İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Dört Mevsim Akdamar…

http://<div class=”htdisc-box-1″>***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.*** </div>

Aynur Aytin

Van Gölü’nde irili ufaklı 4 ada vardır. Bunlar sırasıyla, Akdamar, Çarpanak,  Adır ve Kuş adalarıdır. Bu adalar tarihi ve turistik özelliğe sahiptir ve 1990 yılında arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmişlerdir. Bu adalardan en çok bilineni ise barındırdığı efsanesiyle adından söz ettiren Akdamar Adası’dır.  

Efsaneye göre;

Bir zamanlar  bu adada yaşayan Ermeni baş keşişin, güzelliği dillere destan Tamar adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köylerde çobanlık yapan bir genç bu kıza âşık olur. Genç çoban Tamar’la buluşmak için her gece adaya yüzer. Tamar ise her gece, karanlıkta yerini belli etmek için onu bir fenerle bekler. Bundan haberdar olan kızın babası, fırtınalı bir gecede elinde fenerle adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzüp, gücünü yitirmesine sebep olur.

Yüzmekten gücünü yitirip, yorulan genç çoban boğulur ve boğulmadan önce son nefesiyle “Ah Tamar!” diye haykırır. Bunu duyan kız da hemen ardından kendini gölün sularına bırakır. Ve oda  suda boğulur .O günden sonra ada Ah Tamar! ismi ile anılmaya başlanır.Ah Tamar zamanla Akdamar Adası ismi ile anılmaya başlanır

Akdamar Adası, Türkiye’nin Van ve Bitlis illeri arasında bulunan Van Gölü’nün içinde yer alan ikinci büyük adadır. Van’ın Gevaş ilçesi sınırları içerisinde yer alan adada Ermeniler´den kalma bir kilise bulunur Yüzölçümü yaklaşık 163.753 metrekare olan adanın toplam kıyı uzunluğu 3 kilometreyi bulmaktadır.                                           

Akdamar Adasındaki Surp Haç Kilisesi veya Kutsal Haç Katedrali , Kudüs’ten İran’a kaçırıldıktan sonra 7. yüzyılda Van yöresine getirildiği rivayet edilir …Hakiki Haç’ın bir parçasını barındırmak amacıyla Kral I. Gagik’in emriyle 915-921 yıllarında Mimar Manuel tarafından inşa edilmiştir.                         

 Adanın güney doğusuna kurulmuş olan kilise, mimari açıdan Ortaçağ Ermeni sanatının en parlak eserleri arasında yer alır. Kızıl andezit taşından inşa edilmiş olan kilisenin dış cephesi, alçak rölyef şeklinde işlenmiş , zengin bitki ve hayvan motifleriyle ve Kutsal Kitap’tan alınma sahnelerle bezenmiştir….

Kilise bu özelliğiyle de Ermeni mimari tarihi içinde , eşsiz bir konuma sahiptir. Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde, batısındaki jamadun (cemaat evi) 1793 tarihinde, güneyindeki çan kulesi 18. yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Kuzeyindeki şapelin ise tarihi bilinmemektedir.

Aktamar Kilisesi  1951’de hükûmet emriyle yıkımı kararlaştırılmış, 25 Haziran 1951’de başlatılan yıkım çalışması o dönemde genç bir gazeteci olan ve tesadüfen olaydan haberdar olan Yaşar Kemal’in müdahalesiyle durdurulmuştur.

Onyıllar boyunca bakımsız olarak kalan kilise 2005-2007 döneminde Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde, Türkiye Ermenileri ve komşu Ermenistan ile ilişkilerin geliştirilmesine yönelik bir adım olarak, 1.5 milyon dolar harcanarak restore edilmiştir. Restorasyon çalışması bazı uluslararası kültür çevrelerinde “siyasi amaçlı” olarak tanımlanmıştır.

1.Kilise 29 Mart 2007 tarihinde TC Kültür Bakanı Ertuğrul Günay ve Ermenistan Kültür Bakan Yardımcısının katılımıyla müze olarak tekrar açılmıştır. 2. Restorasyon çalışması sonrası, kilisede 19 Eylül 2010 tarihinde Türkiye Ermenileri Patrikliği Ruhani Meclisi Patrik Genel Vekili Başpiskopos Aram Ateşyan yönetiminde bir ayin düzenlenmiştir, bu 95 yıl aradan sonra burada düzenlenen ilk ayindir 0…

23 Ekim 2011’de Van’da meydana gelen depremde kilise hafif hasar gördü. Kilisenin kubbesinde çatlak oluşurken, bazı cam ve seramikleri de kırılmıştır

https://www.vandahaber.com/yazarlar/aynur-aytin/dort-mevsim-akdamar/767/

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın