İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Emeğin türkülerini söylemeye devam

Ruhi Su Dostlar Korosu, 43 yıl aradan sonra Suyun İzi albümünü yayımladı. Usta sanatçı Ruhi Su’nun oğlu Ilgın Su, “Elimizden geldiğince tüm dünyadaki halkların türkülerini çok sesli bir şekilde seslendireceğiz” diyor.

Sercan MERİÇ

Türk halk müziğinin devrimci ismi Ruhi Su’nun liderliğinde, Genco Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu bünyesinde 1975’te kurulan ve bugüne kadar sayısız sanatçının yetiştiği Dostlar Korosu, 43 yıl aradan sonra ‘Suyun İzi’ albümüyle dinleyicilerin karşısına çıktı. Ruhi Su’nun 1985’teki vefatının ardından onun anısına adını Ruhi Su Dostlar Korosu olarak değiştiren koronun son albümünde Ruhi Su repertuvarından eserler ve Kürtçe, Ermenice, Rumca şarkı yer alıyor. Albümde koroya Alexandra Gravas, Şuşan Kalataş, Emin İgüs, Erdem Oral ve Fırat Tanış eşlik ediyor. ‘Suyun İzi’ni konuşmak için Ruhi Su’nun oğlu Ilgın Su ve korist Aras Akanaras ile bir araya geldik.

Ilgın Bey, öncelikle koronun geçmişini sizden dinleyebilir miyiz?
Ilgın Su: Babam klasik eğitimden gelen bir insan ve 13-14 seneye yakın opera geçmişi var. Konservatuvarda da hocalık yaptı. O kuşak insanların hocalıkları zordu. Çok disiplinliydi. Disiplin konusunda kırmızı çizgileri fazla olan bir insandı. Birçok insan öğrencisi oldu ama çok az insan müzik yolunda kendilerini gösterdiler. 1975 yılında Dostlar Tiyatrosu bünyesinde Genco Erkal, Mehmet Akan ve Nurten Tunç girişimleriyle birlikte kuruldu koro. O zaman Dostlar Tiyatrosu’nun Osmanbey’de bir yeri vardı. Bütün bu çalışmalar orada oluyordu. Türk Müziği sanatçıları dışında yahut Ermenilerin cemaat koroları dışında başka bir koro çalışması o devirde yoktu. 1977’ye kadar koro devam etti. İlk konserlerini Dostlar Tiyatrosu bünyesinde Ümit Tiyatrosu’nda verdiler. Albümler de o zaman çıktı. Sonra siyasi ortam daha da gerginleşti. Konser yeri hiç yoktu. Genellikle politik gecelerde ve sivil toplum örgütlerinin gecelerinde yer aldılar. Babamla birlikte… Fakat işte 12 Eylül dönemi geldi ve her şey sıfırlandı. Daha sonra koro yer buldukça çalışmaya devam etti. Daha sonra biz bir araya geldik ve koromuzun şefi Haluk Polat’ın da girişimiyle bu işi başardık. Sonuçta 46 senelik bir koronun elinde bir belgesi oldu.

Koroda 60’ı aşkın kişi yer alıyor. Bu ekip nasıl bir araya geldi? Özellikle gençler için Ruhi Su ne ifade ediyor?
Aras Akanaras: Farklı kuşaklardan insanlar var aramızda. 15 yaşında bir öğrenci ile 60 yaşında bir emekli de yer alabiliyor. Geçmişte Ruhi Su’yla çalışma şansına erişen insanlarımız da var içimizde. Onların da tarihsel aktarımlarıyla bilgi aktarımı oluyor. Ailelerinde Ruhi Su’yu dinleyip gelenler oluyor. Akademide okuyan bir öğrenci bize başvurabiliyor.

Daha önceki albümlerde Türkçe dışında şarkı yoktu. Bu albümde Kürtçe, Ermenice, Rumca şarkı da var. Bu eserler nasıl seçildi?
Ilgın Su: Ruhi Su’nun anlayışıyla birlikte “devrimci müzik çok sesli müzikle başlar” şiarını benimsiyoruz. Bütün halkların müziklerine sahip çıkalım. Farklı müziklere rastladığınız zaman halkların kaderlerinin aynı olduğunu, aslında halk şarkılarında görüyorsunuz. Elimizden geldiğince tüm dünyadaki halkların türkülerini çok sesli bir şekilde seslendireceğiz. Buna devam edeceğiz, evet.

TÜRKÜLER HALKIN SÖZCÜSÜDÜR

Bugünün müziğinde türkünün yerini nasıl tarif edersiniz?
Ilgın Su: Şimdi türkü dendiği zaman tabii her devirde anlamı aynı değil. Ozan deyince de aynı değil. Çünkü ozanın özelliği yüzyıllar boyunca haberleşmenin olmadığı Anadolu coğrafyasında haber taşır. Efsaneleri yine ozanlar taşır. Türküler de bir nevi halkın sözcüsüdür. Eldeki belgelerdir. Kimi sözlüdür, kimi yazılı. Türkülerin en önemli özelliği budur.

Alexandra Gravas, Şuşan Kalataş, Emin İgüs, Erdem Oral ve Fırat Tanış da albümde yer alıyor. Bu isimlerle nasıl bir araya geldiniz?
Aras Akanaras: Başka isimlerin olup olmamasını arkadaşlarımızla aramızda tartıştık. Emin İgüs koromuzun içinden çıkan biriydi. Emin Hocamızın albümde olması bizler için önemli bir hatıra olacaktı. Ardından Alexandra Gravas’a bir şekilde ulaştık. Yunanlı mülteci ailenin kızı. Fırat Tanış’la ilgili şunu söylemek gerekiyor. Ruhi Su’yu bugünün gençlerine anlatabilmek, ulaştırabilmek noktasında Tanış gibi çok izlenilen, çok takip edilen birisinin olması önemliydi. Bizi kırmadı. Gönüllü olarak destek oldu sağ olsun. Böyle bir ortak süreç ortaya çıktı.

Ruhi Su Dostlar Korosu’nu politik alandan bağımsız düşünemeyiz. Bugün için koronun politik tutumuna dair ne söyleyebilirsiniz?
Ilgın Su: Türkiye sorunları da dünya sorunlarından ayırt edemeyiz. Dostlar Korosu hem Türkiye halkları hem dünya halkları içerisinde yapılan çalışmaları elinden geldiğince değerlendirecek ve belgelendirecektir.

TİMUR SELÇUK’U OĞLU GİBİ GÖRÜRDÜ

Ilgın Bey siz bu koronun aslında yaşayan tanığısınız. Mesela Timur Selçuk koronun çok önemli bir paydaşıydı. Babanız ve Timur Selçuk arasında geçen bir anıyı dinleyebilir miyiz?
Ilgın Su: Yurt dışı konserlerinde Timur Selçuk’la babam birlikte giderdi. Babam Timur Selçuk’a biraz oğlu gibi görürdü. Timur Selçuk da çok iyi eğitimli bir müzisyendir. Gittiklerinde babam, “Timur şimdi şu saatte yatacaksın” dermiş. Tabii babam yattıktan sonra Timur Selçuk ve diğer üyeler bir yerlere giderlermiş. Döndüklerinde babamı ayakta bulurlarmış. Fırçalama gibi bir şeyler olmazmış ama babam bir serzenişte bulunurmuş. Bir anı daha var. Konservatuar yılları bittikten sonra operada görev başlıyor. Askerlik zamanı geliyor. O da İkinci Dünya Savaşı’na denk geliyor. O zaman opera, tiyatro, bale tek müdürlük. O zaman İnönü hükümeti onlara bir kıyak yapıyor. Yani diyor ki bunlar Ankara Piyade Alayı’nda günlük askerliklerini yapacaklar, gece de gidip oyunlarını oynayacaklar. Hepsi asteğmen oluyor. Aynı kıyak o zaman şampiyon olan güreşçilere de yapılıyor. Onların çoğu ilkokul mezunu bile değil. Onlar da er olarak Ankara Piyade Alayı’nda babamların birliğine geliyor. Babama da güreşçilerden koro kurma görevi veriliyor. O zaman da yeni marşlar yazılıyor ve babam bu marşları güreşçilere çalıştırıyor. Bu ekip çalışırken, arkadan “Dikkat!” diye bir ses geliyor. Herkes esas duruşa geçiyor. Piyade okul komutanı albay teftişe gelmiş. Babamın yanına yaklaşıyor albay. “Teğmenim siz operadansınız değil mi?” diyor. “Evet komutanım” diyor. “Bas baritonsunuz değil mi?” diye soruyor. Babam “Evet komutanım” diyor. Dönüyor erlere, arkadaşlar bundan sonra herkes “Bas bariton söyleyecek” diyor. Bu adam daha sonra Genelkurmay Başkanı oldu. İsmail Hakkı Tunaboylu.

Dostlar Korosu’nu geleceğe dair ilerleyişi nasıl olacak?
Aras Akanaras: Baharla beraber hem ülkenin üzerindeki kara bulutların dağılacağını, hem toplumsal hayattaki bu özellikle pandemi koşullarının daha hafifleyeceğini düşünüyorum. Bu tabii koromuza da sirayet edecektir. Bir şekilde biz umudun türkülerini, emeğin türkülerini söylemeye devam edeceğiz.


BirGün Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.