İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“İkinci Yüzyıl”a “Yeni Şiir” ile başlamak….

GÜVENÇ DAĞÜSTÜN

CHP’nin “İkinci Yüzyıla Çağrı” buluşmasını izlemek için televizyon başına geçtiğimde ekranda kocaman Antonio Gramsci yazıyordu. Dikkat kesildim. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak sahnedeydi ve şunları söylüyordu: “Ünlü düşünür Gramsci’nin deyimiyle; ‘Eskinin öldüğü, ama yeninin henüz doğmadığı…’ Bu arada çok farklı hastalık belirtilerinin ortaya çıktığı bir ara dönemdeyiz. 2008’de Küresel Finans Krizi; dünyaya hakim olan ekonomik modeli temellerinden sarstı. 2020’de Küresel Covid salgını küresel arz zincirlerinin dağılmasına yol açtı. 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgali uluslararası güç ve güvenlik dengelerini çatırdattı. Küresel sistem, yön bulmak için kendine yeni kerterizler arıyor. Uluslararası ticaret ve tedarik zincirlerinin rotası, ilkeler ve değerler temelinde, ‘dostluk’ ve ‘müttefiklik’ ekseninde yeniden çiziliyor. Dünya yeni bir sanayi devrimini yaşıyor. Yaşadığımız Dördüncü Endüstri Devrimi’nin yakıtı ‘işlenmiş veri’, iletişim teknolojisi ise sanal ve gerçek dünyanın bütünleşmesi. Otonom robotlar ve karanlık fabrikalar, nesnelerin interneti ve bulut teknolojileri, üç boyutlu yazıcılar ve artırılmış gerçeklik; tüm iş yapış biçimlerini değiştiriyor. Yaşamın her alanını dönüştürüyor.

Bu çok önemli 3 Aralık toplantısında Gramsci referanslı bir sunumun üzerinde daha fazla durulmalıdır diye düşünüyorum. Peki, kimdir Antonio Gramsci?

Antonio Gramsci, İtalyan Komünist Partisi kurucularındandır (1921). Gramsci’nin Torino, Puglia, Formia hapishanelerinde yazdıkları düşünce tarihimizi derinden etkilemiştir. Hatta Mussolini bile, Gramsci’nin yaratıcı etkinliklerini sürdürebilmesi için suçunu “Devletin güvenliğine karşı komplo” kapsamı dışında tutmuştur. Gramsci, hapishanelerdeki çok kısıtlı ortamda bir yığın “defter” tutarak yaşadı. 1937’de ölümünden sonra yakınlarına verilen bu defterler felsefi, tarihi, toplumbilimsel, edebi, ekonomik ve filolojik bilgilerin derlendiği eşsiz bir hazinedir. Geçmiş yüzyılımızın unutulmaz eserleridir. Keşke hapis yatmamış olsaydı…” diye bahsediyor Fikret İlkiz, Bianet’teki köşesinde bundan on yıl önce.

***

Gramsci, her türlü devrimci girişim için acilen sivil toplum uzlaşmasının gerekli olduğuna inanırdı. Proletarya devriminin kendiliğinden gerçekleşeceğine inanmazdı. Gramsci, “ötekileri yönetmenin ideolojik yapıcıları olan” örgütlü entelektüellerin yani yazarların, filozofların, gazetecilerin ve üretim dünyası ile ilişkilerini sürdürenlerin bir tür “sürekli ikna ediciler” olmaları nedeniyle, sivil toplum içindeki kültürel ve ideolojik güç dengesini ters çevirmelerini beklerdi. Ama olmadı. (İsyankâr Yüzyıl. Sebastian Lapaque. Sel Yayıncılık)

CHP’nin 3 Aralık’ta açıkladığı proje oldukça değerli. Yalnızca bu entelektüel düzeyi oldukça yüksek içerikli sunumun bu şekilde bir “halka arzı” doğru muydu, salona doldurulanların ya da izleyenlerin kaçı ne kadarını alıp ne kadarını anlayabilecekleri gibi kafamı kurcalayan sorular vardı ki korktuğum da oldu. Futbol ligine yabancı hakem isteyenler bile Kılıçdaroğlu’nun ekibinin yerli ve milli olmamasına “çakıyorlardı.” Bununla da yetinmeyip yine ırkçılık belasını çıkarıyorlardı önümüze utanmadan. “Gazeteci” Necmettin Batırel “Kılıçdaroğlu’nun vizyon belgesini FETÖ’nün övdüğü ermeni Daron Acemoğlu hazırlamış kan çekmiştir” diye söz ediyordu değerli bilim adamı, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) öğretim üyesi Prof. Daren Acemoğlu’ndan.

Batırel’e verilmiş iki cevap dikkatimi çekti, yüreğime hafif su serpti, anımsatmak isterim:

***

Prof. Özgür Demirtaş “Necmettin Bey yaşınıza saygımdan ve sizinle çıktığım TV yayınından ötürü şahsınıza yapılan saldırılardan rahatsız olduğumdan için ses çıkarmayayım diyorum ama yeter. Prof Dr. Daron Acemoğlu TC vatandaşıdır. Daron’un ayakkabısının bağcığı olamazsınız. Feci sinirlendim” diye ağzının payını veriyordu Batırel’in.

Ermeni cemaatinin önde gelen isimlerinden Rafi Haviters ise “ırkçı hödük” diye bahsediyordu gazeteciden. Yılmaz Özdil’in Selvi Kılıçdaroğlu paylaşımını ise ben ünlü yazara hiç yakıştıramadım. Söylenecek söz bulamıyorum.

Şöyle bitireyim:

Her şey iktisadidir. Her sorunun çözümü elbette ekonomik iyileşmeden geçer. Ana muhalefet partisinin “ikinci yüzyıl” ile ilgili çözüm projesinin ilk ayağı da elbette ekonomi ile ilgili olacaktı. Buna söylenecek söz yok. Ama gönlümden geçen, ikinci büyük toplantının içeriğinin kültür, sanat, eğitim ve bilim olmasıdır.

Ne diyor Antonio Gramsci: “İnsanı yeniden yarattığınız, zihni canlandırdığınız ve yeni bir duygusal yaşam yarattığınız zaman, eğer çıkarsa, işte bu yaşamdan çıkacaktır yeni şiir.

https://www.birgun.net/haber/ikinci-yuzyil-a-yeni-siir-ile-baslamak-412429

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın