İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Rusya’nın eski Sovyet bölgesindeki etki gücü tehdit altında

Steve Rosenberg

Rusya’nın arabuluculuğunu üstlendiği barış anlaşması Dağlık Karabağ savaşına son verdi ancak bölgedeki Rusya etkisinin azaldığına dair de görüşler var.

Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ çatışmalarının ardından 800 yıllık Dadivank Manastırı’nın etrafında Rus ordusuna bağlı güçler var.

Askerleri selamlayan Ermeni rahip Hovhannes, “Burada olduğunuz için teşekkür ederim” diyerek gülümsüyor.

2 bin kişilik Rus askerlerden birisi de “Bu tarihi yerin yok edilmesini önlemek için emir aldık” cümlelerini kuruyor.

Sonrasında ise asker bana dönüp, “Geleneksel olarak bu bölgede istikrarı garanti eden Rusya’dır” diyor.

Manastırın bulunduğu Kelbecer ilçesi Kremlin’in arabuluculuk yaptığı ateşkes anlaşması kapsamında Azerbaycan’a geçen bölgelerden birisi.

Moskova için anlaşma, Rusya’nın Güney Kafkasya’da etkili bir güç olmaya devam ettiğinin bir kanıtı. Ancak son altı hafta içerisinde yaşanan bu savaş, Rusya’nın eski imparatorluğundaki erişiminin sınırlarını da ortaya çıkardı.

Azerbaycan askerleri 26 Kasım'da Hadrut kasabasındaki bir kontrol noktasında Azerbaycan ve Türkiye bayraklarının önünde nöbet tutuyor.
Azerbaycan güçleri Türkiye’nin desteğiyle savaşta büyük kazanımlar elde etti.

‘Erdoğan’ın Türkiye’si bölgede çok önemli bir yer edindi’

Türkiye, Moskova’nın arka bahçesinde rakip bir oyuncu olarak ortaya çıktı. Azerbaycan’ın Rusya’nın bölgedeki geleneksel müttefiki Ermenistan’ı yenmesine yardımcı olan, Ankara’nın askeri desteğiydi.

Moskova, NATO üyesi Türkiye’den askeri gözlemcilerin ateşkesi tesis etmek için Güney Kafkasya’da bulunmasını kabul etti.

Siyaset yorumcusu Konstantin von Eggert, “Karabağ’da yaşananlar, Moskova’nın sadece Güney Kafkasya’da değil, Sovyetler Birliği sonrası bölgeden geriye kalanlar için gerçekten jeopolitik bir felakettir” sonucuna varıyor.

“Aslında Rusya tarafından eğitilmiş ve silahlandırılmış bir Ermeni ordusunun Türkler tarafından eğitilmiş ve silahlandırılmış bir Azerbaycan ordusu tarafından mağlup edildiğini gördük. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’si bölgede çok önemli bir yer edindi.”

Türkiye, Çin ve İran gibi bölgesel oyuncuların bu durumdan çıkaracağı sonuçlar için ise von Eggert, “Moskova’ya çok fazla danışmadan veya Kremlin’in etkilerinden korkmadan bölgede, Orta Asya ve Güney Kafkasya’da daha da güçlenebilecekler” diyor.

‘Azerbaycan bizden daha fazla para, silah ve askeri teçhizata sahip’

Dadivank’a arabayla 15 dakikalık mesafede Ermeni kontrolündeki Karabağ yer alıyor. Burada da Ermeni nüfusunu koruyan Rus güçleri var. Ancak Getavan köyünde insanlar askerleri görmekten heyecan duymuyor.

Köyde yaşayanlardan Araik, “Biz Ermeniler her zaman Putin’in iyi bir adam olduğunu ve bizim tarafımızda olduğunu düşündük. Ama bu anlaşma bir çırpıda Azerbaycan’a çok fazla şey verdi. Bu çok yanlış” diyor.

Ancak bu görüş herkes tarafından aynı ölçüde sahiplenilmiyor. Karabağ’dan çekilen bazı Ermeni askerlerle görüştüğümde, savaşı sonlandırdığı için Rusya’ya minnettar olduklarını söylüyorlar.

Bir asker, “Bu savaş devam etseydi, hepimiz ölürdük,” diye itiraf ediyor ve ekliyor: “Azerbaycan bizden daha fazla para, silah ve askeri teçhizata sahip.”

Moldova'nın başkenti Kişinev'de Rusya etkisi hâlâ hissedilebiliyor.
Fotoğraf altı yazısı, Moldova’nın başkenti Kişinev’de Rusya etkisi hâlâ hissedilebiliyor.

Rusya komşularının zorluklarıyla karşı karşıya

Rusya için 2020 yılı eski Sovyetler Birliği genelinde jeopolitik zorluklarla dolu bir yıl oldu.

Rusya’nın en yakın müttefiki olan Belarus’ta halk, Moskova tarafından desteklenen bir diktatöre meydan okuyor.

Kremlin’in Aleksander Lukaşenko’yu destekleme kararı, Belarus’ta Moskova karşıtı bir duygu uyandırdı.

Ekim ayında da Kırgızistan’da yaşanan bir devrim de Rusya’yı hazırlıksız yakaladı.

Ve geçen ay Kremlin, Moldova cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kaybeden tarafın destekçisi oldu. Batı yanlısı politikacı Maia Sandu, görevdeki Moskova yanlısı Igor Dodon’u mağlup etti.

Maia Sandu
Fotoğraf altı yazısı, Moldova’da Kasım ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimini AB yanlısı Eylem ve Dayanışma Partisi lideri eski Başbakan Maia Sandu, mevcut Cumhurbaşkanı İgor Dodon’a karşı kazandı.

Yine de Moldova örneği, gerilemelere rağmen, Rusya’nın bazı komşuları üzerinde hâlâ etkiye sahip olduğunu gösteriyor.

Rusya, Moldova’dan ayrılan ve bağımsızlığını ilan eden Transdinyester’de konuşlanmış askeri birliğe sahip.

Rus askerleri bölgede resmi barış gücü olarak bulunuyor. Ve bu durum Moldova yönetiminin Moskova’da uzaklaşmaya çalışması durumunda Kremlin’e siyasi bir avantaj sağlıyor.

Başkent Kişinev’de buluştuğumuzda yeni Başkan Sandu, “Hedefimiz AB’ye yaklaşmak. Umarım bir gün Avrupa Birliği üyesi oluruz” diye konuştu.

Bu sözlerinin ardında ben de, “Ama Rusya bunun olmasına izin verir mi?” diye sordum.

Sandu ise, “Bu bizim seçimimiz. Halkımız kalkınma modeline dair alacağı bir karar” cevabını verdi.

“Ama Rusya’nın sizin ülkenizde 1500 askeri var” diye devam ettiğimde ise “Doğru, ama askerlerin geri çekilmesini istiyoruz ve istemeye de devam edeceğiz” yanıtını aldım.

Map

‘Bölge ülkelerini bırakmak gerekebilir’

Bölgede etki alanını korumaya çalışması Rusya’ya bir katkı sunuyor mu?

Moskova Carnegie Merkezi’nden deneyimli araştırmacı Aleksander Gabuev’e göre bölgeyi etki alanında tutmak için yatırdığı kaynaklarla, ekonomik ve güvenlik getirileri mukayese edildiğinde Rusya çok da kârlı değil. 

Bu sebeple Gabuev, Rusya’nın”Bu ülkeleri bırakalım” diyebileceğini düşünüyor. Ama somut durumların da buna izin vermediğini söylüyor:

“Ama bölge ülkelerinin Kremlin için duygusal bir bağlılığı var. Ve Kremlin yönetiminde istihbarat geçmişine sahip ve her ağacın altında bir Batılı casus gören insanlar var. Bu yüzden bu ülkelere bir emniyet kemeri olarak bakıyorlar.”

En nihayetinde Çin, Türkiye, ABD ve AB dahil olmak üzere bölgesel rakipleri sebebiyle Rusya’nın Sovyetler Birliği bölgesindeki etkisi sınırı olabilir. Ve elbette ki eski bir imparatorluk olarak Moskova’nın mevcut durumuna göre de durum aynı.

Konstantin von Eggert, “Rus toplumunun önemli bir bölümü hâlâ bir tür imparatorluk kurma fikrine bağlı,” diye düşünüyor.

“Tarihsel olarak konuşursak buna çok yakında veda etmesi gerekecek. Rusya’nın kendisi bir imparatorluktan ulus devlete geçiş yaşıyor ve bu kaçınılmaz bir süreç.”

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-55173260

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın