İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bedros’un peşinden acının ve yeniden yeşeren yaşamın izini sürmek

Agos’ta 6 Mart’ta Hüsnü Gürbey ve Mahsuni Gül tarafından yayımlanan “Harputlu bir Ermeni’den Mustafa Kemal Atatürk’e mektup” başlıklı yazı muhtemelen 1937 sonlarında kaleme alınmış “B. G. Karapetyan” imzalı bir mektubu Türkiye gündemine taşıdı. Karapetyan’ın mektubunda dile getirdiği önemli uyarılar vicdan ve adalet duygularının askıya alındığı, hayali iç ve dış düşman paranoyasına esir düşmüş günümüz Türkiyesi için de önem ve güncelliğini korumaktadır: “Vicdan duygusunun ehemmiyetini ve rolünü kavrayan ve onun lüzumuna kani olan ferdlerden teşekkül edecek bir millet veya bir devlet, kemiyet itibarile ne kadar küçük olursa olsun onu dâhilden ve hariçten kimse mağlup edemez.”

AYKAN ERDEMİR*

Ararat Şekeryan bu mektubun yazarının adının Bedros olabileceğinden hareketle 1897’de Harput’ta kurulan bir kolejde öğretmenlik yapan Bedros Garabetyan olabileceğini belirtmiştir. Agos editörlerinin yazıya düştüğü nota göre, “Mektubun yazarı ABD örneğini verdiğine göre, o tarihlerde ABD’de yaşıyor olması bir ihtimaldir.” Bu ihtimalden yola çıkarak “B. G. Karapetyan” imzasının izini ABD arşivlerinde sürdüm. Acılardan süzülmüş bir bilgelikle her Türkiyeli’nin kulağına küpe olması gereken ABD kayıtlarında karşımıza en az dört farklı Harputlu “B. G. Karapetyan” adayı çıkmaktadır satırların yazarını daha yakından tanımak istedim. Belki daha da önemlisi onun ve ailesinin tüm güçlükleri aşıp yeni yurtlarında kurdukları yaşamlarına tanıklık, üzüntü ve sevinçlerine ortaklık etmek istedim. Karşıma çıkan belgeler bir mektubun yazarının olası kimliğinin yanı sıra bir dönemin tarifsiz acılarının ve tüm olanaksızlıklara rağmen yeniden yeşeren yaşamın da ipuçlarını sunuyor.

ABD kayıtlarında karşımıza en az dört farklı Harputlu “B.G. Karapetyan” adayı çıkmaktadır. Bunların ilki ABD Çalışma Bakanlığı Vatandaşlık Hizmetleri birimine sunulmuş 27 Haziran 1929 tarihli Amerikan vatandaşlığına geçiş dilekçesi bulunan Bedros Mahdessi Garabedian’dır. (EK 1)

Bu belgeye göre 1862 yılının Temmuz ayında Harput’ta doğan Garabedian, 4 Haziran 1921 tarihinde Marsilya’dan Asia adlı gemiyle yola çıkıp 20 Haziran 1921’de Rhode Island eyaletinin başkenti Providence şehrindeki limandan ABD’ye giriş yapmıştır. ABD vatandaşlığına geçme niyetini ilk olarak 8 Ocak 1923 tarihinde California eyaletinin Fresno şehrinde kayıt altına aldırdığını belirten Garabedian, vatandaşlığa geçiş dilekçesini verdiği 1929 yılında Fresno’nun 25 kilometre dışında “Route 2, Box 119, a Sanger” adresinde ikamet etmektedir.

Garabedian’ın, bu başvurusundan altı yıl önce 8 Ocak 1923 tarihinde ABD Çalışma Bakanlığı Vatandaşlık Hizmetleri birimine verdiği ilk dilekçedeki beyanlarına baktığımızda, 1921’de İstanbul’dan (“Constantinople”) geldiğini, beyaz, açık tenli, 175 cm boyunda, 75 kg ağırlığında, kır saçlı, kahverengi gözlü ve sağ yanağında ben olduğunu belirtmiştir. (EK 2)

Yine bu formda “Türkiye Sultanı 6. Mehmet’e” sadakat ve bağlılığını reddettiği yer almaktadır.

Garabedian ve ailesi

Garabedian’ın 1929 yılındaki dilekçesine göre Ocak 1873 Türkiye doğumlu Altoon adlı bir eşi ve yine hepsi Türkiye doğumlu altı çocuğu bulunmaktadır: Edward (13 Ağustos 1893), Paul (31 Aralık 1897), Makroohy (24 Mayıs 1899), John (24 Aralık 1902), Armenag (3 Ağustos 1904) ve Sarah (14 Aralık 1907). Edward ve Paul, Massachusetts eyaletinde; John, California eyaletinde Sanger’in 350 kilometre güneyindeki Huntington Park şehrinde ve diğer üç kardeşleri de aileleriyle birlikte Sanger’de yaşamaktadır.

Bu belgede Garabedian’ın mesleği “minister,” yani din görevlisi, olarak belirtilmiştir. Karapetyan’ın Agos’ta yayımlanan mektubunda inanç olgusuna ilişkin olumlayıcı ifadelerin varlığı yazarının bir din görevlisi olabileceği kanısını uyandırmaktadır: “Din, bir milletin ruhundan hiçbir zecri vasıta ile koparılamayan ruhu teselli ve nezahetin yegâne amilidir ve onu zecri hiçbir tedbir ve vasıta, bir milletin kalbinden söküp atamaz.”

Türkiye’den ayrıldığında 48 yaşında olan ve dolayısıyla Türkçe bilmesi kuvvetle muhtemel olan Garabedian’ın Ermenice kaleme alınan bir mektubun yazarı olup olamayacağı üzerinde düşünülmesi gereken bir sorudur. Mektubun Ermenice’den Türkçe’ye tercümesi sırasında “Garabedian” soyadının “Karapetyan” olarak yazılmış olması olanaklı ise de “Bedros Mahdessi” isminin nasıl “B. G.” olarak yazılabileceği de ayrı bir soru olarak varlığını korumaktadır.

1940 tarihli ABD nüfus sayım belgeleri, bir başka Bedros Garabedian’ın bu mektubun yazarı olabileceği ihtimalini karşımıza çıkarmaktadır. (EK 3)

İkinci Garabedian

Birinci “B. G. “Karapetyan” adayı Bedros Mahdessi Garabedian’ın 1910 California doğumlu Bedros Garabedian Jr. adında bir oğlu olduğu bu nüfus kayıtlarında yer almaktadır. 1929 tarihli vatandaşlık dilekçesinde aile üyeleri arasında adı geçmeyen “Bedros Garabedian Jr.” anne ve babasının ABD’ye göç ettiği 1921’den 11 yıl önce ABD’de doğmuş olarak gözükmektedir. Acaba bu durum 1929 vatandaşlık dilekçesindeki bir eksikliğin ya da 1940 nüfus sayım belgesindeki bir hatanın sonucu mudur, yoksa ayrıntılarını bilemediğimiz daha karmaşık bir aile tarihçesine mi işaret etmektedir? Yine aynı nüfus sayım belgesinde, vatandaşlık dilekçesinde 1904 doğumlu Armenag olarak yer alan erkek çocuk 35 yaşında Armen adlı bir dul ve 1907 doğumlu Sarah ise 32 yaşında Mary adlı bir bekar olarak kayıtlıdır. 1929 tarihinde aynı evde ikamet etmeyen çocuklar Edward, Paul ve John, 1940 yılında da Garabedian ailesinin evinde kayıtlı değildir. Buradaki bir diğer ilginç ayrıntı da Bedros Mahdessi Garabedian ve Altoon Garabedian’ın doğum yerlerinin kayıtlarda artık Türkiye değil Ermenistan olarak yer almasıdır.

Bedros Garabedian Jr. aynı ailenin 1930 tarihli nüfus sayım belgelerinde de yer almamaktadır. (EK4)

1930 nüfus sayım belgesinde Garabedian ailesiyle birlikte ikamet eden çocuklar John (26), Aram (24), Marguerite (28), Sarah (20) olarak belirtilmiştir. Dul olan Marguerite hariç tüm çocukların bekar olduğu belirtilmektedir. Bu belgede John mobilya imalatı yapan bir marangoz, Aram çiftçi ve Sarah meyve toplayıcısı olarak kaydedilmiş, Bedros Mahdessi Garabedian’ın ise Protestanlığın kollarından “Congregational” kilisesinin din görevlisi olduğu kaydedilmiştir. Bedros Mahdessi Garabedian’a ilişkin diğer bir ilginç ayrıntı da bu belgede ABD’ye ilk geliş tarihinin daha önceki belgelerle çelişir bir şekilde 1890 olarak belirtilmiş olmasıdır. 1940 nüfus sayımında Bedros çiftçi ve din görevlisi olarak, Armen marangoz, Bedros Jr ise çiftçi olarak kaydedilmişti.

Türkçe bilmiyor olması kuvvetle muhtemel Bedros Garabedian Jr. mektubun yazıldığı 1937 yılında 27 yaşındadır. Bu mektubu Ermenice olarak kaleme alan kendisi olabilir mi? California doğumlu olduğu kaydı düşülen bir kişi bu mektuptaki kapsamlı mesajı kaleme alabilecek derecede Ermenice biliyor olabilir mi?

Üçüncü Garabedian

Bu noktada izini sürdüğümüz “B. G. Karapetyan” acaba başka bir kişi olabilir mi diye araştırmamızı genişlettiğimizde 18 Nisan 1912 tarihinde New York’un Elis adasından ABD’ye giriş yapan üçüncü “B. G. Karapatyan” adayı Harputlu Bedros Garabedian’a rastlıyoruz.

Fransa’nın Le Havre limanından La Bretagne adlı yolcu gemisiyle seyahat eden ve 1912 yılı itibariyle 18 yaşında ve berber olduğunu beyan eden Garabedian bu belgede Türkiye vatandaşı bir Ermeni olarak yer alıyor. Massachusetts eyaletinin Lawrence şehrine gideceğini belirten Garabedian’ın son ikameti ise Türkiye’de yer alan “Vartadir” olarak kayıtlara geçmiş. En yakın akrabası olarak da yine Vartadir’de ikamet etmekte olan babası Karabed Der Bedrossian’ı beyan etmiş.

“Vartadir,” Xavier Hommaire de Hell’in 1846-1848 yılları arasında Osmanlı topraklarında yaptığı seyahatlerini yayımladığı ve 1854 yılında basımına başlanan Voyage En Turquie Et En Perse adlı serinin birinci cildinin 1855’te basılan ikinci kısmının 430. sayfasında “Mézéré” yakınındaki yerleşimlerden biri olarak belirtilmektedir. (EK 5)

Yazar, 4 Ekim 1847 tarihinde Mézéré’den yola çıktıktan iki saat sonra “Keisirik” ve “Perchentz” üzerinden Vartadir’e vardıklarını kitabın 1860 yılında yayımlanan dördüncü cildinin 259. sayfasındaki seyahat planına not düşmüştür.

Fransız coğrafyacı Vital Cuinet tarafından yayımlanan dört ciltlik La Turquie d’Asie – Géographie Administrative, Statistique Descriptive et Raisonnée de Chaque Province de l’Asie-Minor adlı kitapta yer alan 1812 tarihli “Vilayet de Mamouret-ul-Aziz” haritasında “Vartatil” adlı bir yerleşim tam da Xavier Hommaire de Hell’in mezkûr seyahat planında belirtildiği üzere “Kharpout” – “Mezere” – “Kessirik” – “Perthcin” yolunun devamında yer almaktadır. (EK 6)

Mark Arslan, The Armenian Weekly’de yayımlanan “So Where In Armenia Was Your Family From?” başlıklı yazısında, Harput ya da 1800’lerden sonra güneyde taşındığı Mezeré civarındaki yerleşimlerden olan Ermenilerin kendilerini Harputlu olarak adlandırdığını ifade etmektedir. Arslan yazısında, “Kharpert’in (Mezeré) güneyindeki ovada düzinelerce küçük köy vardı. Bu küçük köylerden birinden bir Ermeni, doğum yerini Kharpert/Harput olarak vermiş veya gerçek köy adını kullanmış olabilir” diye belirtmiştir. Dolayısıyla, Vartadirli Bedros Garabedian da Harputlu B. G. Karapetyan’ın mektubunun müellifi olabilir.

Dördüncü Garabedian

Dördüncü “B. G. Karapetyan” adayımız ise Nisan 25 Nisan – 5 Mayıs 1893 arasında Elis Adası üzerinden ABD’ye giriş yapmış bir başka Bedros Garabedian’dır. (EK 7)

Yaşları 24 ve 35 arasında değişen sekiz Ermeni’den oluşan ve çoğu çiftçi ve okur yazar olduğunu beyan eden bir kafilenin parçası olan Garabedian, yol arkadaşları gibi Ermenistan’dan geldiklerini, Fransa’nın Le Havre limanından kalkan bir gemiyle yolculuk edip Worcester’a gitmek istediklerini belirtmiştir. Belgede eyalet belirtilmemesine rağmen hedeflerinin Massachusetts eyaletinin Worcester şehri olduğu tahmininde bulunabiliriz. 1893 tarihli bu belgede 27 yaşında olduğunu belirten Garabedian’ın 1865 ya da 1866 doğumlu olduğunu düşünebiliriz.

1910 tarihli ABD nüfus sayım belgelerinde Massachusettes eyaleti Worcester şehrinde ikamet eden ve 42 yaşında olduğunu belirten, tahminen 1867 ya da 1868 doğumlu Bedros Garabedian 1893 yılında Elis Adası’nda kaydına rastladığımız Garabedian olabilir mi? (EK 8)

Nüfus kaydındaki Bedros Garabedian ABD’ye göç yılını 1885 olarak vermektedir. Eşi 31 yaşındaki Norley yine kendisi gibi Türkiye/Ermenistan doğumludur ve 1899 yılında göç etmiştir. Her ikisi de anne ve babalarının doğum yerini Türkiye/Ermenistan olarak belirtmiştir. Çocukları Massa (9), Garnie (8) ve Aaron (6) ise Massachusetts eyaletinde doğmuşlardır. Bedros Garabedian’ın çalışma alanı mobilya imalatıdır.

1930 nüfus sayım kayıtlarında Worcester şehrinde 62 yaşındaki (yine tahminen 1867 ya da 1868 doğumlu) Bedros Garabedian bir kez daha karşımıza çıkmaktadır.

Fakat bu sefer kendisi boşanmış ve yalnız yaşamaktadır. ABD’de kişi başına düşen milli gelirin 746 dolar olduğu 1930 yılında 3.000 dolarlık bir evin sahibi ve Türkiye doğumlu bir anne ve babanın Türkiye doğumlu bir çocuğu olduğunu ve ABD’ye gelmeden önce evde Ermenice konuştuğunu beyan etmiştir. Bu belgeye göre okur yazardır ve 1929 yılı sonrası itibariyle herhangi bir eğitim kurumuna devam etmemektedir. ABD’ye 1896’da göç ettiğini ve emekli olduğu için artık çalışmadığını belirtmiştir. Acaba mezkûr 1937 tarihli mektubun yazarı Worcester’da ikamet eden boşanmış ve 3.000 dolarlık evinde yalnız yaşayan 69 yaşındaki emekli mobilya işçisi Bedros Garabedian olabilir mi?

Bir dönemin tarihçesi

Burada arayışımızı şimdilik sonuçlandırmakta fayda var. Çünkü ABD arşivlerinde yer alan kayıtlarda New York’tan Boston’a, Lawrence’dan Hartford’a daha nice Bedros Garabedianlar var. Tıpkı Karabetyanlar, Karapetianlar ve nice benzerleri de olduğu gibi. Belki de izini sürdüğümüz B. G. Karapetyan mektubu yalnızca bir müellifin değil bir kuşağın eseri, bir dönemin tarihçesi. Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine parmakla sayılamayacak kadar çok Ermeni yurttaşımızın yaşadığı tarifsiz acıların, şiddetin, ayrımcılığın, ötekileştirmenin ve dışlamanın geride bıraktığı sayısız izlerden biri.

Bugün derin bir yürek sızısıyla geri dönüp baktığımızda ABD arşiv sayfaları arasında B. G. Karapetyan’ın mektubunda ifade ettiği “zulüm ve felaket günleri”nin adeta sessiz tanıklığını yapan savrulmuş hayatlar var. Yeşermekte olan yeni bir yaşam için umut ve azimle mücadele eden hayatlar… Tam olarak anımsanamayan, zaman içinde farklı anımsanan tarihler ve yerler… Yıldan yıla değişen isim, ikametgâh, meslek ve medeni durum beyanları… Devlet belgelerine düzensiz, çelişkili ve belki sehven hatalarla kaydedilen savrulmuş hayatlar ve bununla tezat oluştururcasına kuvvetle yeni kökler salan, yeni bir düzen kuran ve yaşama sıkı sıkıya sarılan insanlar, aileler ve topluluklar. William Saroyan’ın dediği gibi, “Onları evlerinden çöle gönderin. Ne ekmek ne de su verin. Evlerini ve kiliselerini yakın. Bakın bir daha yaşamayacaklar mı? Bakın bir daha gülmeyecekler mi? Bakın yirmi yıl sonra ikisi bir birahanede buluşup gülünce ve kendi dillerinde konuştuklarında bu ırk bir daha yaşamayacak mı?”

*(Aykan Erdemir, Demokrasileri Savunma Vakfı (FDD) Türkiye Programı direktörü ve İnanç Özgürlüğü için Uluslararası Parlamenterler Girişimi (IPPFoRB) yürütme kurulu üyesidir.)


Agos

Yorumlar kapatıldı.