Cumhuriyet, cumhurun egemen olduğu bir sistemin adıdır.
Atamız Atatürk ve arkadaşları ile bin bir güçlükle Batıya direnerek, mücadele ederek Türkiye Cumhuriyetini kurabilmişlerdir.
Ancak, Cumhuriyet, 1938 yılı ile 1950 yılı arasında cumhura karşı pek sıcak davranmamıştır.
Cumhur, 14 Mayıs 1950 yılında Cumhuriyet’teki yerine talip olunca, 27 Mayıs 1960 tarihinde bir darbe ile cumhuriyeti kendi malları gibi görenler tarafından cumhuriyetten uzaklaştırılmak istenmiştir.
Bu gel gitler 1970, 1980, 1997, 2016 yıllarında tekrarlanarak yaşanmıştır.
Rahmetli Turgut Özal ” Devlet, Cumhur için vardır ” sözü ile Türkiye Cumhuriyetinde önemli bir gerçeğin altını çizmiştir.
Evet, Devlet, halkına hizmet için oluşturulmuş bir kurumdur.
Halkın olmadığı bir devlet olabilir mi?
Bu gün Eti, Sümer devletlerinden bahsedilebilir mı?
Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti, Batı’nın husumetini neden çekti, bugün de neden çekiyor, sorularına doğru cevaplar bulmak zorundayız.
Batı, neden Osmanlı topraklarında 1904 yılına kadar altı yüzün üzerinde Hristiyan papaz okulları olan misyoner okulları açmıştı?
Biz bilmeyiz ama İstanbul ve Anadolu Hristiyan dünyasının kutsal topraklarıdır.
Hristiyan kelimesi Dünyada ilk defa Antakya’da telaffuz edilmiştir.
Hristiyan inancını Dünya’ya yayan Tarsuslu Paulus Tarsusludur.
Hz. İsa’nın Tanrının oğlu Tanrı olduğu ve Tanrı mertebesine çıkarıldığı yer İznik şehridir.
İznik’te MS 330 yılında İznik Konsulu toplanmıştı.
Hristiyan inancına ilk inanan insanlar, Kapodokya bölgemizde yaşayan insanlardır.
Hristiyan inancının yedi kutsal kilisesi Anadolu’dadır.
Bunlar Efes, İzmir, Bergama, Akhisar, Salihli, Alaşehir ve Denizli şehirlerimizde bulunmaktadır.
Hristiyan inancının en büyük kutsal mekanı Ayasofya’dır.
Hristiyan dünyasının Noel babası da Demre şehrinde yaşamıştır.
Tüm bunları yan yana getirince Batının husumetini anlayabiliyoruz.
Biz de, bu gerçekleri halkımıza öğretmiyoruz, halkımız da ” Batı bizi neden sevmiyor? ” diye şaşırıyor.
Türkiye Cumhuriyeti bugünkü sınırları içinde güçlü olmadan, Batının hoşgörüsü ile daha uzun zaman varlığını sürdüremez.
Türkiye Cumhuriyetinin dün açılan TOGG akıllı oto fabrikası ile savunma sanayinde ulaştığı nokta çok önemlidir.
Türkiye bütün gençlerini bu gerçeklere göre bu bilinçle yetiştirmek zorundadır.
Batı, Yunanistan’ın ” Megalo ideali “ni destekliyor.
Yunanistan da, İstanbul, Trakya ve Ege bölgesini isteyerek büyük Yunanistan’ı kurmak istiyor.
Ermeniler, Ağrı dağı, Van gölü, Erzurum, Erzincan’ın içine alan ve Trabzon’dan denize acılan büyük bir toprak parçasını alarak büyük Ermenistan’ın hayali ile yaşıyor.
Hatta bu arzusunu Anayasasına bile yazmış durumda.
İsrail ise, Dicle ile Nil arasındaki toprakların peşinde.
Bu toprakların içine Çukurova ve Kapodokya bölgeleri de bulunuyor.
Bu üç halkın ABD’deki lobileri, sinsice bu üç projeyi hayata geçirmek için çalışıyorlar.
Bu çabalar da ABD’nin politikalarına yön veriyor.
Biz ise, içerde sıradan konular ile 99. Kuruluş yılımızı kutluyoruz.
Batinin bu yüzünü ve bu gerçekleri dikkate almadan Cumhuriyetimizi koruyamayız.
Osmanlı hanedanı, tarihin tozlu raflarına çekilmiştir.
Atalarımızın hataları olmuş olabilir, ama hiç unutmayalım ki, onlar bizim atalarımız idi.
Ataların kötüsü olmaz.
Olan ile ölene çare yok, diye bir atasözümüz var.
Günümüzde Türkiye Cumhuriyetine dört elle sarılmak zorundayız ve Batının bizim için neler düşündüğünü de hiç aklımızdan çıkarmamalıyız.
” Ne mutlu Türküm diyene ” ve ” Ne mutlu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanlara “.
YAŞASIN Cumhuriyet.
İlk yorum yapan siz olun