İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İsrail’de ilk kez İsrail Parlamentosu Knesset’e girmeye hazırlanan Türk Suzi Özsinay Aranya Odatv’ye konuştu

Bayan Suzi Özsinay Aranya aynı zamanda  İsrail’deki Türkiyeliler Birliği eski başkanlarından Momo Uzsinay’ın kızı.

İsrail Parlamentosu Knesset’te eksik olan bir ses, belki de yakındaki seçimlerde hak ettiği yeri bulacak.

Suzi Özsinay Aranya röportaj teklifi geri çevirmedi ve sorularıma samimiyetle yanıt verdi.

“BABAM ZAMANINI HEP KAMU İŞLERİNE HARCADI”

Rafael Sadi: Uzun yıllar İsrail’deki Türkiyeliler Birliği gibi bir kurumun başkanı olan Momo Uzsinay’ın kızı olmak sanırım sizin de hayatınızda önemli bir etken olmuştur. Bu konuda  kısa bir cümle almak isterim.

Suzi Özsinay Aranya: Babam uzun yıllar İsrail’deki Türkiyeliler Birliği Derneği’nin başkanlığını yaptı ve iş hayatı için harcaması gereken zamanın  çoğunu, aile ile kişisel zamanlarını ve özel uğraşları pahasına kamusal faaliyetlere, aile ve iş hayatı yerine toplumsal hayata  katkıda bulunmak uğruna  harcadı. Büyüyünce anladım ki bu görev Babamın, doğal ortamı ve yaşam alanı olan İsrail’deki Türkiyelilerin yararına yapılan kutsanmış bir kamusal faaliyetten memnundu.

“SEÇİLİRSEM HUKUK YA DA DIŞ İLİŞKİLER DE OLABİLİRİM”

Rafael Sadi: Aldığınız hukuk eğitimi Likud partisi ve yan kuruluşu olan Likud Partisi BETAR kurumunun sonucu. Ve bu kurumda da fiili görev almanız kuşkusuz gerek İsrail politikası gerekse  Ulsuslarası siyaset arenasında size  ilginç bir tecrübe kazandırmış. Şayet seçilirseniz -ki bunun için neredeyse eminim- İsrail parlamentosunda kendinizi nasıl bir görevde görüyorsunuz. Dışişleri mi yoksa Adalet Bakanlığı mı veya başka bir bakanlık bünyesinde mi görev almak istersiniz. Tabii ki LİKUD partisi iktidara gelebilirse.

Suzi Özsinay Aranya: Sizin de haklı olarak belirttiğiniz gibi, önce Likud hareketi devletin liderliğindeki doğal yerine dönmelidir. Çoğu İsrail vatandaşı bunu destekliyor ve gerçek şu ki Likud en fazla sandalyeye sahip hareket. Likud tarafından yönetilmeyen herhangi bir hükümet, halkın açık ve açık iradesine aykırı olan doğal olmayan bir koalisyondur. İkincisi, benim açımdan, akademik çalışmaların arka planına karşı ve birçok dil konuşmam nedeniyle doğal yerimin hukuk veya dış ilişkiler alanları olduğu açıktır. Ancak, siyasette yeniyim ve hareketin başkanı tarafından bana verilen herhangi bir görevi alçakgönüllülükle kabul edeceğim ve en iyisini yapacağım.

“DİĞER SEÇENEK DENENDİ VE BAŞARISIZ OLDU”

Rafael Sadi: Laf iktidardan açılmışken LİKUD partisinin bu  seçimleri alabileceğini düşünüyor musunuz?

Suzi Özsinay Aranya: Önceki seçimlerde de Likud hareketi en fazla sandalyeyi kazandı ve bunun tekrar olacağına inanıyorum. Daha önceki seçimlerde, Yüksek Mahkeme, bir kişinin aleyhine dava açılsa dahi yasanın bir kişinin başbakan olmasına izin verdiğine karar vermesine rağmen, Likud hareketi ile koalisyon kurmayı kabul etmeyen partiler vardı. Bu nedenle bazı partilerin hareketi boykot etmesi meşru değildir ve aslında seçmenin iradesine aykırıdır. Sonuçlar önünüzde terör destekçilerini içeren bir hükümet kuruldu ve sadece bir yıl sürdü. Boykotlarda ve “öfkede” bir devleti yönetmek mümkün değildir. Doğal olarak bir koalisyon kurulmalı.  En fazla sandalye kazanan hareket tarafından yönetilmeli, ideolojik çizgisini paylaşan diğer partilerle karıştırılmalı, 4 yıl boyunca istikrarlı bir hükümete sahip olacak şekilde. Bu bir koalisyon kurmanın doğal yolu ve eminim bu sefer olacak, çünkü diğer seçenek denendi ve başarısız oldu.

“AKSİ TAKDİRDE BU ÇOCUKLARI SONSUZA KADAR KAYBEDECEĞİZ”

Rafael Sadi: Ülkede düzeltilmesi gereken yasalarda ve oluşturulması gereken kurumlardan söz ettiniz basın haberinizde. Suç işlemiş gençlerin hapishane yerine eğitilebilecekleri kapalı kurumlar önerinizi saygı ile karşılıyorum. Bu konuyu biraz daha açabilir misiniz?

Suzi Özsinay Aranya: Avukat olarak görevim gereği, kanuna karşı suç işleyen birçok reşit olmayan çocuğu temsil ettim. Bir çok durumda bunlar, yönünü kaybetmiş ve birinin elinden tutup onlara doğru yolu göstermesine ihtiyaç duyan kayıp çocuklardır. Rehabilitasyon yoluyla, ancak uygulamada rehabilitasyon bütçeleri çok düşük ve bu çocukları doğru yola döndürmek için uygun çözümler sunabilecek yeterli gençlik kurumu yok. Knesset’e üye seçilirsem, sosyal hizmetlere ve gençlerin rehabilitasyonuna yapılan bütçe ilaveleri için mücadele edeceğiz çünkü aksi takdirde toplum olarak bu çocukları sonsuza kadar kaybedeceğiz.

“ARAP ÖĞRENCİLER İSRAİL DİPLOMASINI SEÇİYORLAR”

Rafael Sadi: Bunun dışında düzeltilmesi gereken daha onlarca belki de yüzlerce mesele daha var. Örneğin ülkede bildiğim kadarı ile bir BAYRAK kanunu yok. Bayrağa saygı konusunda eksiğimiz var sanki. Milletvekili bile olsa kimsenin İsrail bayrağına PAÇAVRA demeye hakkı olmamalıdır. (MV Zahalka) Millet Vekili dokunulmazlıklarının da sınırı olması gerekmez mi sizce? 

Suzi Özsinay Aranya: Her şeyden önce İsrail’de Bayrak ve Amblem Yasası var ve bir de devletin sembollerini hukukta kuran Vatandaşlık Yasası var. Aynı zamanda, İsrail’in bu sembollere ve milli marşına saygı duymayan büyük bir Arap vatandaş grubu da var. Bunun yanlış bir şey olduğundan hiç şüphem yok, çünkü günün sonunda İsrail Devleti, içindeki Arap azınlığa rahat bir yaşam ve kendi içlerinde olmayan gelişme ve ilerleme fırsatları sağlıyor. 

Bunun bir örneği, Golan Tepeleri’ndeki uzun yıllar Esad’a bağlılıklarından dolayı İsrail kimlik kartlarını kabul etmeyi reddeden, ancak son on yılda durumlarının Suriye’deki kardeşlerinden çok daha iyi olduğunu içselleştiren dürzilerdir. İsrail’de vatandaş olmak ve iklime alışmak için acele etti. Doğu Kudüs’teki Arap lise öğrencileri bile, Filistinli diploması ile İsrailli diploması arasında seçim yapma şansına sahipler. Bunu yapmanın zorluğuna rağmen, bunun daha iyi bir diplomaya giden bir bilet olduğunu anlayarak genellikle İsrail diplomasını seçiyorlar. Ayrıca devletin sınırları tüm vatandaşlarına açıktır ve buradaki hayatından memnun olmayan herkesin ülkeyi terk etmesine izin verilir. İsrail Devleti, vatandaşlarının oradan ayrılmasını kısıtlamaz. Ama bence burada kim kalır ve devletin kendisine verdiği iyilikten yararlanırsa, onun yasalarına ve simgelerine saygı göstermelidir.

“BİR TÜRK KIZI OLARAK MUTLU OLACAĞIM AÇIK”

Rafael Sadi: Şu sıralarda İsrail Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasındaki ilişkiler bir normalizasyon süreci geçiriyor. Sadece bir önemli nokta var. Gerek Sayın Erdoğan gerekse Sayın İbrahim Kalın  şimdiye kadar bu uzlaşmanın gerçekleşmeme nedeni olarak Hükümette Sayın Natanyahu’nun olmasını  sebep göstermişler ve Natanyahu “çok sağda bir partidir bu nedenle uzlaşamadık” demişlerdi. “Şayet Natanyahu yeniden iktidar’a gelirse ne olacak uzlaşma geri mi gidecek” diye de kimse sormadı ve kimsede cevabını vermedi. Bu konudaki görüşünüzü almak isterdim.

Suzi Özsinay Aranya: Her şeyden önce, Türkiye ile İsrail arasındaki yakınlaşmadan sadece iki ülkenin Ortadoğu’da ortak çıkarları olduğu için değil, aynı zamanda Türkçe konuşan bir Türk kızı olarak kişisel düzeyde de mutlu olduğum açık. 

Özünde, hata yapmayın: Erdoğan’ın İsrail ile ilişkileri ısıtma kararı, İsrail devlet başkanının kimliğine ilişkin kişisel kaygılardan değil, Türkiye’nin çıkarlarıyla ilgili nedenlerden kaynaklanmaktadır. Türkiye, vatandaşlarının içinde bulunduğu zor ekonomik durumu düzeltmenin yolunun ABD yönetiminden geçtiğini içselleştirmiştir. Ve ABD yönetiminin kalbine giden yol İsrail’den geçiyor. Likud hareketinin başkanı Bay Netanyahu’nun iktidardaki yıllarında ABD ile özel bir ilişki kurulmuş. Bu büyük başarılarından biridir. Sayın Netanyahu’nun beklenen yükselişiyle Türkiye ile ilişkilerin soğuyacağını da düşünmüyorum.

Rafael Sadi: Umarım seçilir ve Meclise girersiniz ve bundan sonraki görüşmemizi de Meclisten yaparız.

Başarılar dilerim.

Suzi Özsinay Aranya: Çok teşekkür ederim. Hepimize, Likud hareketine ve en önemlisi İsrail Devleti’ne iyi şanslar.

Rafael Sadi

https://www.odatv4.com/makale/israil-de-ilk-kez-israil-parlamentosu-knesset-e-girmeye-hazirlanan-turk-suzi-ozsinay-aranya-odatv-ye-konustu-244192

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın