Bir dönem Alevilerin kurduğu STK’larda görev alan ve AK Parti MKYK’sına yeni seçilen Metin Tarhan, pazartesi günü geç saatlerde arayan Erdoğan’ın davetini geri çevirmediğini söyledi. Tarhan, çevresinden gelen eleştirileri de anlattı
Ali Kemal Erdem
Geçen 24 Mart 2021 Çarşamba günü yapılan AK Parti 7. Olağan Kongresi’nde yeni Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) üyeleri belli oldu.
75 üyeden oluşan MKYK’da dikkat çeken isimler arasında Metin Tarhan ve Ermeni kökenli doktor Sevan Sıvacıoğlu da var.
Çünkü her iki isim de AK Parti’nin genel olarak fazla oy alamadığı kesimler içerisinde yer alıyor.
Tarhan, bir dönem Alevi Dernekleri Federasyonu’nun sözcülüğünü yapmış, ayrıca Erikli Baba Kültür Derneği ve Cemevi Başkanlığı görevlerinde bulunmuştu.
Geleneksel olarak CHP’ye ve diğer sol partilere yakınlıkları ile bilinen Alevilerin bir dönem sivil toplum temsilcileri arasında yer alan Tarhan’ın AK Parti yönetiminde yer alması basında da haber oldu.
Söz konusu sürecin nasıl geliştiğini öğrenmek için Tarhan ile görüştük.
Edinilen bilgilere göre Tarhan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu gibi aslen Tuncelili.
Kılıçdaroğlu, Nazimiye ilçesinden iken Tarhan, Tunceli merkezinden.
Hukuk mezunu olan Tarhan, halen serbest avukatlık yapıyor. Doktor olan eşiyle bir çocukları var.
2013 yılında CHP’den belediye başkanlığına aday olan Tarhan, o süreçteki parti içi çekişmelerden dolayı CHP’den istifa ettiğini öne sürdü.
Alevi sivil toplum örgütlerindeki görevine de son veren Tarhan, akademisyenliğe yoğunlaşmayı planlandığı süreçte siyasetten böyle bir teklif aldığını söyledi.
Tarhan, kendisini AK Parti yönetimine taşıyan süreçle ilgili sorularımızı şöyle cevaplandırdı.
“Ani bir teklif oldu, cumhurbaşkanı aradı”
Süreç nasıl gelişti?
Pazartesi başlayan aniden gelen bir teklif oldu. Geç saatlerde gelen, bir şekilde kabul etmeyle gerçekleşen bir süreç oldu. Evveliyatı yok yani.
- Teklif kimden geldi?
Cumhurbaşkanından geldi. Geç saatte aradı, o sırada ofisteydim. ‘Yeni yönetimde birlikte çalışmak istiyoruz’ deyince ben de ‘hayır’ demedim
“AK Parti yönetimindeki ilk Alevi’yim”
Kendisini önceden tanıyor muydunuz?
Evet. Alevi açılımı sürecinin hepsine katıldım. O süreçte Sayın Cumhurbaşkanı ile tanışmıştık. Alevi hassasiyetlerini dile getiren birinin parti yönetiminde yer alması bir ilk. Umarım katılımımız faydalı bir zemin oluşturur. İşe yarar mı yaramaz mı zaman gösterecek.
“Eleştiri aldım, iyi yapmadınız diyenler oldu”
Çevreniz nasıl karşıladı?
Genelde çevrem CHP kökenli. Eleştiri aldım. Çok sıcak bakılmadı. ‘İyi yapmadınız’ diyenler oldu. Eleştirilerin hatta sert eleştirilerin olması doğal. Çevremdekilerin hepsi olmasa bile çoğunluğu CHP’ye oy veren insanlar. Bu ani buluşmayı sıcak karşılayıp, kısa sürede sindireceklerini sanmıyorum. Eleştiriler olacak ama umarım nezaketsizlik olmaz.
Ailenizle öncesinde istişare yapma şansınız oldu mu?
İstişare yapma fırsatım olmadı. Çok ani gelişen bir olay oldu.
AK Parti kongresinde nasıl karşılandınız? Nasıl bir katkı sağlamayı umuyorsunuz?
Çok iyi karşılandım. Yeni bir anayasa çalışması yapılıyor. Mutlaka bu süreçte bir hukuk insanı da olarak görüşlerimiz olacak.
“Cemevlerinin ibadethane olmasını ben de savunuyorum”
Aleviler, cemevlerine ibadethane statüsü verilmesini istiyor. Diyanet İşleri ve AK Parti, buna sıcak bakmıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz
Cemevlerinin ibadethane olmasını ben de savunuyorum. Bu talebin canlı tutulmasında rol alacağımı düşünüyorum. İktidarın da bazı şeyler yapacağına inanıyorum. Yapması da gerekiyor. Ben bazı şeylerin karşılıklı hoşgörü ve diyalogla aşılacağını düşünüyorum. Diyalog baştan reddetmeyle değil müzakere üzerine kurulursa sonuç alacağımıza inanıyorum.
Siyasette karşıt görüşlü partilere geçenlere bazen sert eleştiriler de gelir. Döneklikle, ihanetle suçlanmak gibi eleştirilerden çekiniyor musunuz?
Hiç korkmuyorum. Kendime güvenim fazla. Bu tür söylemler toplumsal bir alışkanlık. Eleştirebilirler, söyleyebilirler. Ben kendimden, ahlakımdan sorumluyum. Beni bilen biliyor.
“İşimiz bitince atarız gibi bir düşünce olduğunu sanmıyorum”
Peki sizin ve Sıvacıoğlu’nun AK Parti’ye sadece vitrin olarak alındığınız, parti yönetimine katkınız olmayacağı yönündeki iddialara ne diyorsunuz?
Her parti bir kişiyi görevlendirirken ondan beklentisi olur. Bu amaçla o kişiyi davet eder. Ama bu kişileri alıp kullanalım sonra işimiz bitince atarız bir düşünce olduğunu sanmıyorum. Hiç öyle bir hissiyatım yok.
Yorumlar kapatıldı.