“Duayen, virtüöz, babamın dostu” dediği Mehmet Güleryüz’ün eserlerini özel bir satışla Portakal Sanat Evi’nde sanat tutkunlarıyla buluşturan Maya Portakal Bitargil’in heyecanına ortak olduk.
YAZAR: Kübra Bıçak
Sanat sektöründe eylül ayı hareketli geçer. Yeni sezon hazırlıkları nasıl gidiyor? Gelecek müzayedeler ve ‘private sales’ (özel satışlar) hakkında neler söylemek istersiniz?
Eylül, yeniliklerin başlangıcı ve sanat dünyasında sezon açılış ayıdır. Heyecanlıdır eylül ayı. Yeni dönemin de fine tuning’ lerinin hassas dokunuşlarının yapıldığı, sanatçıların ilham aldığı, sanatseverlerin buluştuğu sonbaharın ilk ayı. Dünyada önemli müzayede evlerinin ve galerilerin, hazırlık ayıdır. Dünya ve Türk sanatında klasik, modern, çağdaş eserler ve şaheserler ile sanatseverleri birebir buluşturabildiğimiz ‘Portakal Private Sales’ hepimize yeni bir soluk getirdi. Sanatseverlerin eserlerle baş başa kalabilmesini; yapıtlarla daha uzun bir zaman diliminde, daha derin bir sohbette buluşturmayı sağlayan bu yöntem, birçok kıymetli eserin yeni koleksiyonlarıyla sunulmasında etkili oldu.
Mehmet Güleryüz’ün özel seçkisini sanatseverlerle buluşturacaksınız. Bunun hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Bu seçkiyi oluşturmaya nasıl karar verdiniz?
Mehmet Güleryüz; duayen, virtüöz, babamın dostu. En hayran olduğum sanatçıların başında yer alan Mehmet Güleryüz’ün eserlerine ev sahipliği yapıyor olmaktan çok mutluyuz. Sevgili Kerimcan Güleryüz’le elbette yıllardır çok değer verdiğimiz bir dostluğumuz var. Seçki başta usta Mehmet Güleryüz, Kerimcan Güleryüz, sevgili babam Raffi Portakal ve benim geçmişimizin ve ortak dilimizin yıllar içinde geliştirdiği sonuç olmalı.
Mehmet Güleryüz -“Beni Görmedi”, 2011
Bu seçkide Mehmet Güleryüz’ün hangi dönem işleri olacak?
Bu seçkide Mehmet Güleryüz’ün beş yapıtı bizimle. 1985, 2011 ve 2019 yıllarına ait eserleri bulunuyor. Portakal’da Mehmet Güleryüz eserleri beni çok heyecanlandırıyor.
‘Portakal Private Sales’da yer alacak eserlerin kriterleri nelerdir?
‘Portakal Private Sales’, sanatçının en iyi örneklerine yer verdiğimiz sihirli bir alan. Sanatçıyı en doğru temsil eden eserleri, onu en iyi tanıyacağımız, kalp atışlarını hissedeceğimiz eserleriyle sanatseverleri buluşturduğumuz, biraz da saklı bir alan diyebilirim. Burada sadece eser, siz ve biz varız. Gerektiğinde sessiz, gerektiğinde bilgi ve ortak heyecanımızı paylaşıyoruz.
‘Portakal Private Sales’a katılmak için ne gibi adımlar atmamız gerekiyor?
Portakal ekibiyle iletişime geçmek ve eserle ilgili ön bilgi almak yeterli. Sonrasında daha detaylı görüşmek istendiğinde galerimizde yan yana gelebileceğimiz bir randevu alabilirsiniz.
Müzayedelere gelecek olursak, eserlerin sunumu adeta bir şov gibi. Siz bu şovda kürsüye çıktığınızda nasıl hissediyorsunuz?
Müzayede, işimizin performans alanı, adrenalini muazzam bir etkinlik. Kürsüye çıktığımda her defasında çok heyecanlı hissediyorum. İnsanlarla pür dikkat beraber olmak, göz göze olmak, duygularını hissetmek, objektif durarak eseri en iyi şekilde anlatmak ve elbette bunların sadece dakikalar, hatta kimi zaman saniyeler içinde olmasını seviyorum. Eserlerle daha evvel geçirdiğim vakit, eksperlerimizle el ele çalışıp sonsuz bilgi havuzunda beslenmiş olmak kürsüde en büyük kuvvetlerden biri oluyor. İnsan psikolojisi, beden dili… Küçücük bir jest, ufak bir bakıştan yeni dünyaların doğabildiğine tanık oluyoruz müzayedelerde.
Mehmet Güleryüz – “Birden”, 1985
Müzayedede açık artırmaya çıkarılan eseri sunmanın en zor yanı ne sizce?
Her zaman en iyisi için mücadele vermek zor belki ama işi kamçılayan çok sevdiğim bir zorluk!
Deneyimlerinizden hareketle müzayedelerin yazılı olmayan kuralları neler?
Yazılı olmayan birçok etik değer var. Bunlara sadık kalabilmek çok kıymetli. Sanatçıyı, sanat eserini, yapıtına veda eden, müzayedenize eserini teslim eden kişiyi ve yeni sahibini eşit şekilde koruyabilmek her şeyin üzerinde olmalı.
İlk yorum yapan siz olun