İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yunanlılarla Türkler barışabilir mi?

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
Özay Şendir

Bu, Aydın’ın Cuma Mahallesi’nden Hafız Mustafa Ağa ve mührü okunamayan Heyet-i İhtiyariyesi üyesinin ifadesi:

“Yunan askerleri 29 Haziran 1919 Aydın muharebesi esnasında mahallemiz ahalisinin katliamını aşağıdaki şekilde tatbik etmişlerdir. Mahallenin beş yerinden yangın çıkardılar. Sokak başlarını Yunan askeriyle tuttular. Yangın haneleri sardı, ahali yangından sokaklara kaçarken sokak başındaki Yunan askerleri canlarını yangından kurtarmak için kendilerini sokağa atan kadın, çoluk çocuk demeyerek üzerlerine ateş ettiler. Kimisi telef oldu, kimisi yaralandı, kimisi kurtulabildi. Fakat sokaklardan tüfek ateşini gören bazı ahali korkularından dışarı kaçamadı, haneleri içinde yandı. Mahallemiz beş yüz seksen beş hane ve otuz dükkândan ibaret idi. Bunlardan yalnız otuz beş hane kurtulabildi…”

***

Bu, On Dördüncü Kolordu Kumandan Vekili Miralay Kâzım Bey’in 25 Ağustos 1919’da Erkân-ı Harbiye-i Umumiye, yani Savunma Bakanlığı’na yolladığı rapordan, Bergama’da yaşananlardan bazıları:

“2- İşgal günü Bergama’da Selimiye Kahvesi önünde oturmakta olan Kazcı Mehmet oğlu Hulusi işgal kıtası kumandanlığına götürülmüş ve işgalin üçüncü günü taburun karargâhında başı cesedinden ayrılmış ve gözleri kasatura ile oyulmuş olduğu halde görülmüştür.”

“14. Bergama’da Çerkez İdris Ağa’nın evlatlığı on yaşında kız çocuğunun bikrini (kızlığını) izâle ettikten ve sekiz on kişi üzerinden geçtikten sonra vücudunu tulani (boylamasına) ikiye ayırıp parçaladılar.”

***

Bu, Tire’den 8-9 yaşındaki bir kız çocuğunun 13 Eylül 1919’da iki Yunan askeriyle ilgili verdiği ifade:

“O esnada biraderim Hüseyin’i alıp ‘Kardeşini kumandanımıza götüreceğiz’ diyerek bahçenin haricine çıkardıktan sonra, bu iki askerden birisi yanıma geldi, diğeri de Hüseyin’in yanında kaldı. Merkum asker beni tutup hemen yere yatırarak ve donumu çözerek bikrimi izale etti. Bu fiili yapmasını müteakip çıktı gitti. Öbür asker, arkadaşı gelip o dahi fiil-i şeni icra (tecavüz) eyledi, sonra her ikisi silahlarıyla beraber savuşup gittiler.

***

Bu, Karamürsel Kaymakamı Refik Bey’in 14 Kasım 1920 tarihinde Garp Cephesi Komutanlığı’na yolladığı rapordan bir bölüm:

“Kasabanın nüfus-u umumisine nazaran ahaliyi yüzde yirmi beş derecesinde kurşuna dizmek suretiyle katliam yapmış ve geriye kalan nüfusu Derince ve Gemlik’e sevk etmiştir. Kasabaya gidildiği zaman on bin nüfustan ancak yüz kişi kaldığı görülmüştür.”

***

30 Ocak 1921 tarihinde Bozüyük İnzibat Şube Müdürü Hüseyin Bey’in raporu da içimizdeki hainler adına önemli bir örnek:

“1. İnegöllü Kel Ahmet Onbaşı ve Mezitli Abdurrahman ve müteahhit Lofçalı Mustafa adlı kişiler Yunan Ordusuyla beraber Bozöyük’e gelmişler.

3. Kel Ahmet Onbaşı “Padişahımız sulhu imza etti, siz kimin hesabına harp ediyorsunuz, yazıktır milleti… gibi” kahvede ahaliye hitaben nutuk irat etmiştir.

7. Teke Mahallesi’nde yedi hane basılmış ve kadınların ırzlarına dokunulmuştur.”

***

İsmet İnönü’nün Garp Cephesi Komutanı olarak 8 Nisan 1921’de Ankara’ya yolladığı rapor:

“Bilecik Mutasarrıfı’nın verdiği malûmata nazaran Bilecik’te 1618 hane yanmış, geri kalan 422 haneden yarısı oturulabilir bir halde bulunmuştur. Söğüt Kasabası İslam mahallatı da kâmilen, Bozöyük’ün üçte ikisi yanmıştır. Ahaliden mezalim ve kötülüğe maruz kalan ve şehit edilenler vardır. Bilecik Müftüsü Mehmet Nuri Efendi de dâhildir…”

***

İki dünya savaşı yaşadı dünya, yüz milyonlarca insan öldü, her iki savaşta da birbirinin gırtlağına çöken Almanya ile Fransa bugün kutsal müttefik. Almanya başbakanları ilk resmi ziyaretlerini hep Fransa’ya yapar.

Yani bir Türklerle Yunanlılar, yukarıdakilere benzer binlerce olaya rağmen barışabilirler.

Ama bunun olması için önce iyi niyet gerekir.

Mustafa Kemal Atatürk’ü “Küçük Asya Felaketi” adıyla Rum soykırımı iddialarının şüphelisi ilan eden site yayında duruyor. Eğer bir soykırımdan söz edeceksek Atina altından kalkamaz bu iddianın.

ABD’li tarihçi Justin McCarthy, Yunan ordusunun işgal yıllarında 640 bin sivili öldürdüğünü söylüyor.

Britanyalı tarihçi Arnold J. Toynbee, İzmir’in işgalinden sonra organize katliam yapıldığını anlatıyor.

Rusya Askeri Devlet Arşivi dâhil daha bir sürü isim, binlerce sayfa belge ve uluslararası rapor var tüm yaşananları ispatlamaya yetecek. Türkiye tüm yaşananlara rağmen iyi komşuluk ilişkilerine hazır olan, Ege’yi bir dostluk denizi yapmaya istekli bir ülke.

“Ankara Lozan Antlaşması’nın asırlar boyunca daha geçerli olacağını anlamalı” diyen Yunanistan Başbakanı, Lozan’da belirlenen hava sahasını 1931’de, deniz sahasını 1936’da bozan kimdi? İpucu vereyim: Ege adalarını Lozan’a aykırı olarak silahlandıran taraf aslında Lozan’ı bozan. Türklerle Yunanlılar elbette barışabilir ama bunun için yalan söylemeyen başbakanlara, kendi siyasi hırsı için düşmanlığı körüklemeyen dışişleri bakanlarına ihtiyaç var.


Milliyet Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.