İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

JAMANAK GAZETESİ KURULUŞUNUN 114. YILINA UÇURUMUN EŞİĞİNDE GİRİYOR

JAMANAK Gazetesi bugün kuruluşunun 114. yaşına basıyor. Bu adeta gazetenin tarihindeki en hüzünlü yıl dönümü çünkü sonuncusu olabilir. Ağır buhranın koşulları, fırtınalı uzun bir dönem, Ermeni basınının atası addedilen bu gazeteyi uçurumun eşiğine getirmiş bulunuyor. Endişeliyiz, hem de çok.

Bir yıl önce tam bugün, yine 28 Ekim’de, bir önceki yıl dönümümüzün başyazısında JAMANAK’ın varlığının tehlikede olduğunu duyurmuştuk. Anımsayalım: Ya bu gazete yeniden doğacak ya da son bulacak. İşte bilmece… Böyle demiştik. Bu alıntıda işaret edilen bilmeceye, geçtiğimiz bir yıl boyunca çelişkiler eşlik etti. JAMANAK’ın karşı karşıya kaldığı tehdit, tüm dünyadaki okurlarımız ve sempatizanlarımız arasında infial yarattı. Herkes bu gazeteyle olan bağını tazeledi. Onun misyonunun önemi ve devamlılığının elzemliği zikredildi. Hatta bazıları maddi özveride bulunarak bu özgün yayına destek oldu. Bunların tümü bizim için çok değerliydi ve paha biçilemez bir sıcaklık ifade ediyordu. Bize çalışmak için yeni bir şevk verdi ve bizim üretme azmimizi kamçıladı. Ama diğer yandan da bu kurumun girdilerinin orantısız düşüşünün önüne geçmek mümkün olmadı. Bilmecenin bilinmeyenleri arttı ve bizi yoğun bir belirsizlik sarmaya başladı.

JAMANAK her ne kadar tüm Ermenilerin haberleşme düzlemi olsa da, öncelikli doğal mecrası Türkiye Ermenilerinin özgün ortamıdır. İstanbul Ermenilerinin ortak penceresi, toplu sesi ve aynasıdır. Bu durum onun misyonunun mantıki bir devamıdır. Geçen yılki açıklamamızdan sonra mantıksız ve anlaşılmaz tek şey, bu toplumun yöneticileri tarafından sergilenen kayıtsızlık ve sessizlik olmuştur. İlk bakışta mantıksız ve anlaşılmaz gözükse de, aslında burada şaşkınlık yaratacak bir durum söz konusu değil. Zira bu toplumsal bir yaranın sonucudur. Bu toplumun ruhani ya da sivil yöneticileriyle, kimliğini koruma hassasiteyi taşıyan sıradan ve onurlu bireyleri arasında oluşan uçurum bir kez daha gözler önüne serilmiştir.

Son yıllarda toplumumuz içerisinde JAMANAK’a karşı bir akın başlatıldı, yapay bir akım körüklendi. Bazı çevreler bu gazeteyi açıkça hedef aldı. Yakın geçmişte Türkiye Ermenilerinin karşı karşıya kaldığı uzun buhranı anımsatmaya gerek var mı? Bugün ancak kısmen aşılmış olan bu buhran bölünmelere ve kutuplaşmalara neden oldu. İnsanlar yaygın şekilde birbirine yabancılaştı ve birbirine düşmanlaştı. Yaftalamalar. suçlamalar ve iftiralar birbirini izledi. Her bir kutup diğerini dize getirmeye çalıştı. Her bir saf diğerini yok etmek istedi. Bu trajik koşullarda toplumsal çıkarlar esirgenmedi ve birliktelik zorunluluğu görmezden gelindi. JAMANAK bu uzun dönemde hiçbir safa ait olmadı, hep bağımsız kalmayı denedi, daima uyumun ve toplumsal sorumlulukların yolunu işaret etti. Her ne kadar herkese karşı eşit mesafede olmayı denediyse de, bütün kutuplar bu gazeteyi dışladı.

Dahası JAMANAK, buhranı aşmak için irade sergileyemeyen yöneticilerin gözüne çapak olmaya başladı. Bu gazetenin aynası işlevsizlik ve kısırlıklarını yansıtmaya başlayınca, onlar JAMANAK’ın varlığından rahatsız olmaya başladı. Bu gazeteden yükselen, zamanın eleğinden geçmiş ses bazıları için sinir bozucu olmaya başladı. Genel olarak bakıldığında, insanlar ortak mirastan uzaklaştıkça, dilden koptukça adeta Ermenice gazeteye düşman kesilmeye başlıyor. JAMANAK’ı satın alamayacaklarını görerek, bu noktadan itibaren aynı çevreler gazeteyi cezalandırmak için harekete geçmekten tereddüt etmedi. Girdilerin azalması için gazetemize verilen ilanlar sistematik bir şekilde kesildi. Gazetemize karşı çeşitli düzlemlerde karşı propaganda başlatılmasının yanı sıra, kurumumuz haksız ve eşitsiz rekabet koşullarına mahkum edildi. Türkiye’nin ve tüm Ermeni dünyasının aralıksız yayımlanan en eski günlük gazetesinin bu cemaatin içerisinde yaşaması ne yazık ki bir yük sayılmaya başlandı. Bu cemaatin ortak varlıklarını yönetenler, bağımsız ve tarafsız kalma ısrarı yüzünden kontrol altına alamadıkları bu gazeteyi gömmeye karar verdi. JAMANAK’a karşı bir hesaplaşma, tasfiye hareketi başladı. İşte vazgeçmediğimiz bağımsız kalma ilkemizin ağır bedeli!

Bu cemaatin kaynaklarını tasarruf etmelerine karşın sorunlarını çözemeyenler, misyonunun yönünden sapmış, özellikle de varlık nedenine hizmet etmeyen okullar yönetenler başkaca ne yapabilirdi? Onlar, kendi yönettikleri kurumların dejenerasyonunu aklamayan, varlığıyla dahi tüm bunları göz önüne seren JAMANAK gibi bir gazetenin varlığını hazmedebilir mi? Tabii ki hayır ve pandeminin yarattığı zorlukları da bulunmaz bir bahaneye dönüştürerek, kendilerine uygun senaryoyu uygulamaya koydular.

JAMANAK kuşkusuz tüm bunlara karşı, onurlu ve toplumsal huzuru bozmayacak şekilde direnmeye çalıştı. Herkesle diyalog kapısını açık tutmasına karşın bir sonuç alamadı. Değerlerin ve ilkelerin ortak paydasından insanların zaten uzaklaşmış olması ilerleme sağlanmasına engel oldu. Bu şekilde derinleşen buhran birkaç yıldan beri süregeliyor. Kaderine terk edilen bu gazete, çok sınırlı kaynaklarla ilerlemek, geri çekilmemek için büyük direnç ve esneklik sergiledi. Acımasız koşullar dahi gazetenin çekim gücünü azaltmaya yeterli olmadı. İstanbul’dan ve dünyanın her yanından Batı Ermenicesi ile üretimde bulunabilecek yazarlar, özellikle de gençler JAMANAK’ın sütunlarında kalem sallamaya devam etti. Editoryal bağımsızlığımızı zerre kadar gölgede bırakmamak kaydıyla, JAMANAK’ın istikrarını koruyabilmek için kaynak arayışına girişildi, kısmen de bulundu. Her halükarda, son ayların koşulları, bizi sadece bir gün sonrasının sorunlarını son anda çözebilme durumuna mahkum etti. Genel gidişat rutin mecrasının dışına çıktı. Krizin seviyesi çalışmamızı paralize etti. Tüm bunları okurlarımıza hissettirmeden göğüslemeye çalıştık ama artık bıçak kemiğe dayandı. Mevcut durumda bu kalitede bir gazete hazırlamak, sosyal medyada var olmak, bağımsız bir yayın kalmak ve de kurumun istikrarını güvence altında tutmak artık mümkün değil. Artık üreterek direnebilmemiz olanak dışı.

Misyonunu tamamlamamış, yeni zamanların koşullarında kendisine bir gelecek kurabilme potansiyeline sahip bir yayın organının Türkiye Ermeni toplumunun ortamında bu denli korumasız kalmış olması buradaki temel infial nedenidir. İleri görüşten yoksun, benmerkezci insanlar, zaman ötesi bir değeri harcayıp, onun faaliyetini sabote edebiliyor. Bu köklü kurumun büyük birikimi reddediliyor. Bugün bu acı gerçek tüm yalınlığıyla karşımızda duruyor. Barışmak mümkün olmazsa da, istem dışı olarak ona maruz kalmanın tehlikesi JAMANAK’ın kapısını şiddetli bir şekilde çalıyor.

Bu aşamada iki temel noktayı önemsediğimizin bilinmesini arzulamaktayız. Birincisi tarih önündeki vefa borçlarımıza her daim sadık kalmaya çalışacağız. İkincisi okurlarımıza karşı olan sorumluluklarımıza hep açık ve şeffaf bir şekilde bağlı kalacağız. Buradan artık resmen açıklandığı gibi, gazetemiz yönetimi bu buhranı denetlenebilir sınırlar içerisinde tutabilmek için son dakikaya kadar kararlılıkla çalışacaktır. Arayışlarımız, sonrasında daha uzun vadeli girişimlere yönelebilmek için, gazetemizin görünür geleceğini istikrara kavuşturma hedefine odaklanacaktır. Okurlarımıza ve tüm sempatizanlarımıza çağrımız, JAMANAK’a destek yaratmak için başlatılabilecek harekete olanakları doğrultusunda katkıda bulunmaktır. Somut yenilikler ya da önemli gelişmeler durumunda kurumumuz tarafından gerekli açıklamalar yapılacaktır. Umarız bu kabus biter ve şans yeniden yüzümüze güler.

Bu JAMANAK’ın son başyazısı değil ve sondan bir önceki olmaması için de her şekilde, sonuna kadar, yılmadan mücadele edeceğiz.

Tanrı bizi korusun…

JAMANAK

http://www.jamanak.com/content/խմբագրական/28-10-2021-ժամանակ-օրաթերթը-հիմնադրութեան-114-րդ-տարին-կը-թեւակոխէ-անդունդի-եզրին

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın