İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dink davası: “Bu yargılama ile hakikate ulaşmak mümkün değil”

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden 14 yıl geçti. Yargılama devam etse de çıkacak kararın etkin bir soruşturma yürütülmemesi nedeniyle hakkaniyetli olmayacağı düşünülüyor.

Burcu Karakaş

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, İstanbul Şişli’de şehrin en işlek caddesinde gündüz vakti öldürüldüğünde bir cuma günüydü. 2007 yılıydı, Ocak ayının 19’uydu. Sadece Dink’in katli değil, cinayete giden süreç de herkesin gözleri önünde gerçekleşti.

Gazeteci Hrant Dink, Cumhuriyet döneminin Türkçe-Ermenice olarak yayımlanan ilk gazetesi olan Agos’u bir grup arkadaşıyla 1996 yılında kurdu. Gazetenin kuruluş amacı, Türkiye’de yaşayan Ermenilerin sorunlarını ve haklarını kamuoyuna duyurmaktı. Dink’in de bir gazeteci olarak isteği buydu ve yazıları da sıklıkla Türkiyeli Ermenilere ses oldu. Ancak bu sesten rahatsız olanlar nedeniyle Dink cinayetine giden süreç başladı. 2002 yılında konuşmacı olarak katıldığı bir sempozyumda, “Türk değilim, Türkiyeliyim ve Ermeni’yim” sözleri nedeniyle “Türklüğü aşağılamak” suçlamasıyla hakkında dava açıldı. Bu dava bir ilkti ama son değildi.

Valilik çağırdı: “Yazdıklarına dikkat et”

2004 yılında Dink’in imzasını taşıyan, Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in Ermeni bir yetim olduğunu iddia eden, “Sabiha-Hatun’un sırrı” haberinin Hürriyet gazetesinde manşetten verilmesiyle başlayan tehditlerin ardı arkası kesilmedi. Genelkurmay Başkanlığı, bir basın açıklaması yayınlayarak, “milli duygu ve değerleri kötüye kullandığı” iddia edilen yazının habercilik olarak kabul edilemeyeceğini savundu. Ardından İstanbul Valiliği’ne çağrılarak resmi görevliler tarafından yazdıklarına dikkat etmesi istendi. Dink’e göre bu bir uyarı değil, had bildirmeydi. Bu görüşmeden iki gün sonra Agos gazetesi önünde toplanan bir grup, “Ya sev ya terk et” ve “Bir gece ansızın gelebiliriz” sloganları attı. Ölüm tehditlerine Nisan 2004’te bir habere açılan dava da eklendi. Dink ve Agos’un Yazı İşleri Müdürü Karin Karakaşlı hakkında “Türklüğü aşağılama” suçlamasıyla iddianame hazırlandı ve fiziksel saldırılara maruz kaldıkları duruşmaların bitiminde mahkumiyet kararı çıktı.

“Bu ülkenin bir yurttaşıyım, eşit olmak istiyorum”

Agos gazetesinde 12 Ocak 2017’de tarihinde yayımlanan “Niçin Hedef Gösterildim” başlıklı yazısında, maruz kaldığı tehdit ve saldırıları anlatıyor ve ekliyordu:

“Ermeni olduğum için birçok ayrımcılık yaşadım. Bu ülkenin bir yurttaşıyım ve ısrarla herkesle eşit olmak istiyorum. Hayatım boyunca hep tehlikelerin etrafında dolaşmıştım. Ve işte yine uçurumun kıyısındaydım.”

Bu talebini ve korkularını dile getirdikten bir hafta sonra, 19 Ocak’ta Agos’un önünde katledildi. Cinayetin ardından Türkiye’de binlerce insan, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” sloganlarıyla sokaklara döküldü. Dink suikasti sadece Türkiye’yi değil, uluslararası camiayı da derinden sarstı. Dink’i vuran Ogün Samast’ın kolluk kuvvetleriyle “Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez” yazılı Atatürk posteri önünde Türk bayrağı ile çektirdiği fotoğraf kamuoyu gündemine oturdu. Bu fotoğraf, cinayete dair ayrıntıların da habercisiydi.

Mahkeme “Örgüt yok” dedi, Yargıtay bozdu

Nitekim soruşturma sırasında devlet görevlilerinin Dink’in öldürüleceği bilgisine sahip oldukları ortaya çıktı. Bu bilgiye rağmen koruma tedbiri alınmamıştı. Cinayete iştirak eden devlet görevlileri hakkında iddianame düzenlenmedi. Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast’ın aralarında bulunduğu 20 kişi yargılanacaktı. Davanın ilk duruşması, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Temmuz 2007 tarihinde görüldü. 18 yaşını doldurmadığı için dosyası çocuk ağır ceza mahkemesine gönderilen Samast 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Diğer sanıklarla ilgili davada mahkeme, “Örgüt yok” dedi. Yasin Hayal, “tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Eski polis muhbiri Erhan Tuncel ise “cinayete yardım ve yataklık etmek” ve “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından beraat etti. Yargıtay, cinayetin örgüt kapsamında işlenmediği kanaatine karşı çıkarak kararı bozdu ve yeniden yargılama başladı.

Arşiv – 17 Ocak 2012’de İstanbul’da yapılan Hrant Dink’i anma eylemi

“Cinayetin işleneceği bilgisine sahiptiler”

4 Aralık 2015 ve 10 Mayıs 2017 tarihlerinde Trabzon İl Jandarma Komutanlığı, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı, Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, Samsun İl Emniyet Müdürlüğü ile Samsun İl Jandarma Komutanlığı görevlisi 77 kişi hakkında iddianame düzenlendi. 2017 tarihli iddianamede, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin cinayetin işleneceği bilgisine sahip oldukları, Trabzon İl Jandarma Komutanlığı ile İstanbul İl Jandarma Komutanlığı görevlilerinin cinayet için organize oldukları iddiası yer aldı. 2019 yılında kamu görevlilerinin yargılandığı ana davadan zaman aşımı ihtimali nedeniyle dosyaları ayrılan dokuz sanıklı davada karar açıklandı. Erhan Tuncel 99 yıl 6 ay, Yasin Hayal 7 yıl 6 ay, Ogün Samast ise 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Eski Agos hafıza mekânı oldu

Mahkeme heyeti, önce tanık olarak dinlenmesine karar verilen Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlilerini dinlemekten vazgeçti. Dink ailesinin MİT görevlilerinin dinlenmesi kararına geri dönülmesini talebi de kovuşturmanın genişletilmesine yönelik talepleri ise reddedildi. Dink cinayetine ilişkin dava halen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi devam ediyor. Savcılık, 14 Aralık 2020 tarihinde esas hakkındaki mütalaasını açıkladı.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 19 Ocak 2007 Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, Şişli’deki gazete binasından çıktıktan sonra arkasından başına sıkılan üç kurşunla yaşamını yitirdi.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 21 Ocak 2007 Hrant Dink’i öldüren 17 yaşındaki Ogün Samast, Samsun’da yakalandı. Yakalandıktan sonra Samast’ın polis memurlarıyla çekilen Türk bayraklı fotoğrafları, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 23 Ocak 2007 Dink’in cenaze töreni, Türkiye tarihinin en büyük kitlesel anmasına dönüştü. Ülkenin dört bir yanından gelen on binlerce insan “Hepimiz Hrant’ız, Hepimiz Ermeniyiz” sloganlarıyla yürüdü.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 11 Şubat 2008 Hrant Dink’i öldürme suçundan aralarında tetikçi Ogün Samast, azmettirici Yasin Hayal ve “büyük abi” Erhan Yücel’in bulunduğu 19 sanıklı dava başladı. Savcılık tarafından sanıkların “Ergenekon Terör Örgütü” ile bağlantılı olduğu iddia edildi.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 20 Şubat 2012 Hrant Dink’i hedef alan suikastı inceleyen Devlet Denetleme Kurulu (DDK), raporunu tamamlayarak kamuoyuna açıkladı. Raporda, “Dink’e yönelik bir tehlikenin varlığının Emniyet ve Jandarma personelince öğrenilmiş olduğuna ve Dink’in korunmasına yönelik istihbarat birimlerinin gerekli çalışmaları yapmadığına” işaret edildi.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 21 Mart 2012 Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ogün Samast’a, “tasarlayarak Hrant Dink’i öldürmek” ve “ruhsatsız silah taşımak” suçlarından verilen 22 yıl 10 ay hapis cezasını onadı. Azmettirici Yasin Hayal’e de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 15 Mayıs 2013 Dink’in öldürülmesine ilişkin davada verilen kararın Yargıtay tarafından kısmen bozulmasının ardından, 18 sanığın yeniden yargılanmasına başlandı.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 3 Aralık 2013 Yargıtay’ın kısmen bozmasıyla yeniden görülen Hrant Dink’in öldürülmesi davasında Erhan Tuncel, dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’i suçladı ve “Soruşturmanın genişletilmesine engel oldu” dedi.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 7 Mart 2014 Dink davası kapsamında 5 yıl 5 ay hapis yatan polis muhbiri Erhan Tuncel’in tahliyesine karar verildi.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 10 Aralık 2015 Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin hazırlanarak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede, Hrant Dink suikastının sorumlusu olarak, “silahlı terör örgütü” olarak nitelenen “Fethullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması” gösterildi.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 19 Nisan 2016 Hrant Dink cinayetine ilişkin birleşen iki davanın ilk duruşması başladı. Duruşmalarda 34 sanık ilk kez bir arada hâkim karşısına çıktı.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 8 Aralık 2016 Kamu görevlilerinin yargılandığı davada savunma yapan Eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın Dink’in öldürülmesine atıfla “ses getirecek eylem” konulu yazının imhasını istediğini iddia etti.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 11 Aralık 2016 Dava kapsamında ifadesine başvurulan Eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, “Hrant Dink öldürülene kadar ve hatta ölüm olayı sonrasında bile Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nün yazısından tarafıma bilgi verilmemiştir. Dink’in öldürülmesinde hiçbir kusurum yok” dedi.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 16 Ocak 2017 Hrant Dink davasında dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ali Fuat Yılmazer ilk kez ifade verdi. “Hrant Dink cinayetinde ilk dönem soruşturmaları adalete çok daha yakın durumdaydı” diyen Yılmazer, “Orhan Pamuk nasıl koruma altına alınmışsa Dink de öyle koruma altına alınacaktı. Bunu yapacak makamlar bellidir” dedi.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 21 Aralık 2018 Tuğgeneral Hamza Celepoğlu ile meslekten ihraç edilen astsubay Yavuz Karakaya tahliye edildi. Haklarında gıyabi tutuklama kararı bulunan sanıklar Halil İbrahim Koca, Adem Yavuz Arslan ve Fetullah Gülen’in iade süreçlerinin ikmalinin beklenilmesini kararlaştırdı.

Hrant Dink davasında neler yaşandı? 27 Kasım 2019 Davada dönemin Samsun Emniyet Müdürü Mustafa İlhan SEGBİS’le bağlanarak tanık olarak ifade verdi. Mahkeme başkanı, MİT mensuplarının dinlenmesine ilişkin yazılan yazıya ise yanıt gelmediğini söyledi. Mahkeme heyeti dördüncü kez değiştirildi. @Deutsche Welle Türkçe / Aram Ekin Duran

Dava sona yaklaşıyor ama avukat Bakırcıoğlu, düzenlenen iddianamelerin bütünlüklü bir yargılamayı olanaklı hale getirmediği ve cinayete giden süreç ile Dink’e yönelik saldırıları örgütleyenler hakkında etkin bir soruşturma yapılmadığı görüşünde. Bakırcıoğlu, cinayette sorumluluğu olan görevlilerin yargılanmadığını hatırlatarak, hakikate ulaşmanın mevcut yargılama ile mümkün gözükmediğini savunuyor.

Hrant Dink’in önünde vurulduğu binada Agos gazetesinin bulunduğu daire, bir hafıza mekânına dönüştürüldü. “23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı”na, “Sebat Apartmanı” ev sahipliği yapıyor. “Sebat” kelimesi, “sözünden dönmeme” anlamına geliyor. Bu sene de Sebat Apartmanı’na Dink’in ölüm yıl dönümünde binaya yansıtılan güvercinler ve Hrant Dink’in fotoğrafı eşlik ediyor. Dink’in mirasına sahip çıkanlar, adaletin ve barışın tesisi için 14 sene önce verdikleri sözden dönmemekte kararlı…

© Deutsche Welle Türkçe


Deutsche Welle

Yorumlar kapatıldı.