İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

10 bin adımı at primi kap

Deniz Sipahi

BÜLENT Kutlu; Vizyon 100 Kurucu Üyesi, dijital stratejist…

2004 yılında Turkish Society Network parolasıyla dünyada ve Türkiye’de bir ilk olan Wishnee sosyal medya platformunun kuruluşuna öncülük etti. Sosyal medyanın gelecekte çok önemli bir yeri olacağına ve bu alanda yatırım yapılması gerektiği konusunda Türk yatırımcılarını bilgilendirme çalışmalarını yürüttü.
Farklı alanlarda ve sektörlerde çalıştıktan sonra 2019’da mentor ve mentilerin sanal ve gerçek ortamda bir araya geldikleri Mentee Turkey platformunu kurdu.
Vizyon 100 de; dijital dönüşümü merkeze alan üst düzey yöneticilerin yer aldığı bir platform…
Pandemi dönemi dijitalleşmeyi daha çok ön plana çıkardı. Büyük şirketler önce evden çalışmayı teşvik ettiler, bazıları da hibrit bir modeli önerdiler.
Bir yılın sonunda Google, Amazon gibi şirketler aşı olanları yeniden ofislere çağırmaya başladılar, yaz sonundan itibaren de hibrit bir model uygulayacaklarını açıkladılar.
Kutlunun bu süreçle ilgili bazı notları var.
Onları sizlerle paylaşmak istedim.

HİBRİT ÇALIŞMA OLACAK

Araştırmalar gösteriyor ki, pandemi sonrası şirketlerin en az yüzde 30-40’ı uzaktan çalışmaya devam edecek. Ancak uzaktan çalışmanın maliyet avantajı olduğu kadar dezavantajlı yanları da var. Bazı alanlarda çözüm üretilemiyor. Burada en önemli sorun insana dokunamamak. Çalışan evde kendi kendine motive olmaya çalışıyor. Kanada’da yapılan bir araştırmada insanların yüzde 53’ü iş ortamındaki kahve molasını özlediğini söylüyor. Sosyalleşmeyi özledik. Diğer taraftan iş yerine gelmek zorunda olanlar var. Çalışanların büyük kısmı mavi yaka. Beyaz yakalıların çoğu eve gitti ama mavi yakalılar duruyor. Ayrıca herkesin evi çalışmaya müsait değil. Bir tarafta iş, diğer tarafta çocuk. Ve internet bağlantı sorunları. Bunlar göz önüne alındığında yeni dönemde hem ofis hem de uzaktan devam edecek hibrit bir yapıya geçilecek.

YÖNETİCİ HER ALANDA

Pandemide yeni bir liderlik anlayışı ortaya çıktı. Yani uzaktan yönetebilme becerisi olan yeniliğe açık yöneticiler daha değerli olacak. Eskiden yöneticiler genel müdür, müdür yardımcıları, grup müdürleri, bölüm müdürleri, birim müdürleri ve denetmenler şeklinde sıralanıyordu. Yeni dönemde orta kademe yöneticilerin sayısı azalacak. Onun yerini çok şapkalı liderlik anlayışı alıyor. Yani bir lider artık belli bir alandan sorumlu olmayacak. Yöneticiler her konuda bilgi sahibi olmak zorunda. Girişimci ruhuna sahip, her işten az çok anlayan, hızlı karar veren çok şapkalı yönetici profiline ihtiyaç var. Pandemiye hızlı adapte olan Türk yöneticilerin de global alanda önemli yerlere geleceğine düşünüyorum. Şimdiden bunun örneklerini görmeye başladık. Kısaca güçlü olan ve en zeki olan ayakta kalmayacak. En iyi adapte olan, en hızlı ve çevik olan ayakta kalacak. Hızlı ve çevik olan her şeyi yiyecek. Küçük balık büyüğü yutabilecek.

COĞRAFYASIZLIK

Pandemi ile ‘coğrafyasızlık’ konusu da gündemimize girdi. Coğrafyasızlık mekândan bağımsız çalışabilme anlamına geliyor. Mesela ABD’de en çok oynanan 10 oyundan 6’sı Türk şirketlerinden çıkıyor. Bunların bir kısmı Türkiye’de çalışıyor. Özellikle bilişim ve teknolojide çalışanlar coğrafyadan bağımsız çalışabiliyor. Bu beyin göçünü de engelliyor. Aynı şekilde Türkiye’ye döviz kazandırıyorlar. Diğer taraftan beyaz yakalıların kırsala dönüşü başladı. Bu trendin artarak devam edeceğini düşünüyorum.

KULİS YERİNE ÇIKTIYA BAKILACAK

Uzaktan çalışma ile performans değerlendirme kriterleri de objektif hale geldi. Daha önce kahve ve sigara molasında kulis olurdu. Yöneticinin koluna girip “Şöyle bir mesele var” diye kulis yapılırdı. Artık çıktı bazlı değerlendirme yapılıyor. Yani sonunca bakılıyor. Toplantılar da daha verimli hâle geldi. Normalde iş yerinde iki saat süren toplantılar şu an 20 dakikada bitiyor. Gereksiz muhabbetler yapılmıyor.

SAĞLIKLI OL, SAĞLIKLI HİSSET

Uzaktan çalışanlarda ister istemez motivasyon düşüklüğü olmaya başladı. O yüzden şirketler çalışanların daha iyi hissettirecek “sağlıklı hisset” uygulamalarına yöneldi. Mesela bazı şirketler “10 bin adım atarsan daha fazla prim öderim” diyor. Kimi şirketler küçük gruplar hâlinde çalışanları ile açık havada toplantılar yapıyor. Bu uygulamalar şirketlerin daha fazla gündemine girecek.

Dönüş muhteşem olacak

ŞÖYLE de bir durum var.
Bu pandemi gerçekten uzun sürdü. Bugünkü teknoloji, tıptaki gelişmeler bile salgının süresini öne çekemedi.
Aslında bu bende hayal kırıklığı yaratmadı değil.
Aşıların daha hızlı bulunabileceğini, toplumun aşıya erişimini devletlerin daha hızlı yapabileceğini düşünmüştük.
Yanılmışız…
Aşı kadar ilaç da önemli ve ilaçla ilgili çalışmalar devam ediyor.
Asıl pandemiyi bitirecek ilaç olacak.
O yüzden bu çalışma modellerini, çalışanların ve şirketlerin nasıl bir yol izleyeceklerini yakında göreceğiz.
Hepimizde büyük bir travma yaşatmış olsa da ben iş dünyasının eskiye dönüşünün hızlı olacağını düşünüyorum.
Evet; büyük, geniş ofisler olmayabilir.
Bazı kadrolar evden de çalışmaya devam edebilir.
Ama karar verici kadroların ve yöneticilerin evden çalışmalarını pek mümkün görmüyorum.
Göreceksiniz ofislere geri dönüşümüz muhteşem olacak.
Çünkü herkes eskiyi çok özledi.

Yumruğunuzla mı
dirseğinizle mi
selamlaşıyorsunuz?

AVUSTRALYALILAR pandemiyi iyi yönettiler. Hemen kapandılar, sıkı tedbirler aldılar, aşılamada ısrar ettiler.
Geçenlerde yabancı medyada bir haber ilgimi çekti.
Dell’de kıdemli satış direktörü olarak çalışan Shant Soghomonian, bir yıllık uzaktan çalışmadan sonra geçen ay Sydney’deki ofisine geri dönmüş.
Soghomonian, her şeyin normal görünmesine rağmen 2021’deki ilk yüz yüze görüşmesi için sterilize edilmiş bir konferans odasına girdiğinde, iş arkadaşlarına nasıl selam vermesi gerektiğini bilemediğini fark ettiğini söylüyor.
“Elleri mi sıkmalıydım? Dirseklerle mi selamlaşmalıydım? Yoksa yumrukları mı kullanacaktım? Ama sonunda ağırlıklı olarak dirsekler konusunda bir fikir birliği ortaya çıktı…”
Siz de aynı duyguları yaşamıyor musunuz?
Ben her ikisini de yapıyorum.
Yumruğumla selamlaşıyorum, dirseklerimi de kullanıyorum.
Bakalım bu daha ne kadar sürecek.

Doğru bildiğimizi söylemeliyiz

PROF. Dr. Mehmet Ceyhan pandemi döneminde çok sık ekranlarda gördüğümüz bir hocamız. İyi ki bilim insanlarımız var. Onlar sayesinde bu süreci biraz daha iyi yönettik. Salgın uzayınca hocalarımızın uyarıları da sürünce bazen bu bilim insanlarımız bile eleştirilere maruz kaldı. Hep söylüyorum. Herkes sosyal medya lincine hazırlıklı olmalı. Son dönemde Ceyhan Hoca da bu eleştirilerden nasibini alıyor. Ama hocalarımız bildiklerini söylemeye devam etmeliler.


Hürriyet Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.