İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Papa ziyaretine tepkiler çığ büyüyor

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
Yozgat’ın Akdağmadeni Belediye Başkanı Nezih Yalçın, Papa’nın Irak’ın kuzeyine yaptığı ziyaret ve sonrasında basılan pulda yer alan görselle ilgili yaptığı açıklamada; “Hak ile batıl, hayır ve şer mücadelesi Habil ve Kabil ile başlamış, kıyamete kadar da devam edecektir. Özellikle son yüzyılda şekiller, suretler, yöntemler değişse de amaç, hedef, gaye hep aynı olmuştur” ifadelerine yer verdi.

TARIK YILMAZ

Papa’nın Kuzey Irak’a gerçekleştirdiği ziyaret ve sonrasında bastırılan pula tepkiler çığ gibi büyüyor. En anlamlı tepkilerden bir tanesi Akdağmadeni Belediye Başkanı Nezih Yalçın’dan geldi.

Yalçın, yazılı açıklamada Papa’nın Irak’ın kuzey bölgesine yaptığı ziyaret ve basılan pulda yer alan görsellerin bu mücadelenin Hak ve Batıl’ın mücadelesinin sahaya yansıyan son örneği olduğunu vurguladı.

“PKK ve adı her ne olursa olsun benzeri oluşumların asıl hedefi Müslüman, dindar Kürt kardeşlerimiz ve tüm İslam Alemidir” diyen Yalçın, “Müslüman olduğunuz için eziliyorsunuz” gibi yalan ve düzmecelerle fikirlerin ifsad edilerek, İman ve Kur’an’dan bîhaber bir nesil oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çekti.

Gelinen noktada bin yıl önce İslam’ı yok etmek için Haçlı seferleri düzenleyen, milliyet-kadın-çocuk- yaşlı ayırt etmeden “Yeryüzünde tek bir Müslüman dahi kalmasın” anlayışıyla gaddarca ve zalimce cinayetler işleyen mecraların bu gün de sahada olduğu gerçeğine vurgu yapan Başkan Yalçın, şunları kaydetti:

“100 yıl önce İngiliz Meclisi Müstemlekât Nâzırı yani Sömürge Bakanı elinde Kur’ân-ı Kerîm’i göstererek söylediği bir nutukta “Bu Kur’ân İslâmların elinde bulundukça biz onlara hâkim olamayız. Ne yapıp yapmalıyız, bu Kur’ân’ı onların elinden kaldırmalıyız. Yahut Müslümanları Kur’ân’dan soğutmalıyız” diye hitabede bulunmuştur. 100 yıldır ilmek ilmek işlenen, adım adım hayata geçirilen bu oyun sayesinde dışı süs içi boş insanlar ortaya çıkmış, Kur’an hakikatleriyle toplumumuzun arasına fersah fersah mesafeler girmiştir. Bin yıllık kardeşlik ve kader birlikteliği saman çöpü kadar ehemmiyetsiz konulara feda edilmiştir. Zalime karşı yekvücut olunması gerekirken fitne ve fesatla parça parça olmuş toplumlar haçlılara yem olmuş, kendi ordusundan kat kat fazla olan haçlı ordusunu tamamen imha eden Sultan 1. Mesud’un, ” Kudüs esir iken ben nasıl gülerim?” diyerek Kudüs’ü Haçlı Krallığı’ndan alana kadar kendine gülmeyi yasaklayan Selahattin Eyyubi’nin kemikleri sızlamıştır. İslam birliğinin ne kadar ehemmiyetli olduğunu vurgulayan Yavuz Sultan Selim Han’ın:

“Milletimde ihtilâf ü tefrika endîşesi

Kûşe-i kabrimde hattâ bîkarar eyler beni

İttihâdken savlet-i a’dâyı def’e çâremiz,

İttihâd etmezse millet dağ-dâr eyler beni.” dediği gibi ihtilaf ve tefrika ecdadı kabir köşesinde bile rahatsız etmiştir.

(Milletimin ayrılma bölünme endişesi,

Mezarımda dahi rahatsız eder beni.

Saldırgan düşmanlara karşı birleşmek iken çâremiz,

Birlik olmazsa, kızgın demirle dağlanmış gibi yanarım.)

Bu gaflet uykusundan bir an önce uyanmalı, hakkın demir yumruğu zalimin başına inmelidir. Aksi halde Yusuf İslam’ın “Müslümanlar birbirleriyle savaştıkça ağıtlar Kürtçe, Türkçe ve Arapça; zafer çığlıkları İngilizce ve İbranice olacaktır” dediği gibi bize ağıt, onlara zafer naraları düşecektir.

Finali Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi’nden bir beyitle yapalım.

“Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar

Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten”

(Gezdiğin nazlı sahralar zulmün köpeklerine kaldı

Uyan ey kükreyen yaralı aslan bu gaflet uykusundan.)”


Sabah Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.