İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kars’ın hüzünlü hikâyesi

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

M. Latif SALİHOĞLU

GÜNÜN TARİHİ: 19 NİSAN 1919

19 Nisan 1919’da Ermenilerin işgaline uğrayan serhat şehri Kars’ın, yakın geçmişte kırk yılı aşan süreli çok hazin bir hikâyesi var.

Bilhassa 18 Nisan 1877 ile 13 Ekim 1921 arasındaki yılları içine alan gel-gitlerle dolu hüzünlü hikâyesini kısaca anlatmaya çalışalım.

*

Kafkaslar’ın en stratejik şehri olan Kars ve çevresinde yaşayan insanlarımızın başına, yakın tarihlerde adeta gelmedik sıkıntı, belâ, musîbet kalmadı… 

Yukarıda tarihini belirttiğimiz dönemde, Kars vilayetimiz, iki büyük kanlı işgal hadisesine sahne oldu.

Birinci işgal, Rus orduları tarafından 18 Nisan 1877’de gerçekleştirildi. İkinci işgal ise, 19 Nisan 1919’da İngilizler’in kışkırtmasıyla Ermeni çeteciler tarafından gerçekleştirilmiş oldu. Şimdi, bu iki vahim hadisenin kısaca gelişme seyrine bakalım.

*

Birçok kez tekerrür eden Osmanlı-Rus Savaşları’nın en büyük ve en dehşetlisi, 1877-78 yıllarında yaşanan meşhûr “93 Harbi”dir. 

Bu savaş, ismini Rumî takvimden alıyor: Savaşın yaşandığı tarih, Rumî takvime göre 1293 senesidir. 

Harbin başlangıç tarihi, yukarıda da belirttiğimiz gibi 18 Nisan 1877 olarak kayıtlara geçmiş. Harbin bitiş tarihi ise, 31 Ocak 1878’de imzalanan Edirne Mütarekesi olarak biliniyor. 

Bu mütarekeyi (ateşkes) 3 Mart 1878’de imzalanan Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması, onu da 13 Temmuz 1878’de Almanya’da imzalanan Berlin Antlaşması takip etti.

Osmanlı Devleti, bu savaşta tarihinin en ağır yenilgisini yaşadı.

Dolayısıyla, gerek insan kaybı ve nüfus göçü itibariyle, gerek toprak kaybı ve tazminat borcu itibariyle ve gerekse dahilî siyasetine (Kıbrıs ve Ermeni meselesi gibi…) yapılan dış müdahaleler itibariyle, menfî neticeleri günümüze kadar yansıyan son derece ağır bir faturayı ödemeye mahkûm olduğumuzun adıdır, 93 Harbi.

*

Ruslar’dan gizlice yardım alan, İngilizler’den ise alenî destek ve teşvik gören Ermeni çeteleri, 19 Nisan 1919’da Kars ve çevresini işgal ettiler. Oysa, Millî Mücadele’nin ilk şanlı direniş hareketlerinden birisi burada sergilenmişti.

Mondros Mütarekesi’nden hemen sonra, yani 5 Kasım 1918’de “Kars Millî İslâm Şûrâsı Merkez-i Umumisi” teşkil edildi. Bu şûrânın şubeleri ise, başta Ardahan olmak üzere yakın merkezlerde de hızla teşekkül ettirildi.

Yaklaşık altı ay müddetle bu bölgeyi Rus, Ermeni, Gürcü ve İngiliz işgalcilerine karşı korumaya çalışan Kars Millî İslâm Şûrâsı, Nisan 1919’dan itibaren dayanılmaz derecede sıkıntılı günler geçirmeye başladı.

Devlet ve hükûmet merkezinden buraya hiçbir yardım yapılamıyordu. Etraf, bütünüyle işgalci güçler tarafından kuşatılmış durumdaydı.

Şark Cephesine (15. Kolordu) gönderilen Kâzım Karabekir, 19 Nisan’da Trabzon’a ancak ulaşabildi. (30 Nisan’da Erzurum’a doğru hareket ediliyor. Uzun süren çalışmaların ardından, işgalcilere karşı taarruz harekâtı başlatılıyor.)

13 Nisan 1919’da Kars ve çevresinin idaresini ele geçirdiğini duyuran İngiliz işgal kuvvetleri, Millî İslâm Şûrâsı merkezine de baskın düzenleyerek 12 kişiyi tutuklattı.

Tutuklananlar önce Batum’a, ardından Malta Adası’na sürgün edildiler. Ardından, Müslüman nüfusa yönelik katliâmlar başladı.

Sahipsiz, çaresiz ve imkânsız duruma düşen Kars çevresindeki Müslümanlar, 19 Nisan’da başlayan Ermeni istilâsına da teslim olmak durumunda kaldı. Ermeniler, hem Ruslar’dan cesaret, hem de İngilizlerden kuvvet alarak, her tarafta katliâma giriştiler.

Bu arada, Hıristiyan Gürcüler de, aynı yöntemlerle Ardahan ve Posof’u ele geçirerek, onlar da savunmasız ve perişan durumda kalan Müslüman halka kan kusturmaya başladılar.

Böylelikle Kars, Ardahan ve çevresinde aylarca sürecek olan kanlı işgal süreci başlamış oldu.

Bölgenin işgali, Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki Millî Kuvvetler’in 30 Ekim 1920 tarihinde gerçekleştirdiği püskürtme harekâtına kadar devam etti. Ayyıldızlı bayrak, Kars Kalesi’ne Besmele-i Şerife ile o gün yeniden çekildi.

https://www.yeniasya.com.tr/m-latif-salihoglu/kars-in-huzunlu-hikayesi_541050

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın