İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Atatürk’ paravan mı? Fenerbahçe’den Saracoğlu nasıl silindi? 

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

Erdem Atay

1907 Fenerbahçe Derneği’nin 30’uncu Yıl Kutlaması sırasında derneğin başkanı Rıfat Perahya, Cumhuriyetin yüzüncü yılında Şükrü Saracoğlu Stadyumunun isminin Atatürk Stadyumu olmasını istedi.

Salonda herkes ayağa kalktı, alkış tufanı koptu.

Çok anlamlıydı.

Her yerden Atatürk ismini silen buna rağmen fikirlerini silemeyen, onu yok etmek için de uğraşan AKP’ye karşı çok önemli bir hamle oldu.

Evet, gururumuz okşandı, çok sevindik, herkes Atatürk’ün ismini silerken, çok önemli bir spor yerleşkesine Atatürk’ün ismini verdik.

Fenerbahçe Başkanı Ali Koç bu talebin ardından, bu kararın sonuna kadar arkasında olduklarını, gereğini yapacaklarını söyledi.

Bu önemli kararın da 29 Ekim 2023 tarihinde hayata geçirilmesini talep etti.

Yani ‘siz varsanız biz de varız!’ dedi.

Sosyal medya coştu, Fenerbahçeliler çok sevindi.

Herkes üç kişiye; Rıfat PerahyaAli Koç ve Uğur Dündar’a teşekkür etti.

Atatürk’ ismine karşı savaş açanlara güzel bir cevap verildi diyenler çoğunluktaydı.

Her şey tamam…

Çok sevindik ancak bu olayın başka bir tarafı da var.

Biz orayı anlatalım size.

***

Stadın ismi 1998 yılında Aziz Yıldırım başkanlığındaki yönetim tarafından Şükrü Saracoğlu olarak değiştirilmişti. Bir önceki ismi sadece Fenerbahçe Stadyumuydu.

Bu isim verildiği günden beri, Saracoğlu ismi üzerinden marşlar yazıldı, tezahüratlar, şarkılar söylendi…

Saracoğlu yanıyor…

Saracoğlu’nun çimleri…

Şükrü Saracoğlu stadı inliyor… 

Saracoğlu yokuşları…”

Bu ifadeler her Fenerbahçeli’nin ruhuna işlemişti. Şükrü Saracoğlu deyince kimsenin aklına 17 yıl Fenerbahçe’ye başkanlık yapmış ya da eski başbakan akıllara gelmiyordu artık. Saracoğlu Fenerbahçe ile bütünleşmişti.

Çok seviyorduk o ismi…

Şimdi o marşlar, şarkılar, tezahüratlar geride kalacak.

***

Peki kimdi Saracoğlu?

Şükrü Saracoğlu meşhur Time dergisine kapak olan üçüncü Türk unvanına sahip kişiydi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin beşinci başbakanıydı.

Nüfus Mübadelesi döneminde görüşmelerde bulunmuştu.

Maliye Bakanlığı döneminde de Merkez Bankasını kuran kişi oydu.

Okul yıllarında Cenevre’deydi orada okuyordu, Milli Mücadele başlayınca yurduna döndü ve Kuvayı Milliye’ye katıldı. Kuşadası’nda silah kuşanarak düşmana karşı savaştı.

Hastalanmıştı bir kere… Devlet bütçesinden yurtdışına gitmesi önerildi.

Şiddetle reddetti. Babasından kalma evi ve arsasını satıp, o parayla yurtdışına tedavi olmaya gitti.

Kimse Şükrü Saracoğlu’nun bu taraflarını konuşmaz, konuşmak istemez.

Ancak herkes onu 3 konuyla hatırlar…

Türkçülük söylemi, Varlık Vergisi ve Fenerbahçe…

Fenerbahçe’yi biliyorsunuz… Yıllarca başkanlığını yaptı ve bugünkü stadın olmasının baş mimarıydı.

Ama diğer iki konu Saracoğlu ile ilgili en çok konuşulan konulardı.

Halkçı değildi, faşistti’ diyenler vardı.

Halbuki Köy Enstitüleri kurulduğunda ülkenin başbakanı kendisiydi ve en büyük desteği o vermişti.

Kendisi gibi köylüler için toprak reformu tasarısını Meclis’te dile getirip o yasa için mücadele eden biriydi.

1942 yılında TBMM’de ‘Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir’ demiş, bu sözler yıllarca günümüze, Saracoğlu’nu faşist yapmak isteyenler tarafından kullanılmıştı.

Saracoğlu’nu sevmeyenler bununla da kalmamıştı.

Varlık Vergisi çıkaran başbakandı kendisi.

1942’de, İkinci Dünya Savaşının en sert olduğu dönemlerdi. Açlık, yoksulluk ve kıtlık halkı perişan etmiş ülke ekonomisi adeta çökmüştü.

Çözüm için Varlık Vergisi çıkarıldı. Zengin olan iş adamlarından vergi istenmişti. O dönemlerde de yoğunlukla Rum, Ermeni ve Yahudilerin ticaretle uğraşması nedeniyle en fazla vergi de onlardan alınmıştı. İşte bu olay, birilerine göre faşistçe bir yöntemdi ve kabul edilemezdi.

Her ne kadar kimse söylemese de Müslümanlar da bu vergiye tabii idi. Bugün bu olaya karşı gelen kim varsa, bu gerçeği görmemenin yanı sıra sadece o dönemde İstanbul Ticaret Odası’na kayıtlı üyelerin yüzde 87’sinin gayrimüslim olduğunu yazmaz.

Verginin alındığı kişilerin çoğunun gayrimüslim olmasının en temel nedeni de aslında budur.

Ayrıca o dönemde konulan vergi sadece Varlık Vergisi de değildir. Toprak Mahsulleri Vergisi de koymuştur Saracoğlu. Kendisi gibi köylülerin bu vergilerle de beli bükülmüştü. Fakat savaş şartları çok ağırdı ve ülkede ekonomi çok zor durumdaydı.

Saracoğlu’na, Varlık Vergisi üzerinden yüklenenler, dünyanın birçok ülkesinde benzer uygulamaların hiçbirisine tek bir sözleri olmamıştır.

İllaki uygulamada hata vardı. Bu hatalar tartışılabilir fakat bu karardan dolayı bir Kuvayı Milliye’de yer almış ve ülkeye büyük hizmetler etmiş birine saldırmak kabul edilemez.

Hele ki, ömrünün tamamını devlete ve millete hizmet etmekle geçirip 1953 yılında Teşvikiye’de kiralık bir apartman dairesinde kiracı olarak hayatını kaybeden birine…

***

Şimdi bunları neden mi anlatıyorum.

Aziz YıldırımŞükrü Saracoğlu ismini Fenerbahçe stadına verdikten sonra bazı eleştiriler gelmişti.

Eleştiriler zaman ilerledikçe devam etmiş, bir süre sonra da kamuoyunda dillendirilmeye başlanmıştı.

Özellikle Türkiye’deki Yahudi toplumunun bu konuda büyük hassasiyeti vardı.

Fenerbahçe’nin Şükrü Saracoğlu’nu ‘unutmayacağız’ diye andığı bir tivit paylaşımının altına Türkiye Yahudi Toplumu Başkanı İshak İbrahimzadeh, ‘Unutmak ne mümkün! Varlıkları yok etti…’ diye karşılık vermişti.

Benzer birçok paylaşım yapılmıştı.

Mesela Gazeteci Reha MuhtarSaracoğlu’nun isminin değiştirilmesini açık açık talep etmişti. 2011’deki yazısında Saracoğlu’na ‘faşist’ demişti.

Saracoğlu’na Varlık Vergisi kanunu nedeniyle ırkçı diyenlerin neredeyse tamamının AKP’yi uzun yıllar destekleyenlerin olması dikkat çekiciydi.

***

Tarih 24 Aralık 2013.

İsrail’de yaşayan Türk asıllı yahudilerin haber sitesi olan Baştürk’te bir habere yer verilmişti.

Buna göre, ‘change’ isimli sitede bir kampanya başlatılmış, bu kampanyada Fenerbahçe’nin Şükrü Saracoğlu ismini değiştirmesi istenmişti.

Önerilen isimler Lefter Küçükandonyadis ve Aziz Yıldırım’dı.

Kampanya için hazırlanan ve Fenerbahçe’nin o zamanki yönetimine gönderilmesi kararlaştırılan metinde şu ifadeler yer almıştı:

Şükrü Saraçoğlu hem bu ülke hem de Fenerbahçe kulübü için çeşitli hizmetlerde bulunmuş olmasına karşın, getirdiği zarar hepsinden daha büyüktür. Saraçoğlu, on binlerce ailede perişanlık ve yıkım yaratan varlık vergisini çıkarmaktaki asıl amacını ‘Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceği’ sözleriyle açıklamıştır. Lefter Küçükandonyadis’in ya da Aziz Yıldırım’ın, Fenerbahçe kulübüne ve bu millete hizmetleri, Saracoğlu’nunkinden binlerce kez daha hayırlı ve daha şereflidir. Bu yüzden Fenerbahçe Stadı’nın adı en kısa sürede değişmelidir”.

Kampanya ilerledi. Konu gündeme geldi.

İşte tam bu sırada devreye CIA güdümlü FETÖ’cü ve liberallerin operasyon merkezi Taraf gazetesi girdi. Amaç Türk milletinin birer parçası olan Ermeni, Rum ve Yahudi toplumunu ayrıştırmaktı.

Gazetede bu konu üzerine onlarca haber ve yazı yayımladı. Bir yandan şike kumpasını gündeme getiriyor, bir yandan da, Saracoğlu ismi üzerinden ‘Zaten siz faşisttiniz’ diyerek Fenerbahçe karşıtı haber yapıyorlardı.

Bu kampanyalar ilerleyince ŞalomAgos ve Avlaremozgibi Türkiye’den yayın yapan Yahudi ve Ermeni siteler de benzer yazılar kaleme aldılar.

Bu yayınlara ve kampanyalara karşılık akademisyen ve gazeteci Barış Doster“Fenerbahçenin stadyumu olan Şükrü Saraçoğlu Stadının adının değiştirilmesi yönünde başlatılan kampanya, atılan adım ve yapılan tartışmalar, belli ki önümüzdeki günlerde yine Cumhuriyet’e saldırılmasına neden olacak” diye uyarmıştı.

Özdemir İnce de Ocak 2014’te kaleme aldığı yazıda kampanyayı yapanlara tepki gösterdi ve şu sözleri söyledi:

“Fenerbahçe Kurtuluş Savaşı’nda ‘gazi’ olmuştu. Gazi Fenerbahçe günümüzde bir kez daha gazi oluyor. Gazi Fenerbahçe ne Cumhuriyet’e ne de kurucularına ihanet eder. Bu nedenle stadyumunun adı Şükrü Saracoğlu‘dur ve değişmez!”

O dönemlerde konu kamuoyunca kapandı. Fakat ara ara gündeme geliyordu.

Bu süre zarfında birçok isim önerilmişti. Bu isimler arasında bir tek Atatürk yoktu.

***

Ve gelelim günümüze…

İşte şimdi herkesin kabul edebileceği ve birilerinin de sessiz sedasız taleplerini yerine getirebileceği bir hamle yapılmış oldu.

Kimse Atatürk ismine itiraz edemezdi!

Eğer Şükrü Saracoğlu ismine itiraz edilip başka bir isim önerilseydi, Fenerbahçeli taraftar ayağa kalkar buna tepki gösterirdi.

Fakat yapılan Saracoğlu’na tepki gösterilmeden asla itiraz edilemeyecek bir ismi ortaya atmaktı.

O da Atatürk oldu! Atatürk deyince kimse gerisini düşünmezdi zaten.

E zaten 2023 de Cumhuriyet’in yüzüncü yılıydı. Bu fırsat kaçmazdı!

Devreye önceden Ali Koç’un başkanlık yaptığı 1907 Fenerbahçe Derneği’nin başkanı Rıfat Perahya girdi ve Atatürk isminin önerisini yaptı.

Çok değerli bir iş adamı olan Aldo Perahya’nın oğlu olan Rıfat Perahya da Yahudi kökenli bir Türk. Onun da ailesi Varlık Vergisi kanunu nedeniyle sıkıntılar çekmiş.

Ve işte bugün, Saracoğlu’na kim karşı çıkıyorsa avuçları patlayıncaya kadar onu alkışlıyor.

***

Yahudi, Ermeni ve Rum kökenli vatandaşlardan destek geldi bu karara.

Bunun dışında birçok da paylaşım ve yorum yapıldı. ‘Kim ki Atatürk ismine karşı çıkıyorsa o Cumhuriyet ve Atatürk düşmanıdır’ ifadeleri bile kullanıldı.

Ama kimse olayın bu tarafından bakmadı.

Atatürk ismine itiraz yok ama ülkesi için büyük savaşlar vermiş birinin ismini silmek adına arka planda bir oyun varsa bu cumhuriyet sevgisi değildir.

Yahudiler, Rumlar ve Ermeni kökenli Türkler bu milletin bir parçasıdır. Bu başka bir şeydir.

Fakat sizler yani bu kararı alanlar ve kabul edenler, cumhuriyet için Kuvayı Milliye’de savaşmış ülkesi için mücadele vermiş, başbakanlık, dışişleri bakanlığı, meclis başkan vekilliği yapmış, Fenerbahçe’ye unutulmaz hizmetler vermiş, Fenerbahçelilerin yüreğine kazınmış bir ismi bu kadar kolay harcayamazsınız!

İtiraz, Fenerbahçe’nin koyduğu isme değil, Atatürk’ün silah arkadaşı ve cumhuriyet kuruluşunda omuz omuza kararlar aldığı ismin ortadan kaldırılmasına…

Birilerine Atatürk ismini vererek ‘gol’ atıyor olabilirsiniz ya da öyle görünebilirsiniz.

Sırf bu ismi koydunuz diye büyük alkışlarla en büyük Atatürkçü sizi seçmiş olabilirler…

Fakat asıl golü Türkiye Cumhuriyeti’ne attığınızı görmüyor musunuz?

Şimdi size büyük Atatürkçü diyorlar!

Gerçekten öyle mi?

Hiç sanmıyorum!

Atatürk’ün ismine değil, fikirleri ve mücadelesine sahip çıkın!

Atatürk’ü paravan yaparak, silah arkadaşını silip atmayın!

***

Hoş, kimse onların mücadelesini ne tarihten ne de yüreğimizden atabilir.

Kuvayı Milliyeciler bizle yaşar ama bizle ölmez!

https://www.veryansintv.com/ataturk-paravan-mi-fenerbahceden-saracoglu-nasil-silindi/

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın