İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Orman Mühendisi Erhan Kılıç: Kurtuluş Savaşı’nı ormanlar kazandırdı

Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne Ağaç Bayramları adlı çalışmasını kitaplaştıran orman mühendisi ve ormancılık tarihi araştırmacısı Erhan Kılıç, Kazım Karabekir’in “Kurtuluş Savaşı’nı ormanlar sayesinde kazandık” sözünü hatırlatarak “Paşa bir hakikati ifade etmiştir gerçekten ormanlar savaşın kazanılmasında önemli rol oynamıştır. Savaşta, askeri ikmal sağlayan buharlı trenler yeterli kömür olmadığından odun yakarak çalıştırılmıştır. Sandık, top ve tüfek kundakları, at arabası ve kağnı yapımı için gereken kereste yine ormanlardan sağlanmıştır” yorumunu yapıyor.

Merve Akbaş 

Geçtiğimiz mart ayından bu yana pandemi nedeniyle evlerimizde çok daha fazla vakit geçiriyoruz. Bu sürecin bize sorgulattığı kavramlardan biri de toprakla, doğayla kurduğumuz bağdı. Çok katlı apartmanların bizi topraktan, ağaçtan ve onlara verdiğimiz kıymetten uzaklaştırmış olduğu gerçeğiyle daha sert bir şekilde yüzleştik. Bu nedenle köye dönüşler, bahçeli ev arayışlarının da arttığını söyleyebiliriz. Peki geriye dönüp baktığımızda Osmanlı ve Türkiye tarihi boyunca ağaçla, toprakla nasıl bir bağımız vardı? Bu sorunun cevabını orman mühendisi ve ormancılık tarihi araştırmacısı olan Erhan Kılıç’ın kitabında bulmak mümkün. Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne Ağaç Bayramları isimli önemli bir çalışmaya imza atan Kılıç, eserde ağaca bakışımızın tarihsel serüvenini ele alıyor. Hem 11 Kasım’da iki yıldan bu yana kutlamaya başladığımız Milli Ağaçlandırma Günü’nü hem de öteden beri kutlanan Ağaç Bayramı’nın geçmişini, bu bayramların kültür tarihimizdeki yerini de görmüş oluyoruz. Kılıç’la İstanbul’un üç gün süren ağaç bayramlarından, Kazım Karabekir Paşa’nın ağaç sevdasına ağacı ve ağaç bayramlarımızı konuştuk. Kurtuluş Savaşı’nın en hararetli günleri Meclis’ten ormancılık yasalarının çıkarıldığını, Karabekir Paşa’nın savaşı ormanlar sayesinde kazandığımızı söylediğini de belirtti.

Orman Mühendisi Erhan Kılıç

Çalışmanızda bu bayramın aslında çok eski bir gelenek olduğunu bize gösteriyor. Osmanlı’ya dayanan bu geleneğin tohumları nasıl atılmış?

Ülkemizde ağaç bayramlarının tarihi 110 yıllık bir geçmişe dayanıyor. Ağaç bayramları, iyi yetişmiş aydınlarımız sayesinde ülke gündemine girdiğini söyleyebiliriz. 1909 yılında Erzurum vilayetine, Mülkiye kökenli, Coğrafya Öğretmeni ve aynı zamanda Bonn (Almanya) Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunu, Mehmet Celal Bey vali olarak atanması bu anlamda ilk adımların atılmasına neden oluyor. Mehmet Celal Bey, göreve başladığı yılın sonbaharında, şehir civarına çam ve meşe tohumu ektirdi. Daha önemlisi Erzurum Vilayet Meclisi 1910 yılı, nisan ayında aldığı bir kararla, ülkemizin ilk ağaç bayramının temellerini atıyor. Mecliste alınan karar doğrultusunda 13 Nisan günü, bando ve mızıka eşliğinde, şehrin halkı ve Sanayi Mektebi öğrencilerinin bulunduğu büyük bir kalabalık, şehir civarında hazırlanan alana giderek kavak fidanları dikiyorlar.

Eğitimci Ethem Nejat Bey, Kazım Karabekir Paşa, Siverek Milletvekili Kadri Ahmet Bey, Kaymakam Hamdi Nafi Bey bu işin öncüleridir. Ağaç bayramı tarihine bu isimleri altın harfle yazmak gerekir, çok büyük hizmetleri vardır.

1911 Manastır Ağaç Bayramı, bu aynı zamanda en eski ağaç bayramı fotoğrafı 1914

Kazım Karabekir Paşa’nın rolü neden önemli?

Kazım Karabekir Paşa, askeri kişiliğinin yanında çocukların eğitimine çok önem veren birisidir. Şark Cephesi Komutanı görevindeyken kurduğu yetimler yurdunda çocuklara farklı alanlarda eğitim imkânı sağlamıştır. Gürbüzler Ordusu namında çocuklar için bir eğitim ordusu kurmuştur. Ayrıca çocuklara ağaç sevgisi kazandırmak için Millî Mücadele’nin en çetin döneminde bile ağaç bayramı yapmaktan geri durmamıştır. İzmir İktisat Kongresi Başkanı olarak ağaç bayramlarını yapılması için kararlar aldırmıştır. Bu hizmetleri dolayısıyla Orman Mektebi Alisi tarafından kendisine Fahri Doktora unvanı verilir. Orman Mektebi ziyaretinde “Kurtuluş Savaşı’nı ormanlar sayesinde kazandık” demiştir. Karabekir Paşa ağaca ve ormana böyle bir sevdalı insandır.

Paşa’nın zaferi nasıl ormanlara bağlamasının nedeni ne olabilir?

Paşa bir hakikati ifade etmiştir gerçekten ormanlar savaşın kazanılmasında önemli rol oynamıştır. Savaşta, askeri ikmal sağlayan buharlı trenler yeterli kömür olmadığından odun yakarak çalıştırılmıştır. Sandık, top ve tüfek kundakları, at arabası ve kağnı yapımı için gereken kereste yine ormanlardan sağlanmıştır. Haberleşmede hayati öneme sahip telgraf direkleri ormanlardan elde edilmiştir. Örneğin ormanlardan 3 bin 300 direk hazırlanarak Batı Cephesi’ne gönderilmiş, I. Ordu’ya bin ve II. Ordu’ya da 800 direk teslim edilmiş kalan bin 500 direk Afyonkarahisar’ın Çay ilçesinde depolanmıştır. Diğer bir katkısı ise savaş sebebiyle aç ve perişan kalan halkın geçimini temin edebilmesi köylülere yönelik Baltalık Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunla her köylüye belirli oranda baltalık ormanı verilmesi yoluna gidilmiştir. Halk ekonomik olarak desteklenmiş, yeni bir mücadeleye motive edilmiş ve geçimini temin edecek düzeye getirilmek istenmiştir.

GELECEĞİMİZ İÇİN FİDAN DİKİYORUZ DEDİK

Mesela İstanbul’da 3 gün süren bir ağaç bayramı yapılıyor. Bunu o günün şartları içinde nasıl değerlendirmek lazımdır?

Bu tarihteAnadolu tamamen düşman işgalinden kurtarılmış olmasına karşın İstanbul şehri hala işgal altındaydı. Lozan görüşmeleri ciddi sorunlar sebebiyle 4 Şubat 1923 tarihinde kesintiye uğramıştı. Hatta tekrardan savaş ihtimali bile ortaya çıkmıştı. İstanbul Orman Müdüriyeti’ne bağlı ekipler 3 Mart 1923 günü İngiliz İşgal Kuvvetleri’nin kereste müteahhitlerine yönelik cezai işlemler yaptılar. İlgili şahıslar ormanları yağmalamaktan dolayı mahkemeye verildi ve depolarda bulunan orman emvaline el konuldu. Akabinde İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda tüm okulların katılımıyla adeta işgal kuvvetlerine gövde gösterisi olacak şekilde ağaç bayramları tertip edildi. İzciler üniformalarını giyerek disiplin şekilde katılım sağladılar. Törenin üçüncü gününe askeri, idari ve aydın kişiler katıldılar. Verilmek istenen mesaj açıktı, üzerinde yaşadığımız toprak bizim ve fidanları da geleceğimizi için dikiyoruz demekti. TBMM Başkanı sıfatıyla Mustafa Kemal Paşa, ağaç bayramı için kutlama telgrafı göndermiştir.

Ağaç bayramları için aslında ilçelerin bile derneği var. Örneğin Erzincan Kemah’ta bile Himaye-i Eşcâr Cemiyeti (Ağaçları Koruma Derneği) mevcut. 

Ormancılık tarihimizde, ağaçlandırma ve ağaç bayramı konusunda en başarılı dernek hiç şüphesiz “Himaye-i Eşcâr Cemiyeti” (Ağaçları Koruma Derneği) oldu. Osmanlı Devleti Dönemi’nde kurulan, “Himaye-i Etfal” (Çocukları Koruma) ve “Himaye-i Hayvanat” (Hayvanları Koruma) cemiyetleri fikrinden esinlenerek 20 Şubat 1928 yılında, Kaymakam Hamdi Nafi Bey’in öncülüğünde, Erzincan Kemah’ta kuruldu.

Daha önce birçok yerde görev yapmış olan Kaymakam Hamdi Nafi Bey, Kemah ilçesine atandığında tahrip edilmiş bir doğayla karşılaştı. Aslında burada karşılaştığı manzara da önceki görev yerlerinden farklı değildi. Her zaman; “Ekonominin temeli ağaçtır” diyerek savunduğu fikrini, uygulamaya da dökebilmek için bir topluluk oluşturmaya karar verdi. İlçenin ağaç sevenlerini bir okulda topladı. Aklından geçen cemiyet kurma fikrini anlattı. Okulda hep birlikte yaptıkları uzun tartışmalar sonucunda, “Kemah Himaye-i Eşcâr Cemiyeti” kurulmasına karar verildi. Bu cemiyetin öncelikli amacı, memlekette meyveli-meyvesiz, her türden ağaçları korumak ve çoğaltmaktı. 1927 yılının soğuk geçmesi ve hayvanların yem bulamaması gibi problemler cemiyetin çalışmalarının önemini bir kat daha artırmıştı. Himaye-i Eşcâr Cemiyeti’nin çalışmalarına başlamasıyla birlikte, Kemah’ın köylerinde ilk yılda 40 bin fidan dikimi gerçekleştirildi. 800 dönümlük alanda akasya tohumları ekilerek ağaçlandırma çalışmaları yapıldı. Ayrıca tamamı meyve ağaçlarından oluşan bir fidanlık da kuruldu.

Kazım Karabekir Paşa’nın Orman Mektebi’ne yaptığı ziyarete ait haber, Tevhid-i Efkar, 16 Kasım 1923

1930’lu 40’lı, 50’li yıllarda çok sayıda ağaç bayramı yapıldığını biliyoruz. Peki daha sonra bu bayramlar nasıl gelenekleşmiş?

Ağaç bayramlarının bir mevzuata dayalı şekilde kutlanması için ilk giriş Mehmet Celal Bey tarafından yapılmıştır. Yine eğitimci Ethem Nejat Bey okullarda ağaç bayramlarının nasıl ve ne şekilde kutlanması gerektiğini anlatan bir bildiri hazırlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ağaç bayramları daha çok sivil toplum kuruşları organizasyonu ile kutlanmıştır. Ağaç bayramı kutlanması ilk kez 1937 yılında yayınlanan 3116 sayılı Orman Kanunu ile mevzuata dahil olmuştur. Devamı yıllarda yeni orman fidanlıklarının kurulması ve ülkede başlatılan ağaçlandırma çalışmaları, ağaç bayramlarının daha kurumsal bir şekilde kutlanması sağlamıştır. Orman Genel Müdürlüğü’nün öncülüğünde bugüne kadar hiç kesintiye uğramadan okullar ve diğer birçok paydaş kuruluşlarla ağaç bayramı yapılmıştır.

Siz ağaç bayramları üzerine çalışmaya neden ve nasıl karar verdiniz?

2018 yılında Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Kent Ormancılığı Anabilim dalında yüksek lisansa başladım. Amacım Osmanlı ormancılığı ile alakalı bir çalışma yapmaktı. Şimdiye kadar yapılan çalışmaların birçoğu Tanzimat sonrası idari teşkilatlanma, yabancı uzmanların öncülüğünde gelişen ormancılık eğitimi, satış-üretim ve ormancılık mevzuatı gibi genel konular üzerinde yoğunlaşmıştı. Ben hiç çalışılmamış bir konuda araştırma yapmak istiyordum. Eli kalem tutan eski meslektaşlarımızdan Orman Mühendisi Halil Kutluk 1964 yılında ağaç bayramlarıyla ilgili olarak yazmış olduğu makalesinde ağaçlandırma ve ağaç bayramlarının tarihinin mutlaka yapılması gerektiğini vurgulamıştı. Ancak Halil Kutluk’un 1976 yılında vefat etmesine rağmen mesleki vasiyetinin henüz yerine getirilmemiş olması üzücüydü. Bunu kendime görev kabul edip Danışman hocam Prof. Dr. Mustafa Yılmaz’ın uygun görmesiyle çalışmaya başladım. İki yıllık bir çalışma ile tezimi tamamladım. Akabinde Orman Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Türkyılmaz desteğiyle yüksek lisans tezim kitap olarak basıldı.

  • ANADOLU’NUN HAYAT AĞACI
  • Aslında Türk kültüründe de ağacın oldukça önemli bir yeri var. Bu geleneğin arkasında bu tarihsel serüvenin olduğunu söyleyebilir miyiz?
  • Kesinlikle bunu söylemek, belirtmek gerekiyor. Gerek Türk kültüründe gerekse İslam inancında ağacın çok özel bir yeri vardır. Türk inanışında var olan Hayat Ağacı, yaratılışın kaynağı ve yeraltından gökyüzüne kadar dünyayı ayakta tutan bir direk olarak algılanırdı. Türklerin İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte Hayat Ağacı inancı değişmedi, ağaç yeşil kaldığı sürece onun varlığında Allah’ın; “El-hayat” sıfatının tezahür ettiğine inanıldı. Bugün Anadolu’da birçok tarihi yapıda Hayat Ağacı motifini görmek mümkündür.
  • ORMANLARIMIZ BAYRAMLARLA ÇOĞALDI
  • Ağaç bayramına katılan öğrenciler, Bergama , 1949
  • Peki Ağaç bayramlarının bize, yeşile katkısı ne olmuştur?
  • Ağaç bayramlarının asıl amacı küçük yaşta insanlara ağaç ve orman sevgisini kazandırmaktır. Bu eğitimi almış ve bu sevgiyi kazanmış her insan ağacı ormanı korur ve yeni ormanların kurulmasına yardımcı olur. Ağaç yaşken eğilir, insanda yaşı küçükken ağaç sevgisi kazanır. Bununla birlikte bugün yerleşim yerlerinin etrafında bulunan ormanların önemli bir kısmı ağaç bayramlarında dikilen fidanlarla meydana gelmiş ormanlardır.

https://www.yenisafak.com/hayat/osmanlidan-turkiye-cumhuriyetine-agac-bayramlari-3590547

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın