İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Diaspora için maliyeti düşük bir buluş oldu

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
Meclis raporunda, Ermenilerin soykırım iddialarını duyurmak için 1980’li yıllarda Türk diplomatlarına yönelik kanlı eylemlerini, siyasal kampanyaya kaydırdıkları tespitine yer verildi

Önder Yılmaz – TBMM raporları, parlamentolarında 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelendiren karar ve tasarıları kabul eden ülkelerin farklı gerekçelere sığındığını ve kapsamlarının da farklı olduğunu ortaya koydu.

Buna göre, içerik yönünden “Türkiye’deki Ermenilerin soykırıma uğradığı ancak soykırımı kimin yaptığının ifade edilmediği”, “soykırım suçundan Türkiye’nin sorumlu tutulamayacağı belirtilen”, “1915 olaylarından Osmanlı yönetimini sorumlu tutan”, “1915 olaylarından açıkça Türkleri sorumlu tutan ve Türkiye’nin sorumluluğuna atıfta bulunulan”, “Osmanlı Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni suça ortak kabul eden”, “Soykırımı Ermeniler dışında Süryaniler, Keldaniler, Pontus Rumları gibi Anadolu’daki diğer grupları da içine alacak şekilde genişleten” olmak üzere altı ayrı grupta karar ve tasarı söz konusu.

31 ülke kabul etti

1915 olaylarını “soykırım” olarak resmen kabul eden ülke sayısı bugüne kadar 31’i buldu. Bu ülkeler; “Almanya, Arjantin, Avusturya, Belçika, Bolivya, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Şili, Kıbrıs Rum Yönetimi, Çekya, Ermenistan, Fransa, Yunanistan, İtalya, Libya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Hollanda, Paraguay, Polonya, Portekiz, Rusya, Slovakya, İsveç, İsviçre, Suriye, Vatikan, Venezuela, Uruguay” olarak sıralanıyor.

TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı’nın “Fransa’da Kabul Edilen Soykırımları İnkarın Cezalandırılmasına İlişkin Yasa”ya ilişkin raporunda, Fransız Parlamentosu’nda kabul edilen ancak Anayasa Konseyi tarafından iptal edilen yasa teklifi incelendi. Raporda, parlamentodaki karar süreçleri ve Türkiye aleyhine atılan adımlar safha safha ele alındı.

1973-1985 yılları arasında ASALA terörünün en çok eylem gerçekleştirdiği, bu saldırılarda ölen 36 Türk vatandaşından 16’sının Fransa’da olduğu belirtilen raporda, Fransız parlamenterlerin başka ülkelerin parlamentolarında da benzer tasarıların kabul edilmesi için aktif rol aldıklarını anlatıldı. “Fransız Parlamentosu, soykırım iddialarının en çok gündeme geldiği ulusal parlamendolardan biri olmuştur” değerlendirmesi yapıldı.

Siyasal kampanya

Raporda, Ermenilerin soykırım iddialarını duyurmak için 1980’lerde Türklere yönelik kanlı eylemlerini siyasal kampanyaya kaydırdıkları tespitine yer verilirken, “Dünyanın dört bir yanında öldürdükleri Türk diplomatları üzerinden soykırım iddialarını duyurmaya çalışan Ermeniler, kanlı eylemlerinin ardından siyasal kampanyaya başlamışlar, bir çok yerel ve ulusal parlamentoda 1915’te yaşananların ‘soykırım’ olduğuna dair kararların alınmasını sağlamışlardır” denildi. Raporda, izlenen bu yolun Ermeni diasporası bakımından maliyeti olmayan ve büyük kâr getiren bir buluş olduğu kaydedildi.

İlk ülke Uruguay oldu

“Çeşitli Ülke Parlamentolarında Kabul Edilen Ermeni Karar Tasarıları ve TBMM’nin Tutumu” başlıklı raporda ise yabancı ülke parlamentolarında tasarıların gündeme alınmaya başlamasının 1915 olaylarının 50. yıl dönümüne denk geldiğine dikkat çekildi. Bu çerçevede adım atan ilk ülkenin de 1965 yılında Uruguay olduğu belirtildi.

Bugüne kadar bir çok ülkede bu tür karar ve tasarıların kabul edilmesinin Türkiye’ye büyük zarar verdiği tespitine yer verilen raporda, “Bir yandan bu ‘milli dava!’ sayesinde Ermeniler bulundukları ülkede asimile olmaktan kurtuluyorlar, diğer yandan ise bulundukları ülkelerde siyasal etkileri artıyor” ifadeleri kullanıldı.

Raporda, 1915 olaylarına ilişkin ülke parlamentolarında kabul edilen karar ve tasarıların, içerik olarak farklılık arzettiği, altı ayrı gruba ayrılabileceği belirtildi. Uruguay, Hollanda, İtalya, Kanada, Polonya gibi ülkelerin bulunduğu ilk grupta, Türkiye’deki Ermenilerin soykırıma uğradığı ifadesine yer verilirken, ancak soykırımı kimin yaptığına ilişkin karar metninde bir ifade yer almadığı ifade edildi.

İkinci grupta; soykırım suçundan dolayı Türkiye’nin sorumlu tutulamayacağına açıkça yer verilen paramento karararlarının yer aldığı aktarılan raporda, Avrupa Parlamentosu’nun 1987 kararının bu grupta değerlendirilebileceği kaydedildi. Raporda diğer gruplara ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi:

Süryaniler, Keldaniler

“Üçüncü grupta; 1915 olaylarından Osmanlı yönetimini sorumlu tutan ülkeler Belçika, İsveç, İsviçre, Slovakya, Almanya ve Litvanya yer almaktadır. Dördüncü grupta 1915 olaylarından açıkça Türkleri sorumlu tutarak Türkiye’nin sorumluluğuna atıfta bulunan Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan bulunmaktadır. Beşinci grupta; soykırımı 1915-1923 döneminde yapılmış göstererek dolaylı olarak Osmanlı Devleti ile birlikte Türkiye’yi de soykırım suçuna ortak kabul eden ülkeler yer almaktadır.

Arjantin, Rusya, Lübnan ve Şili bu grupta yer alan ülkelerdir. Altıncı grupta; soykırımı Ermeniler dışında Asur/Süryani/Keldanilere ve Pontus Rumları gibi Anadolu’daki diğer Hıristiyan halkları içine alacak şekilde genişleten İsveç Parlamentosu yer almaktadır. Kararın bu şekilde çıkmasında ülkede yaşayan Süryani ve Rum diasporasının etkili olduğu anlaşılmaktadır.”

YARIN: ERMENİ DİASPORASININ ABD KONGRESİNDEKİ ALTI HEDEFİ NE?


Milliyet Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.