İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Prof. Dr. Mithat Kerim Arslan Batılıların Atatürk’ü neden sevmediğini açıkladı

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

Prof Dr. Mithat Kerim Arslan “Emperyalist ülkeler, ilk bağımsızlığını ilan eden Türkiye Cumhuriyeti’nin ardından birçok sömürgelerini kaybettiler. Bir süre sonra ellerindeki sömürge yüzdesi, yüzde yirmilere kadar düştü. Bunu temin eden veya bu yolu açan insan Mustafa Kemal Atatürk olduğu için batının karşısında, tarihlerindeki en büyük suçlu insan Mustafa Kemal Atatürk’tür” dedi. 

Prof. Dr. Mithat Kerim Arslan konuşmasında özetle şunları söyledi:

1881 yılında bilindiği gibi Duyun-ı Umumiye adı verilen 6-7 devletin yetkililerinin bizim maliyemize el koyması, İstanbul’da bir binada bir genel müdürlük şeklinde daha da öteye bir müsteşarlık şeklinde çalışması tarzında devletin memurlarının maaşınında kendi alacaklarını aldıktan sonra artan parayla devletin masrafları ve memurlarının maaşının ödenmesi yoluna gidildi kısaca. 

Şimdi böyle bir durumun arkasından birçok savaş ortaya çıktı. 93 Harbi dediğimiz savaş arkasında Türk-Yunan Savaşı, 1897’de Balkan Harbi derken Birinci Dünya Savaşı’nın ortaya çıkması halinde, bütçesi olmayan, bir anlamda tüzel kişiliğini kaybetmiş olan bir devlet bütün bunlarla uğraştı. Bunu insanımızın yanlış anlamamasını da dileyerek ifade edeceğim; böyle bir durumda elinde maddi durumu olmayan, tersanesi olmayan, silah üretemeyen kasası boş olan koskocaman bir imparatorluk, aynı zamanda devşirmeleri yüzünden de çok sayıda ihanet odaklarıyla karşı karşıyadır. Böyle bir devletin durumundan bahsediyoruz. Elbette millet aç, fakir. Köyler hep yetim, öksüz dolu. Aynı zamanda sakatlarla dolu. Şehit olanlar görünmüyor tabii, mekanları cennet olsun. 

Azınlıkları yetiştirerek, eğiterek, silahlandırarak o zamanlar kiliselerin büyük çoğunluğu ve açılan yabancı okulların neredeyse tamamı silah deposu haline gelmiş. Yani bir nevi bugün ki tabirle militan yetiştirme kurumları haline sürüklenmiş, oralar  onun arkasından da çeşitli azınlıklar Rum, Ermeni gibi azınlıklar çok sayıda çeteler kurmuşlar. Hemen hemen her köydeki, doğudaki hatta Karadeniz’de ki Türk nüfusu katletme yoluna gitmişler. Öylesine insafsızca olmuş ki şöyle düşünelim: Ermeniler daha önceleri Gregoryan mezhebine mensup iken bu batılılar Amerika, Fransa, Almanya devletleri kastediyorum. Bunlar da kendi dinlerinden olduğu halde kent milletinden olmadıkları, azınlık sınıfından oldukları halde onlara da asla güvenmemişler. Bulundukları okullarda Ermeniler’i Amerikanlar protestan yapmış, bir diğeri Ortodoks yapmış, Fransızlar Katolik mezhebine getirmiş. Dolayısıyla Ermenileri bile dört mezhebe bölmüşler. Gregoryanlık zaten var.  Böylece Ermenileri de aslında güçsüz duruma düşürmüşler birbirlerine karşı. Asimile yoluna gitmişler, kendi adlarına asimile Osmanlı Devleti’nde değil tabii. Onlara karşı her şeyi planlıyorlar. Ama Ermeniler de birbirinden ayrı mezheplere bölmeye dahi göze almışlar. Yani dolayısıyla Batı’nın hiçbir hareketinde siz insani bir yan göremiyorsunuz. Burada bütün katliamları Batı planlamış, kendi askerlerinin himayesinde, Rusları da onlara katıyorum. Onları planlamış ve Türklere katliam yaparak, Anadolu’ya nasıl olsa Türkleri yendik ve biz burada kendimize göre devlet kuracağız ve Anadolu’da Türk nüfus bırakmayacağız inancındadır.

Ama tarih onların söylediği gibi olmamış Türk milleti, kendi az sayıdaki iyi yetişmiş evlatları sayesinde yeniden hürriyetine kavuşmuş, bağımsızlığını elde etmiş ve bu arada bir şey olmuştur. Bunu özellikle vurgulamakta fayda vardır. O gün dünyanın %85’ini elinde bulunduran Emperyalist ülkeler, ilk bağımsızlığını ilan eden Türkiye Cumhuriyeti’nin ardından birçok sömürgelerini kaybettiler. Bir süre sonra ellerindeki sömürge yüzdesi, yüzde yirmilere kadar düştü. Bunu temin eden veya bu yolu açan insan Mustafa Kemal Atatürk olduğu için batının karşısında, tarihlerindeki en büyük suçlu insan Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ve batılıların Atatürk’ü sevmesi, ona iyi niyet göstermeleri asla, hiçbir zaman mümkün olmayacaktır.

-Demiryolları konusunda ne söyleyeceksiniz?

Ben demin bütün teferruatıyla sayamadım, zaman az olduğu için. Devletin fabrikası yok. Tarım oldukça zayıf. Köyde tarım yapacak insan kalmamış. Devletin elinde bir miktar demir yolu var. Fakat demiryollarının Hicaz demir yolu olmak üzere hiçbir şekilde devletin kontrolünde değil. Örnek olarak, Edirne- İstanbul Demir yolu, Fransız şirketin elindedir. Balkan Harbi’ndeki yaralılarımızı dahi İstanbul’a taşımamıza müsaade etmediler. O halde, biz o savaşlarda demir yollarını kullanamadık.

-Hicaz demir yolluyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

Aynı şekilde, bizim kontrolümüzde değildi. Asker sevkiyatı yapabildik ama askeri gücü kullanarak zaman zaman yapabildik. Fakat hiçbir şekilde yönetimler biz de değildir. Çünkü biz ihmal etmedik. Bir şey daha vardı. Hicaz demir yolunun her iki tarafında 20’şer kilometre o demiryolunu yapanların arazisi sayılmıştı. Biz böyle bir yerde zorla, daha doğrusu bütün karagözle kendinizi tehlikeye atarak asker ve silah taşıyorsunuz.

Kaynak Yeniçağ: Prof. Dr. Mithat Kerim Arslan Batılıların Atatürk’ü neden sevmediğini açıkladı

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın