İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bir iç huzurunun ifadesi!

Leon Bahar’ı Takdimimdir, vergi mağduru Yahudi tüccar Leon Bahar’dan kalan sürgün mektupları ve dilekçeler üzerinden İkinci Dünya Savaşı yıllarının Türkiye’sine ışık tutuluyor.

HANDE SÖNMEZ

Leon’un Aşkale’den karısı Jenny’ye gönderdiği tek fotoğrafın arkasında şunlar yazılı: ‘’Canım karıcığım, Pırnakaban’ın bu köhne ortamında daha iyisini çektirmek mümkün olmadı. Açık havada çektirdiğim bu fotoğrafta da görebileceğin gibi, birkaç tel dışında saçımda hiç beyaz yok… Uçup giden gençliğimden bana kalan tek iz de bu zaten… Hasretle kucaklarım… ”

Varlık Vergisi’nin 77. yılında, tam da verginin TBMM’de kabul edildiği tarih olan 11 Kasım’da okurla buluşan Leon Bahar’ı Takdimimdir aynı hafta içinde ikinci baskıyı yaptı. Nurten Yalçın Erüs’ün kitabı, vergi mağduru Yahudi tüccar Leon Bahar’dan kalan sürgün mektupları ve dilekçeler üzerinden İkinci Dünya Savaşı yıllarının Türkiye’sine ışık tutuluyor.

Kitabın kahramanı Leon Bahar vergi ilan edildiğinde 38 yaşında. Sultanhamam’da küçük bir tüccar. Kendisine 120 bin TL vergi geliyor. Bu, ödenmesi mümkün olmayan bir tutar. Leon Bahar da ödeyemiyor ve Şubat 1943’te Aşkale’ye sürgüne gönderiliyor. Oradan Sivrihisar’a sevk ediliyor.

İstanbul ile, İstanbul’daki sevdikleri ile arasındaki mesafenin kısalması tek tesellisi oluyor, yoksa koşullar Aşkale’den beter, sarı sıcakta uçsuz bucaksız bir bozkırın ortasında kalıyor öteki mükelleflerle birlikte…

MÜCADELE AZMİ…

Leon Bahar’ın 1941 Mayıs ayında zorunlu askerlik vesilesiyle (Yirmi Kur’a Askerlik) Kandıra’ya gidişinden 1943 Şubat ayında Aşkale’ye sürgüne gönderilişi ve aynı yıl Aralık ayı sonunda Sivrihisar’dan salıverilmesine kadar geçen zaman kitapta gerçek belgeler ve güçlü betimlemelerle hayat bulan usta bir kurguyla okura sunuluyor.

‘’Bu kitap benim için bir iç huzurdur. Varlık Vergisi gibi acı ve karanlık bir dönemle yüzleşmekten korkmadan, umuda ve insana dair, birlikte yaşama umuduna dair not düşebilmiş olmanın huzurudur. Bunu yapmama, kahramanım yani hikayenin gerçek sahibi Leon Bahar, mücadele azmi, adalet arayışı ve eşsiz muhakeme gücü ile imkan verdi’’ diyor Nurten Yalçın Erüs.

LEON BAHAR’IN EDEBİ KİŞİLİĞİ

Belgelere uzun yıllar önce ekonomi gazeteciliği yaptığı dönemde ulaşmış. Hemen yazmak yerine beklemeyi tercih etmiş.

“Leon Bahar’dan bana kalan külliyatı çok önemsedim. Bu önemi, bu değeri hak eden çok kapsamlı bir içerik vardı elimde. Bir yandan haksızlığa uğradığı kesin olan bir gayrimüslimin devletine yazdığı hak arama dilekçeleri; öte yandan sürgünden yazılan mektuplarla kamp yerinin, sürgün hayatının bugüne kadar hiç bilinmeyen ayrıntıları… Öte yandan bir baba, bir eş olarak yaşadıkları. Karısına yazdığı aşk dolu, hasret dolu mektuplar. Toplumsal vicdana seslenen kuvvetli metinler. İşte bu külliyatı hazmettiğimi, Leon Bahar’ın edebi diline yakınlaştığımı, dönem kitabı hassasiyetini karşılayacak araştırma ve bilgi derinliğine ulaştığımı hissettiğim an oturdum yazmaya” sözleri, kitabın ince örülmüş sıkı dokunmuş, oya gibi işlenmiş dünyasının, her biri özenle seçilmiş cümlelerinin ardındaki emeği anlamak için bir referans olabilir.

PÜR GERÇEĞİN BELGE VE MEKTUPLARI

Biyografik romanlarda gerçek nerede başlar nerede biter, neresi kahramanın neresi yazarındır sorusu çokça merak uyandıran, cevabı da çoğu zaman her okuru memnun etmeyen bir meseledir. Kitabın pür gerçeğini romanın kahramanından kalan belge ve mektuplar oluşturuyor. Belgeler arasındaki anlatımlar ise yazarın dönem araştırmalarından ve kendi yazınsal ve entelektüel birikiminden doğmuş, işin kurgu tarafını oluşturuyor. Ama kabul etmek gerekir ki yazar, gerçekle kurguda ya da bir başka deyişle kahramanı ile kendisi arasında tercihini daha çok Leon’dan yana kullanmış.

“Okumaya meraklı, yazmaya meraklı bir adam Leon. Öğrenme merakı içinde. Fransızcayı da keman çalmayı da onca imkânsızlık içinde kendi kendine öğrenmiş… Güzelliklerden hoşlanıyor. Kitabı her şeyi bilen -omniscient- tekniğini kullanarak yazmaya çalıştım. Ama bildiğim her şeyi, Leon’un da bildiğini, hatta benden daha da iyi bildiğini hissettirmeye çaba harcadım’’ diyor Nurten Yalçın Erüs.

GERÇEK VATANSEVERLİK!

Gazete kupürleriyle, siyasi figürleriyle, şehrin türlü mekânlarıyla, devrin Türkiye ve dünya halleriyle, ekonomiyle, diplomasiyle, sanatla ilgili bir ansiklopedi dolusu bilgi var kitapta ama kahramanı ile okurunun arasına giren bir yazar yok karşımızda. Başka bir deyişle, okurun kahramana bağlanmasını şansa bırakmamış Nurten Yalçın Erüs.

Şair Edip Dürüst Tüccar Leon Bahar’ı Takdimimdir; yazarının akıcı anlatımıyla Nişantaşı, Bebek, Sultanhamam’dan başlayarak 1940’lı yılların İstanbul’unu, Haydarpaşa’dan Fındıklıyan Han’a İstanbul’u güzelleştiren tarihi binaları ve şehre dair pek çok ayrıntıyı okuyucunun gözünde canlandırıyor.

Bunun yanı sıra Kandıra’dan Aşkale’ye, Aşkale’den Sivrihisar’a uzanan bir Anadolu güncesine de ev sahipliği yapıyor. Bir karı kocanın zorunlu ayrılığını, çetrefilli aile ilişkilerini, evlat sevgisini, dostlukların yarattığı mucizeleri, gerçek vatanseverliğe dair samimi ifşaatları ve adalete olan özlemi alabildiğince derinlikli işleyen kitap, yeni yıl okumaları için kuvvetli bir tavsiye…

Şair, Edip, Dürüst Tüccar Leon Bahar’ı Takdimimdir / Nurten Yalçın Erüs / Kırmızı Kedi Yayınevi / 480 s.


Cumhuriyet Gazetesi

Yorumlar kapatıldı.