ile katkida bulunmuslar, halk müzigi geleneklerinin yöreler arasinda iletisiminde önemli bir rol oynamislardir. Bunlarin en meshuru Sayat Nova 18. yy. dir. Asik Pesendi, Küçük Nova, Asik Civan’i da sayabiliriz. Tarihte topluma açik yerlerde dans edip sarki söyleyen asuglara Varsag denirdi. Varsaglarin içerisinde asil ailelere ait olanlar da vardi. (9. yy. Prenses Paransem). Bunlar saz, saltur ve çesitli telli müzik aletleri çalarlardi. Kilise müzigi ise Anadolu’da yerel müzikle benzerlik tasimakta idi. Bununla birlikte merkezden gönderilen ve uygulama farkliligi olan örnekler de köy muhidinde hiçbir zaman ihmal edilmemistir. Dini müzigin en temel formu Saragan adi verilen ilahilerdir. Kilise ayini esnasinda söylenen merkez tarafindan belirlenmis ilahilerden farkli olarak folklor ögesi tasiyan ve kilise disinda söylenen saraganlara baraganon deniliyor, Istanbul’da 12. ve 13. yüzyillarda olusturulan saragan koleksiyonlari binden fazla ilahi içeriyordu.

Katkida bulunanlar

Vokal: Yervant Bostanci
Vokal: Panos Kartun
Vokal: Nisan Çalgiciyan
Vokal: Nivart Avedikoglu
Vokal: Tatiana Bostan
Yapim: Hasan Saltik
Mastering: Ercan Akbay
Fotograf: Minas Oflas
Proje Sorumlusu: V.Sezar Avedikyan
Düzenleme: KNAR
Yapim: Karma Müzik
Kayit: Stüdyo Metropol
Kayit: Stüdyo Audeon
Grafik Tasarim: Gramen Reklamcilik
Baski: FRS Matbacilik

Enstrumanlar

Duduk: Sirak Sakrikyan
Sivi: Sirak Sakrikyan
Akordeon: Sirak Sakrikyan
Sivi: Murat Sirin
Duduk: Murat Sirin
Ud: T.Taniel Koyuncu
Cümbüs: T.Taniel Koyuncu
Tar: V.Sezar Avedikyan
Baglama: V.Sezar Avedikyan
Vurmali Çalgilar: Arto Erdogan
Ud: Yervant Bostanci
Kabak Kemane: Yunus Emre Demirbag

Tesekkür

Albümün fikir asamasindan, projenin müzikseverlere ulasmasina kadar, esirgemedigi tüm çaba ve gayretleri için Melih Duygulu’ya, katkilarindan dolayi; Hasan Saltik’a, Pakrat Estukyan’a, Aras Yayincilik’a, Tegsapet Cevahir’e, Janet Avedikyan’a, Varujan Arzuman’a ve misafir sanatçilara en içten tesekkürlerimizi sunariz.

Albümdeki kayitlar

1- Dile Yaman 2:00
2- Ay Nare Nare 6:19
3- Esor Ovan Ertam 3:11
4- As Gemgemi Havan E 1:53
5- Madnus Agi Mavi E 3:51
6- Halayi Bar 3:17
7- Agçi Egur Mer Duni 2:30
8- Erzurumi Soror 3:41
9- Ard Mi Unim Kariye 2:25
10- Sari Gyalin 4:28
11- Bar Bar Genem 2:45
12- Es Kiser Hampartsum E 4:17
13- Kez Ov Pesa 3:34
14- Burma Diginin Eger Er 1:44
15- Hala Hala Ninnoyi 2:25
16- Aylugis Gorav 2:34
17- Iça Çayi Kinare, Nare 1:53
18- Sepasdia Bar 4:31

Knar hakkında

1992 yılında halk danslarına eşlik etmek amacı ile bir araya gelen biz grup elemanları çalışmalarımızı cemaat koroları na eşlik ederek sürdürdük. KNAR (Lir) adı altında ilk çalışmalarımıza 1995 yılında başladık. Grup olarak yurt içi ve dışında çeşitli sanatsal etkinliklere katılarak Ermeni müziginden ve danslarından örnekler verdik. Bunlar ağırlıklı olarak Ermenistan kaynaklı besteler ve düzenlemelerdi. Bu yüzyıl basında Anadolu’da yaşanan zorunlu göçden kaynaklanan sosyal değişim ve toplumdaki modernleşme hareketleri zaman içerisinde Ermeni toplumunun Anadolu’daki yöresel müziklerinden uzaklaşmasında etkin olmuştur. Bugün de Türkiye’deki Ermeni nüfusunun tamamına yakını İstanbul’da yaşamaktadır. Bizler de köklerimizin Anadolu’dan geldiği bilinci ile 1997’den itibaren bu müziğin yok olma sürecine girdiğini görerek çalışmalarımızı bu yöne çevirdik. Elinizde tuttuğunuz albüm bu yöndeki çalışmalarımızın ilk ürünüdür. Dileğimiz sizlerin de desteği ile Anadolu’nun renkliliğini gösteren bu tür çalışmaların devamının gelmesidir.

Yorumlar kapatıldı.