İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Direnenlerin, özgürlük, eşitlik isteyenlerin de bir tarihi var

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***
‘Ecdadımız’ savaşan, fetheden, hükmeden ecdada doyduk diyenlere çok iyi gelecek, QR koduyla ecdada ait müzikler dinlenecek bir eser. Bu kitap ‘tuğla gibi’ değil ama Yeni Osmanlıcılığa karşı bir dalgakıran inşa etmek gerekiyorsa bir tuğla da bu kitap.

İnci SERDAR

Tarih sadece padişahların, paşaların, hanedanların, saray ve şehzadelerin tarihi değil. Ya da bize anlatıldığı gibi herkesin mutlu mesut yaşadığı, dert üstü murat üstü, asude bir toplum da söz konusu değil geçmişte. Bugün itiraz eden ve direnenler olduğu gibi, o gün de itiraz eden, direnen, insan onurunun ve hakça bir yaşamın mücadelesini verenler var. Yani ‘başka bir ecdad’ var. Köylüler, emekçiler, kadınlar, köleler var. Farklı dinsel aidiyetlerine rağmen kol kola girip direnenler var.

Bizim ecdadımız Selçuklu, Osmanlı sömürüsünün ve zulmünün mağduru Anadolu’nun, Mezopotamya’nın mazlum halklarıdır. Türk’tür, Kürt’tür, Ermeni’dir, Rum’dur, Süryani’dir Arap’tır, Alevidir, Sünni’dir, Hristiyan’dır, Yezidi’dir. Bizim Ecdadımız; bu zulümlere başkaldıran Baba İlyas’tır, Baba İshak’tır, Hacı Bektaş’tır, Yunus’tur, Şeyh Bedreddin’dir, Börklüce Mustafa’dır, Pir Sultan Abdal’dır…. İşte bu kitap bu başka ecdada açılacak kapıyı bizim için çok keyifli bir dille ve hikâyelerle aralıyor.

YAŞAMI EMEĞİYLE VAR EDENLER

Tarihin ilk köle ayaklanmasının lideri olan ve Heliopolis (Güneş Ülkesi) adını verdikleri ilk eşitlikçi ütopyanın bayrağını açan Aristonikos’u, Emevi zulmüne isyan bayrağını açıp koskoca bir devleti yerle bir eden Köle Ebu Müslim’i, Bizans’ın sömürüsüne karşı ayaklanıp, soyluları deviren ve Selanik’i yıllarca bir emekçi konseyi ile yöneten devrimci Zealot’ları,“Birinin servet toplamasıyla diğerinin ekmeğe muhtaç kalması Tanrı’nın amacına aykırıdır. Kadınlar müstesna, (kadınlar mal değildir çünkü b.n.) dünyadaki her şey ortak olmalıdır” diyen Bedreddin’i ve Börklüceli’yi, zorla toprağa yerleştirilip Çukurova’da pamuk işçisi yapılmaya zorlanınca “Aşağıdan iskân evi gelince/ Sararıp da gül benzimiz solunca/ Malım mülküm seyfi gözlüm kalınca/Kaypak Osmanlılar size aman mı?” diye ayaklanan Avşarların sesi Dadaloğlu’nu ve nicelerini… Yani kitap diyor ki, saltanatların, sarayların bir ecdadı varsa, direnenlerin, yaşamı emeğiyle var edenlerin ve özgürlük, eşitlik isteyenlerin de bir tarihi var. Hem de oldukça zengin ve ilhamla dolu bir tarih…

GÖRSELLİK VE MÜZİK BİR ARADA

Kitabı elinize alıp şöyle bir karıştırdığınızda, bir tarih kitabından beklemeyeceğiniz bir görsellikle karşılaşıyorsunuz. Bizzat yazara ait kolaj ve illüstrasyonların yanı sıra minyatürler, gravürler ve resimlerlerle, asla sıkılmaya izin vermeyen bir canlılık yaratılmış. Üstelik anlatılan dönemlerin ruhunu ve birikimini taşıyan müzik parçaları da bu okuma keyfine eşlik ediyor. Hem görsel hem de işitsel olarak sarıp sarmalayan, düşünmeye, daha çok okumaya ve tartışmaya sevk eden bir eser.

YENİ OSMANLICILIĞA KARŞI

Ragıp İncesağır’ın yazdığı, birinci hamur kağıda renkli resimli baskı kitap Su Yayınları’ndan çıktı. ‘Ecdadımız’ savaşan, fetheden, hükmeden ecdada doyduk diyenlere çok iyi gelecek, sıkılmadan keyifle okunacak ve hatta QR kodu ile ecdada ait müzikler dinlenecek. Bu kitap ‘tuğla gibi’ değil ama Yeni Osmanlıcılığa karşı bir dalgakıran inşa etmek gerekiyorsa bir tuğla da bu kitap.


BirGün Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.