İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Dijital medya, siyasal kültürde bir yönetim aracı’

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***
CHP Pendik Belediye Meclis Üyesi ve Siyaset Bilimci Kutlu Özdemir kitabında; dijital demokrasiye geçerken, siyasette ve sosyal kültürde yaşanan değişimlere dikkat çekiyor. Dijital çağın bireylerin ideolojileri üzerinde yarattığı etkileri mercek altına alıyor. Dijital medyanın, siyasal kültürün içinde bir yönetim aracı olarak kullanılmaya başlandığını da önemle vurgulayan Özdemir ile Değişen Dünyada Seçmen ve Siyaset’i konuştuk.

BİLİŞSEL DEĞİŞİM VE TOPLUM

– Kitabınızda 1960’lardan günümüze uzanan bir olguyu ele alıyorsunuz. Dijital çağın topluma etkilerinden bahseder misiniz?

Kitabımı özellikle 60’lı yıllardan itibaren kaleme almamın nedeni ülke olarak bilişsel anlamda toplumsallaşmaya başlamamızın bu yıllara dayanmasıdır. Kitabın asıl teması da, ülkemizdeki bilişsel değişimin başlangıcından günümüze toplumu nasıl bir evrime sürüklediğidir.

Günümüz çağın getirmiş olduğu dijitalleşme; uluslararası bir kimlikleşme olgusunu beraberinde getirmiştir. Daha önceleri toplumsal bir ihtiyaçlar hiyerarşisi varken günümüzde bu durum değişerek globalleşen bireysel hiyerarşik ihtiyaçlara dönüşmüştür. Hepimiz görüyoruz ki, bugün ülkemizde bazı konularda adaletin aranması için sosyal mecralardaki tek elden yansıtılmaya çalışılan fikir bütünlüğü sayesinde gerçekleşmektedir.

– Dijital çağa girmemizle ‘dijital sosyal devlet’ olgusu mu ortaya çıktı?

Günümüz çağında hızlı bir şekilde evrimleşilen dijital çağda, devlet algısı bütünüyle değişti. Çok daha önceleri toplumlarda devlet algısı bir “otoriter” ya da “devlet baba” çizgileri içerisindeyken; gündüzümde toplumların bu algısı değişmiş, devlet, bireylerin yaşamsal alanlarını genişletmede kullanılan birer aracı haline gelmiştir.

Bugün toplum sizden yol yapmanızı ya da onlara kamusal alanda geçerli haklar tanımanızı istemiyor. Toplum,sizden kendi yaşamsal konforunu, dünyaya bakışını nasıl değiştirebileceğinizi, toplumun ufkunu nasıl ileriye taşıyacağınızı soruyor ve istiyor. Çünkü çağın temsilcileri genç nesil, istedikleri bu bilişsel özgürlüklerinyaşamsal konforu da arttıracağını biliyor.

Toplum; devletin, artık size hakkınız olanı bir lütufmuş gibi sunması yerine, toplumun ve bireylerin hakkı olanın üstüne ne koyabileceğini göstermesini istiyor.

– Dijital medyayı siyasal kültürün içinde bir yönetim aracı olarak görebilir miyiz?

Elbette. Eğer gerçekten ideolojinizin toplumlara yansımasını ve etkilemesini arzuluyorsanız, diğer siyasi partilerden çok daha hızlı hareket etmek zorundasınız. Aksi halde kazanmak gibi bir düşüncenizin olması, çağın getirmiş olduğu toplum olgusundan habersizsiniz demektir.

Bugün yalnızca ülkemizde değil, tüm dünyada dijital medya haberleşme, birlik olma, görevlendirme aracı olarak kullanılıyor. Bugün görev başındaki kişilerin istifa dilekçelerini devlet kurumlarından değil de sosyal medyadan öğreniyorsak; tabii ki görebiliriz.

‘BOT HESAPLAR SİYASETİN EMRİNDE!’

– BOT hesaplar (herhangi bir cihaz kullanmadan yazılım ile kısa sürede açılan hesaplar) hakkında neler düşünüyorsunuz?

Botların çok yaygın olmasının sebebi, amaca uygun hareket ediyor ve insanları taklit edebiliyor olmalarındandır. Bot hesapların özellikle siyasal amaç için kullanılması, politikanın insanların fikri düşüncelerini yönetebilmekle ilgilidir.

Bir düşünün; elinizde yüzlerce bot hesap var ve kendi siyasi fikrinizi öne sürerken, bir yandan da karşı ideolojinin düşüncelerini çarpıtıyorsunuz. Bu geleneksel propaganda ile yapılmaya çalışılsa olanaksız bir durum.

Gerçek bir bireyin, Twitter’da botlar ile oluşturulan yalan haber etiketlerine maruz kaldığı bir gerçek ve bu gerçek karşısında bireylerin yalan gündemler ile siyasal algılarıyla oynanabilmektedir. Bunu hepimiz FETÖ örgütleşmesinde gördük. Ermenistan ile Azerbaycan çatışmalarında bot hesaplar ile oluşturulan onlarca yalan etiketler sıkıntıya sokmadı mı? İşte bu gibi çoğaltılabilecek bot hesap örnekleri, toplumun algısını bütünüyle değiştirebilecek, yanlış olan bilginin doğru olduğunu savunur hale getirtebilecek kadar etkilidir.

‘İLK SEÇİMDE Z KUŞAĞI, Y KUŞAĞINI GEÇECEK!’

– Kitabınızda X, Y ve Z kuşağının seçmen politikalarına da yer vermişsiniz… Bu kuşakların seçmen politikalarını nasıl görüyorsunuz?

X, Y ,Z kuşaklarının seçmen politikaları birbirinden çok farklıdır. Hâl böyle iken dönemsel konjonktüre uygun davranan kuşak liderleri de kendi dönemsel algısına göre politika yürütmektedir. Bugün X kuşağı ve daha öncesi kuşaktan bir siyasi lider daha çok geleneksel siyasal propaganda yolunu seçmekte ve daha çok toplumsal gelişmişlik üzerine ideoloji yürütmektedir.

Günümüzde hemen hemen tüm siyasi partilerin önderleri X kuşağı mensubudur ve geleneksel medyayı ilke edinerek politikalarını yürütmektedirler. X kuşağının sonu ile Y kuşağının ilk çeyreğinde doğanlar ise biraz daha elitist kitle olup, yürütülen politika da buna uygun biçimde gerçekleşmiştir.

Z kuşağı ise çok daha başkadır. Günümüzde Z kuşağı hakkında yürütülen politikanın nasıl olmayacağı konusunda hepimiz birebir yaşanan olaylarla tanık olmaktayız.

Bugün, devlet otoritesine saygı duyan, zamanın sunmuş olduğu zor şartlar altında olanla yetinmeye çalışan X kuşağı ile; teknolojik değişimlerin başlangıcı olan ve teknolojinin sunmuş olduğu uluslararası toplum anlayışıyla ilk defa karşılaşan, bu sebeple devlet otoritesinin olmaması gerektiğini düşünen bir Y kuşağı mensubu bireye karşı yürütülen siyasal politika çok farklıdır.

Z kuşağı mensuplarını ise söylemeye gerek dahi yok. Teknolojik gelişmelerin hızlandığı ve en iyi şekilde kullanmasını bilen, uluslararası toplumların siyasal formları yakinen takip edebilen bir genç nesil karşısında, devlet otoritesini ya da toplumsal refah seviyesini arttıracak bir politika yürütmeniz imkansızdır; bu altın genç nesle, normalde de olması gereken, bireysel toplumsallaşmaya imkan tanıyan, yaşam konforunun her şeyin üstünde tutulan, fikri özgürlüğün biricik olduğu bir politika yürütmelisinizdir.

Y kuşağı, şu an için siyasal politika karşısında daha baskın durumdadır. Y kuşağına çok yakın olan ve normal şartlar altında gerçekleşecek olan ilk seçimle beraber Y kuşağını geçecek olan Z kuşağı, şu anki haliyle bile, ülkenin siyasal reformlara gitmesini mecburi kılmaktadır.

Yalnızca Y kuşağı üzerine yürütülecek bir politika, hiçbir durum için kazançlı olmayacaktır. Aileleri etkilemede çok daha aktif olan Z kuşağı üzerine yürütülecek politika ve reformlar, hem toplumun her kesimi için hem de siyasi partiler için çok daha kazançlı bir durum olacaktır;

Z KUŞAĞI NE BEKLİYOR?

– Z kuşağı siyasi liderlerden ne bekliyor?

Z kuşağı liderlerden küresel düşünmelerini, özgürlükçü olmalarını, analitik düşünebilmelerini, fikir ayrılıklarına saygılı olmalarını, samimi ve öngörülü olmalarını, sorgulayıcı olmalarını ve en önemlisi bireysel gelişimlere olanak sağlamalarını istemektedir. Özellikle de 2023 seçimlerinde, 7.543.614 genç Z kuşağının oy kullanacağı genel seçim dönemi düşünüldüğünde, siyasal partilerin demokratik söylemlerini yalnızca bu kuşağı tanıyarak değil, onları anlamaları ve bu doğrultuda yeni bir siyasal yaklaşım oluşturmaları gerektiğini gösteriyor.

Değişen Dünyada Seçmen ve Siyaset / Kutlu Özdemir / Arnas Yayınevi / 216 s. / 2020.


Cumhuriyet Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.