İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

​Gerçekleri bildikleri için kaçıyorlar: Osmanlı arşivleri en güvenilir olanı

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Seyit Sertçelik, Ermenilerin ‘sözde soykırım’ iddialarının araştırılması için ortak tarih komisyonu kurulmasından kaçtıklarını söyledi. Yeni Şafak’a konuşan Sertçelik, “Osmanlı dünyanın güvenilir en büyük arşiv kayıtlarına sahip devletlerinden birisidir. Belgelerin güvenilirliği konusunda hiçbir yabancı objektif araştırmacı olumsuz konuşamaz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof. Dr. Seyit Sertçelik, ABD Başkanı Joe Biden’ın 24 Nisan’da sözde “soykırım” ifadesini kullanması ile tırmanan tartışmaları Yeni Şafak’a değerlendirdi. Sertçelik, şöyle konuştu: Tarihi nitelikte kabul edilebilir yeni hiçbir belge ve bulgu olmaksızın ABD Başkanı’nın sadece siyasi saiklerle ve Türkiye karşıtlarını memnun etmek için hareket ettiği anlaşılmaktadır. ABD ve Avrupa’daki pek çok politikacı ve devlet adamının kendi siyasi çıkarları için Türkiye’ye karşı Ermenileri ve Ermeni sorununu kullandıkları sır değildir. Ülkemizi baskı altında tutmak için bu konuyu kullanmaktadırlar. Tarihi olaylar bağlamında bu yanlı ve haksız siyasi yaklaşımların Türk-Amerikan ve Türk-Ermeni ilişkilerine ciddi zarar verdiği de ortadadır.

ORTAK KOMİSYONDAN KAÇIYORLAR

Ermeniler, 1915 olayıyla ilgili olarak farklı ülke arşiv belgelerini yok sayarcasına çoğunlukla da kendi çarpıtılmış anı ve sözlü anlatımlarına dayalı, bazen de sahte ve uydurma belgelerle “soykırım” suçlamasında bulunmaktadırlar. Ermeniler, Sayın Cumhurbaşkanımız’ın defalarca dile getirdiği ve konuyu araştırmak üzere arşivlerinin açılması ve ortak tarih komisyonu kurulması önerimizi ısrarla yok saymakta ve kaçmaktadırlar. Kaçıyorlar, zira kendilerine karşı bir “soykırım” yapılmadığını bizden çok daha iyi biliyorlar.

5 ERMENİ ARŞİVDE ÇALIŞTI

Bugüne kadar Devlet Arşivleri’nde Ermeni sorunu üzerine 5 Ermenistan vatandaşı araştırmacı, farklı 53 yabancı araştırmacı ve 720 farklı yerli araştırmacı çalışmıştır. Arşivlerimize ve arşiv kayıtlarımıza itiraz diye bir şey söz konusu olamaz. Olsa olsa Ermeni tarihçilerin çok kez yaptıkları gibi belgeleri çarpıtmaya yönelik gayretler olabilir. Zira Osmanlı Devleti dünyanın güvenilir en büyük arşiv kayıtlarına sahip olan devletlerinden birisidir. Ayrıca tutulan arşiv belgelerinin güvenirliği konusunda arşivlerimizde çalışma yapan hiçbir yabancı objektif araştırmacının da olumsuz söyleyebileceği bir şey olamaz. Hatta Rus arşivlerinde dahi Osmanlı arşiv belgelerine atıfta bulunan çok sayıda dosyanın olduğunu bizzat bilmekteyim.

ERMENİLERİN 4T PLANI

Ermenilerin 4T olarak ifade edilen ve soykırım iddialarını “(dünyaya) tanıtma, tanınmasını (kabulünü sağlama), tazminat ve toprak” elde etmeye yönelik neredeyse yüz yıldır sistemli olarak üzerinde çalıştıkları bir planları vardır. Maalesef ilk aşamayı çoktan geçen Ermeniler, 30 ülke parlamentosundan “soykırım” kararları çıkarmışlardır. Keza ABD’de 49 eyalette de bu kararı aldırmaya muvaffak olmuşlardır. Aslında hedefleri 2015 yılında yani 1915’in 100. yılında tazminat almayı kendilerine hedef olarak koymuşlardı. Ancak Cumhurbaşkanımız’ın dirayetli ve güçlü liderliği sayesinde yaptığımız çalışmalarla Ermenilerin bu planının gerçekleşmesini engelledik. Ermenilerin nihai hedefi “tarihi yurt” olarak gördükleri Anadolu topraklarında bir Ermeni devleti kurarak, Ermenistan ile birleşerek büyük Ermenistan’a kavuşmaktır.

Tehcir soykırım ile bağdaştırılamaz

1915’de yaşananlara değinen Sertçelik, “Tarihi gerçeklerle bağdaşmayan asılsız Ermeni iddialarını yine dönemin kendi tarihçileri yalanlamaktadır. Ermeni yayıncı Arşak Çobanyan’ın 1916 yılındaki ifadesiyle ‘Benzer bütün krizlerde abartma kaçınılmazdır… Ancak Türkiye’de Ermenilerin yok edildiği gerçek değildir.’Sömürge savaşı döneminin olağanüstü koşulları dikkate alındığında Osmanlı Devleti’nin tehcir kararının kaçınılmaz olduğu ortaya çıkar. Bu husus, ulusal ve uluslararası hukuk bakımından meşruiyeti ve hukukiliği bulunan bir devlet tasarrufudur” diye konuştu.


Yeni Şafak

Yorumlar kapatıldı.