Prof. Dr. Kürşad Zorlu
Azerbaycan’ın 44 gün süren Vatan Savaşı ve ardından meydana gelen gelişmeler sadece Kafkasya için değil uluslararası sistemin geleceği bakımından da bir kavşak noktası.
Bu bakımdan Azerbaycan’ın tarihi topraklarını işgalden kurtardığı bu savaşı sona erdiren 10 Kasım 2020 tarihli üçlü bildiride yer alan maddelerin hayata geçirilmesi çok önemli.
Bunlardan biri de Rus barış güçlerinin geçici kontrolü altındaki Azerbaycan topraklarında yaşayan Ermeni nüfusunun Ermenistan ile bağlantısını sağlayacak yeni bir yolun inşasına dair maddedir.
Buna göre yeni yol yapıldıktan sonra Laçın şehri, bu şehrin Zabuh ve Sus köylerinde yasa dışı konuşlanmış Ermenilerin buradan çıkması ve söz konusu bölgelerin Azerbaycan’ın kontrolüne geçmesi gerekiyor.
İşte Azerbaycan’ın üçlü bildirinin 6. maddesini hayata geçirecek gerekli adımı atarak üzerine düşen uluslararası sorumluluğu yerine getirdiği görülüyor.
Öyle ki Azerbaycan üçlü bildirinin imzalanmasından geçen süre içerisinde Rus barış güçlerinin geçici kontrolü altında yaşayan Ermeni nüfusunun Ermenistan ile bağlantısını sağlayacak 32 km’lik yeni yolun güzergâhını Rusya tarafının arabuluculuğu ile belirlemiş ve sadece kendi imkânları ile yüksek kalitede yeni ve daha kısa bir yol inşa etti.
Yolun tamamlanmasının ardından Azerbaycan, Rus makamlarına tebligat göndererek, yolun hazır olması nedeniyle bölgede bulunan Rus barış güçlerinin mevzilerinin 5 Ağustos’a kadar yeni yola taşınmasını talep etti. Hatta bu bölgede yaşayan Ermeni nüfusun çağrı ve isteklerini de dikkate alarak açıklanan süreyi 25 Ağustos’a kadar uzattı.
Şu ana kadar bir kısım çıkışlar yapıldı ve tamamen boşaltma için yarın süre doluyor.
Bu arada üçlü bildiri uyarınca Azerbaycan’ın batısı ile Nahçıvan arasında kesintisiz trafiğin sağlanması bir madde olarak yer alırken ve bunda bir adım atılmamasına karşın Azerbaycan 4,7 kilometrelik geçici yolun kullanımına izin vermiştir.
Ancak ne yazık ki Ermenistan’ın henüz yolun kendi sınırları içerisindeki kısmının yapımına bile başlamadığı görülüyor.
Azerbaycan’ın yapıcı tutumuna karşı Ermenistan tarafı, yolun yapımını mümkün olan her şekilde uzatmaya, yükümlülüklerini yerine getirmemeye ve uluslararası kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalışıyor.
Ermenistan bu yolla tavizler koparmaya çalışırken aslında o bölgede yaşayan Ermeni nüfusun günlük hayatında önemli sorunların ortaya çıkmasına da zemin hazırlamaktadır. Yine buradaki Ermeni nüfusun sorunlarının çözümü noktasında Ermenistan tarafının kendi insanlarında güven kaybetmeyi sürdürmesi bir diğer neticedir.
Doğrusu ben bu sürece fazla şaşırmadım. Çünkü Ermenistan, işgal döneminde Cenevre Sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerini de büyük ölçüde ihlal etmişti. Hatta Laçın şehri, Zabuh ve Sus köylerinde Suriye, Lübnan ve diğer ülkelerden Ermeni asıllı insanlara kimi cazip vaatlerde bulunarak onları tarihi Azerbaycan topraklarında yasa dışı yerleşimleri özendirdiği ortaya çıkmıştı.
Bu yönüyle yasadışı yerleştirmenin bir savaş suçu teşkil edeceğini ve Ermenistan için uluslararası hukuki sorumluluk doğuracağını söylemek mümkündür.
O halde şunu sormak lazım, yasadışı yollarla buradaki Ermenilerin gönderilmesinden üzüntü duyan kimi uluslararası kuruluşlar neden Laçın bölgesi işgal edildiğinde evlerini terk etmek zorunda kalan Azerbaycanlıların geleceğini düşünmediler?
Oysa yasadışı yerleşim çabalarının ortadan kaldırılması ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin anavatanlarına geri dönmeleri bizzat uluslararası hukukun sorumluluğu altındadır.
Şimdi Azerbaycan tarafı yaklaşık 30 yıllık süreçte yurtlarından edilmiş insanların güvenli bir şekilde geri dönüş süreci için hazırlık yapıyor.
Geriye dönüp bakıldığında Laçın şehri 1992 yılı Mayıs ayında Ermenistan tarafından işgal edilmiş ve işgal döneminde bölgedeki önemli tarihi ve kültürel zenginlikler tahrip etmiş, yağmalamış, yerleşik halkın mezarları dağıtılmış ve dahi camileri yok edilmiştir. Kimi kültürel eserlerin müzayedelerde satıldığı ileri sürülmektedir. En bariz örneklerinden biri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “Chiragov ve diğerleri/Ermenistan” davasında insanların mülkiyet haklarının ihlalini, şehrin havadan bombalandığını ve çok sayıda evin yıkıldığını ortaya koyan kararıdır.
Bu yeni yolun yapımında önemli bir detay da barış ve normalleşme adına inşaatta çalışan Azerbaycanlılarla yerel Ermeni nüfusun ilk temaslarının olumlu bir eğilim sergilemesidir.
Yarın nasıl gelişmeler olur bilmiyorum ama Azerbaycan tarafında iki temel kararlılığı görüyorum. Birisi işgalden kurtulan bölgeler başta olmak üzere Laçın’da da büyük çaplı imar çalışmalarına başlıyorlar. İkincisi de insanların yeniden kendi yurtlarına, yuvalarına kavuşturulması kararlılığı…
İlk yorum yapan siz olun