İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sosyal medyada yeniden büyüyen tehlike: Misyonerlik

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***
Ordu’nun Altınordu ilçesinde yaşayan bir gence misyonerlik faaliyetleri sürdüren internet sitesi tarafından, izinsiz şekilde İncil ve Hristiyanlık ile ilgili kitapların gönderildi. Olay, internet üzerinden yürütülen misyonerlik faaliyetlerinin tehlikesini bir kez daha gözler önüne serdi. Sosyal medya hesaplarından gezgin rolünde de karşımıza çıkan misyonerler bir taraftan da blog yazıları ile gençleri etkiliyor. Arama motorlarında karşılaşılan reklamlar da yine en büyük pay bu misyonerlik teşkilatlarına ayrıldığı biliniyor. Misyonerliğin öncelikli hedefi her yerde Müslüman gençler.

Eskiden ellerinde İncil veya küçük broşürlerle kapıları çalan misyonerlik teşkilatları artık internet aracılığıyla direk odalarımıza giriyor.

Ordu’nun Altınordu İlçesi Akkese Mahallesi’nde yaşayan bir aileye, geçtiğimiz günlerde misyonerlik faaliyetleri sürdüren internet sitesi tarafından, izinsiz şekilde İncil ve Hristiyanlık ile ilgili kitaplar gönderildi.

Söz konusu olay Batılı güçlerin bir devlet politikası, stratejilerinin bir parçası olarak kullandığı ve son dönemde internet üzerinden aktif olarak yönettikleri misyonerlik faaliyetlerini bir kez daha hatırlattı.

Geçtiğimiz yıllarda, kampusweb ve tanriylayurumek adlı çeşitli internet siteleri üzerinden üniversite öğrencilerini hedef alan misyonerler, sözde felsefi sorgulamalar ile gençleri ağlarına düşürmeye çalışıyorlardı.

Misyoner içerikleri e-posta ile gönderiliyor

Ortak amaca hizmet eden bu sitelerde Tanrı Var Mı? İsa Kimdir? Yaşama Dair, İlişkisel Sorunlar, İncil, Tanrı’yı Tanımak gibi kategoriler altına yer alan birçok misyoner makale yer alıyor. Özellikle kendini Müslüman genç olarak tanımlayan kişilerin yazdığı makaleler dikkat çekiyor.

Sitedeki yıkıcı faaliyetler bununla sınırlı değil. tanriylayurumek adlı sitesi ise sadece bir mail adresi ile misyoner içerikleri e-posta olarak isteyen kişiye gönderiyor.

Reklamlardan büyük pay alıyorlar

Dijital mecralarda yayınlanan misyonerlik reklamları da bir diğer kısmı ile önem arz ediyor. Herhangi bir arama işlemi sırasında misyonerlik içerikleri bulunan reklamlar kullanıcıların önüne rahatlıkla çıkabiliyor.

Arama motorlarına en fazla reklam verenler arasında Hristiyan misyoner teşkilatları başı çekiyor.

Sosyal medyada gezgin rolünde karşımıza çıkıyor

Faaliyetleri bunlarla da sınırlı değil. Teşkilatlar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor. Gezgin rolünde görevini büyük bir özenle yürüten misyonerler, çektikleri fotoğrafları sosyal medya hesapları üzerinden paylaşarak dikkati üzerine çekiyor.

Beğeni üzerinden kişilerle irtibata geçen hesaplar,yolculuk maceralarını anlatırken bir yandan da satır aralarına İncil pasajlarını sıradan bir konuşma formatında sıkıştırıyor.

Bir diğer yöntem ise bloglar üzerinden yayınlanan sözde hayat hikayeleri ile gençleri etki altına almak. Misyoner blogerlar, muhataplarını sıkmayacak şekilde aralara mistik tecrübe, “ruhsal aydınlanma” türünde hikâyeler ekliyor.

2001’de MGK gündeminde tartışılmıştı

Türkiye, Orta Asya ve Kafkasya’daki Türk cumhuriyetlerinde yoğunlaşan misyonerlik faaliyetleri Milli Güvenlik Kurulu’nun 2001 Aralık ayı toplantısı gündemine alınmıştı. MGK için hazırlanan raporda, asıl amacının; bir din propagandası yapmaktan öte “Türkiye’yi bölmek” olduğu vurgulanan misyonerlik faaliyetleri karşısında gereken tedbirlerin alınamadığı, yasaların bu faaliyetleri önlemede yetersiz kaldığı vurgulanmıştı.

Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin 26 kamu görevlisi açılan davanın ek klasörlerinden Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nin (MGK) 12 Mart 2003 tarihli “Misyonerlik Faaliyetleri” başlıklı misyonerliğe yönelik “gizli hareket planı” gün yüzüne çıkmıştı. 10 maddelik tedbir listesinde internet üzerinden yapılan misyonerlik faaliyetlerinin önlenmesi de vardı.

Misyonerlik, TCK’da bir suç türü olarak tanımlanmıyor. Suç olarak tanımlanmamasına karşın, devlet misyonerliği tehdit olarak algıladı. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB) ve iç güvenlik strateji belgelerinde misyonerler için, “vatandaşların sorunlarını istismar ederek taban kazanmaya yönelik çalışmalar yürüttükleri” belirtildi. Yine aynı belgelerde misyonerlerin, “Etnik ve sosyal yapıdaki unsurları da kullanmak suretiyle planlı ve bilinçli yürüttükleri bölücü ve yıkıcı faaliyetlere karşı gerekli tedbirler alınması gerektiği” vurgulanmıştı.


https://www.yenisafak.com/gundem/sosyal-medyada-yeniden-buyuyen-tehlike-misyonerlik-3595372

Yorumlar kapatıldı.