Ali Karahasanoğlu
Dünya tarihinde kaç devlet başkanı, bombalı saldırı ile öldürülmek istenmiştir?
Kendi ülkesindeki bir azınlık tarafından böylesine bir saldırıya uğrayıp, kurtulduktan sonra yine de toplu bir cezalandırmaya başvurmayan somut bir örnek var mı?
Onlarca yıl değil, asırlarca cihana hükmeden Osmanlı’nın tepesindeki bir isim, ülkedeki Ermeni azınlığın içinden çıkan bir hain tarafından bombalı saldırı ile öldürülmek isteniyor..
Abdülhamid Han, Allah’ın takdiri, o saldırıdan kurtuluyor.
Ama yakınındaki insanlardan şehitler var..
Bu tarihi bilgi bize şunu kesin olarak gösteriyor..
Abdülhamid Han’ın en net düşmanı, Ermeniler..
“Ermeniler kullanılmıştır. Aslında arkasında şunlar var” diyen çıkabilir..
Daha başka tezler de ileri sürülebilir..
Yıllarca ders kitaplarında, Abdülhamid Han’a “kızıl sultan” yakıştırması yapılması, bu bombalı saldırının arkasında çok derin algı operasyonlarının da olduğunu gösteriyor..
“Onun döneminde toprak kaybettik, yok kaybetmedik” tartışması bir yana..
“Osmanlı’nın emperyal devletlerin tasallutundan kurtarılması için, gerekli adımları attı-atmadı” tartışmaları bir yana..
“Said-i Nursi bile, Mehmed Akif bile karşısında idi, yanlış tanıtıldı”tartışmaları da bir yana..
Bugün milliyetçilik iddiası ile siyaset yapan ve iktidara gelme hayaliyaşayan bir kişi, Ermenilerin ağzı ile, Abdülhamid Han dönemini, nasıl “İstibdat dönemi” olarak tanımlayabilir?
Abdülhamid Han, gerçekten bir istibdat dönemi yaşatmış ise..
Milliyetçiliği bir kenara bırakın..
Varlığı zaten tartışmalı olan ülkücülük iddianızı rafa kaldırın..
Bana mantıki izahı sadedinde söyleyin, “ilk kız okulları”ndan başlayıp.. Kızlarımızı yetiştirecek “kız öğretmen okulu”na..
“Şişli Etfal Hastanesi”ne..
“Darülaceze”ye..
“Mülkiye’nin (Siyasal Bilgiler) fakülte seviyesine getirilmesi”ne..
“Muhasebat Divanı (Sayıştay)” kurulmasına..
“Hukuk, güzel sanatlar, ticaret, yüksek mühendislik, maden fakülteleri”nin açılmasına..
Bugünlerde Ekrem İmamoğlu’nun rezil figürleri sergilemeye kalkıştığı“Kadıköy Gazhanesi”ne..
“Hamidiye” suyuna..
“Dünyanın ilk dişçilik okulu”na..
“Haydarpaşa Liman ve Rıhtımı”nın inşasına..
“Sirkeci Garı ve Haydarpaşa Garı”na..
“Haydarpaşa Askeri Tıp Fakültesi”nin açılmasına.
“Kabataş Lisesi”nden..
…..
Kusura bakmayın..
Abdülhamid Han’ın eserlerini buraya sıralarsam.. Köşe dolar.. Siz de bana, “Abdülhamid Han üzerinden, günü kurtarmışsın” dersiniz..
Eğitimden sağlığa, kimsesiz çocuklardan yaşlı muhtaç insanların ihtiyaçlarına kadar..
Demiryollarından, insanların en doğal ve zorunlu günlük ihtiyaçları olan “su”ya kadar.. İstanbul’un her yerine yapılan Hamidiye çeşmelerine kadar.
Her alanda devasa hizmetlere imza atan bir devlet başkanından bahsediyoruz..
Birileri çıkıp diyebilir ki, “33 yıl o koltukta oturursan!”
Bu milletin tepesinde 33 yıl oturan bir isim bulmakta zorlanıyorsanız.. Birkaç ismi üst üste koyun.. Onların 36 yılında, bu ülkeye o kadar hizmet yapılmış mı, yapılmamış mı söyleyin..
Bir devlet başkanı; ülkeyi istibdat ile; gençler anlamıyordur, açık söyleyelim, “zulüm”le yönetecek..
Ama o zulüm sırasında, hastane yapmak aklına gelecek..
Çocuklar için o günün yuvalarını yapacak.
İstanbul Boğazı’na nazır okullar yaptıracak..
Tekrar etmeden “hukuk fakültesi” ile sonlandıralım..
Evet, zulüm ile ülkeyi yönettiği iddia edilen padişah hakkındaki iftiralar doğru ise nasıl olabiliyor bilmiyoruz, “hukuk fakültesi” açıyor..
Böyle bir devlet adamına “İstibdatçı” yani “Zalim” kim derse..
Ona, “Seni, bakanlık yaptığın binanın önünde kazığa oturtma tehdidi yapanı anlat” dersiniz..
O dersini alır, usul usul ortalıktan toz olur..
Ama..
Etrafında toplanan çakma ülkücüler genel başkanları Meral Akşener’e bu hatırlatmayı yapmıyor olmalı ki..
“Biz milliyetçi bir partiyiz.. Biz tarihine sahip çıkma iddiasında bir kültürden geliyoruz. Ecdadımıza, Ermeni ağzı ile ‘zalim’lik suçlaması yapmak da ne?” diyen çıkmıyor olmalı ki..
“Bugün dahi kullandığın Haydarpaşa Garı’dan, Sirkeci Garı’na.. Çocuklarımızın gittiği Kabataş Lisesi’nden Haydarpaşa Lisesi’ne.. Bugün dahi hizmet veren hastanelerden Darülaceze’ye kadar yüzlerce, binlerce eseri görmezden gelebiyorsan.. Sen hürriyet getirsen ne yazar, başkasını istibdat ile suçlasan ne yazar” diye hatırlatanı yok ki..
Geçtiğimiz hafta yaptığı saldırılarını, dün bir doz düşürerek devam ettirmiş..
Ama doz düşürürken, saçmalıkta zirve yapmış.
Tayyip Erdoğan’ın, “Beni Abdülhamid’e benzetmen bana hakarettir” diye bir sözü yok iken..
Erdoğan, kendisinin Abdülhamid’e benzetilmesinden ancak gurur duyacakiken..
İP’in tarihçi geçinen genel başkanı Meral Akşener tozutmuş, “Sayın Erdoğan, istibdat dönemi ile günümüz arasındaki benzerlikleri dile getirmemden rahatsız oldu. Abdülhamid Han’ı kendisine benzetmemi hakaret olarak algıladı. Yani Sayın Erdoğan’ı Abdülhamid Han’a benzetmek rahmetliye hakaretmiş… Haklı olabilir mi acaba?” diyor..
Siz tarihine düşman sahte tarihçinin bu sözlerinden bir şey anladınız mı?
Oysa olay çok basit..
Bu ülkede Abdülhamid Han’a suikast düzenleyen Ermenilerdir..
Bu ülkede Abdülhamid Han’ın zalim olduğunu söyleyenler, Siyonistlerdir.. Ermenilerdir..
36 yıl bu ülke insanlarına, okulu ile, hastanesi ile, demiryolları ile, suyu ile hizmet eden Abdülhamid Han için, birisi “İstibdat dönemi” derse..
Ermeni ağzı ile konuşmuş olur..
Siyonist ağzı ile konuşmuş olur..
Abdülhamid’e, “İstibdat dönemi” diyen, ona hakaret etmiştir..
Bugünü, istibdat dönemi olarak tanımlayan da, bugünkü Abdülhamid’e hakaret etmiş olur..
Meral Hanım, yine anlamadı isen..
Yavuz Ağıralioğlu’na git.. Sana anlatsın..
Partine tekrar geri dönme aşamasındaki İsmail Koncuk’a git, sana anlatsın..
Ama lütfen..
Ermenilere soykırım yapıldığı iftirası ile bizi suçlayan Selahattin Demirtaş’a sormaya kalkma..
Sözde soykırım edebiyatı ile karşımıza çıkan Canan Kaftancıoğlu’na toz kondurmayan Kemal Kılıçdaroğlu’na sormaya kalkma..
İlk yorum yapan siz olun