İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Mardin’i 13 metrekareye sığdırmaya çalışıyoruz’

Berfin Çalı

MARDİN – 13 Metrekare Sanat Kolektifi fotoğraf, uçurtma, video, görsel öyküleme, mimarlık ve performans sanatları olarak çeşitlendirilen, Mardin’de faaliyet gösteren kar amacı gütmeyen bir kolektif bir oluşumdur. İsmini 13 metrekarelik mekanın ölçümünden alıyor.

13 Metrekare Sanat Kolektifi, Kültür İçin Alan’nın desteği ile gerçekleştirdiği “Kayıtdışı” Projesi’ni sürdürüyor. Mardin kentinde farklı disiplinlerde uzmanlaşmış sanatçı ve akademisyenlerin katılımı ile şehrin hafızasına referans veren ve işlevi zamanla değişmiş, her katılımcının kendi belirlediği mekanlar üzerinden kentteki alternatif üretim modellerini tasarlamayı ve resmi, kayıt altına alınılanın dışındaki belleğinin ortaya çıkarmasını hedeflediği bir proje sürdürüyor.

13 Metrekare’nin kurucularından belgesel fotoğrafçılığı yapan ve fotoğraf işleriyle uğraşan Amar Kılıç ve mekan ve performans üzerinde çalışan Canan Budak’la 13 Metrekare’yi, yaptıkları çalışmaları ve halihazırda devam eden “Kayıtdışı” projesini konuştuk.

13 Metrekare’nin kurulma hikayesi nedir?

Amar, bir dükkan tuttu. Ne yapalım diye düşündük, bir şeyler yapalım olmadı oturup, çalışırız dedik. Atölyede herkesin bir alanı vardı. Diğer arkadaşlar uçurtmacı, çocuklarla atölye, drama resim ile ilgili çalışmalar yapıyorlar. Mardin’de olması gereken bir şeydi, eksiklikti. Buralarda kolektif bir çalışma yoktur. Herkes çalışıyor ama kimin ne yaptığını bilmiyorduk. İlk başta dört kişi başladık ama şu an on iki kişiyiz. Herkesin kendini ifade edebileceği bir alan oldu 13 Metrekare. Küçük bir yer ama şu ana kadar bir sürü şey sığdırdık. Filmler izlettirdik, çektik. İki buçuk yıldır kiramızı kendimiz ödüyoruz. Daha sonradan bir projeye başvurduk, “Kültür İçin Alan” projemizi kabul etti.

.

Hangi proje için başvurdunuz? Bize projenizden bahseder misiniz?

İlk önce fotoğrafın öncesi ve sonrası için başvurduk. Biz genel olarak hafıza çalışıyoruz. Daha önce de böyle bir proje yapmıştık. Eğitmeni ve çekeni Amar Kılıç’tı. Bu projeyi aile albümlerine çevirmeyi düşündük. Proje kabul gördü ve bu projeden 24 tane film çıktı. Hepsi de bir dakikalık kısa filmlerdir. Yoğun ilgi duyulan bir proje oldu. Ondan sonra bir daha fon açıldı, aynı çizgide devam etmek istedik. Hafıza işlerine yoğunlaştık ve “Kayıtdışı” ortaya çıktı. Kabul gördü ve şu an onu yürütüyoruz.

‘MARDİN’DE AÇIK HAVA SİNEMA ETKİNLİKLERİ YAPTIK’

13 Metrekare’nin en çarpıcı özelliği nedir? Bizlere 13 Metrekare’den bahseder misiniz?

13 Metrekare olarak genel özelliklerimizden biri toplumun her kesiminden insanlarla beraber olmamızdır. Ek olarak Mardin Mozaiği dediğimiz şey var Arap, Kürt ve Süryaniler.. 13 Metrekare olarak çalışmalarımızı kamusal alanda sürdürüyoruz. Step Motion sergimizi sokaklarda hiçbir yere başvurmadan, izin almadan yaptık. Çünkü eğer kamu kuruluşuna başvurup kepenklerde sergilenecek deseydik kesinlikle izin alamayacaktık. Perdelerimizi gerdik sokaklara ve kepenklerde üç saatlik bir gösteri yaptık. Kimse de “ne yapıyorsunuz?” demedi. Şu anda da izin almak almak istemiyoruz. Çünkü çok kurcalanıyor. Genelde sokakta ve evlerin damındayız. Mardin’de açık hava sinema etkinlikleri gerçekleştirdik.

.

Açık hava sinema etkinliklerine katılım nasıldı?

Katılım gayet iyiydi. Bizim çağırdıklarımız ve sokaktan geçen insanların ilgisini çekti. Bizim amacımız da insanları karşılaştırmak. Sokak müzisyenleri toplumun her kesimini ilgisini çekiyor ve aynı ilgi üzerinde buluşuyorlar, yan yana gelip bakışıyorlar. Aynı şeyi biz de yapıyoruz aslında hem bizimle hem de etkinlikle buluşuyorlar.

Bizlere daha önce gerçekleştirdiğiniz proje ve etkinliklerinizden bahseder misiniz?

Açık hava film gösterimleri, film okumaları ve komşunun oğlu olarak gördüğümüz Murathan Mungan’ın sözleri ile paylaşılan Mardin fotoğrafları üzerinden 70 fotoğraflık bir sergi yaptık. Baver arkadaşımızın dediği gibi “Mardin’i 13 metrekareye sığdırmaya çalışıyoruz.” Mardin’de yerleşik olan sanatçıların atölyelerini ziyaret edip sunumlar yaptık. Pandemi döneminde Zeynep arkadaşımızın fikri olan dijital ortamda ev gezmeleri yaptık. Her evin hafızası vardır. Kendisi için belleği olan bir objeyi evinde taşır; biz onları tanıtmaya ve üzerinden kör kontür tekniğiyle hiçbir yere bakmadan sadece göz ve el koordinasyonları ile çizimler yaptık. Uzun soluklu olarak bir projemiz daha var. Mardin’in eski sınırları yani Silopi, Cizre ve Hasankeyf üzerinden bir aile albümü çalışması.

.

‘AMACIMIZ MARDİN’DE BİR HAFIZA MERKEZİ OLUŞTURMAK’

Bu projenin ortaya çıkış hikayesini ise Nusaybin olaylarına tanıklık etmiş bölgede bulunan Amar Kılıç anlatıyor:

“Nusaybin olaylarında insanların sadece çok değerli gördükleri şeyleri çıkartabildiklerini gördüm. Yıkıntıların arasında elbiseden fotoğrafa kadar birçok şey gördüm. Beton binalar tekrardan inşa edilebilir çok fazla hafızaya girmiyor ama o yıkıntılarla beraber bir hafızanın gittiğini gördüm.”

Sonra 13 Metrekare’yi kurduğumuzda böyle bir çalışma yaptık. İlk başta aile albümünden başladık. Sadece aile içinde bilinen hikayeler topluma mal olmuyor. Amacımız gelecekte Mardin’de bir hafıza merkezi, bir arşiv oluşturmak ve geniş bir sergi sunmak. En sonunda “kenthafızası.com” diye bir site açacağız. Son olarak “Kayıtdışı” projemiz var. 13 Metrekare, proje desteği üzerine kurulu olmadığı için ilerleyen günlerde proje desteği almasak da devam ettirecek arkadaşlarımız var. 2017’de kurulduğumuz günden bu yana dört kişiden on iki kişiye çıktık.

‘MEKAN KAYITLI AMA DİĞER HİKÂYELER KAYIT DIŞI VE BİZ KAYIT DIŞINDAKİ OLAYLARA TALİBİZ’

Halihazırda devam eden ve bitmesine çok az kalan “Kayıtdışı” projenizden bahsedebilir misiniz?

Kültür İçin Alan’da bir projeye başvuracaktık. Arkadaşlarımızla toplanıp konuştuk ve ortak bir karara vardık. Mardin’deki hafıza mekanları üzerine bir çalışma yapma kararı aldık. Adını da Zeynep arkadaşımız buldu. Mekan kayıtlı ama diğer hikayeler kayıt dışı biz kayıt dışındaki olaylara talibiz. Bilinmeyen mekanların belleklerini ortaya çıkarmak istedik. Katılımcılar arasında; Nurullah Değer, Mehmet Sait Tunç, Amar Kılıç, Büşra Akgeyik, Cebrail Özmen, Flaneur İnisiyatifi, Murat Küçük, Mehmet Ali Boran, Adnan Toparlı, İbrahim Ayhan, Hasan atılgan, Veysi Anuk, Mehmet Çimen ve Canan Budak var.

.

‘ASLINDA BİZ İNSANLARIN HAFIZALARINDAKİ KIRINTILARLA UĞRAŞIYORUZ’

Mekanları nasıl buluyorsunuz? Neye göre çalışıyorsunuz üstünde?

Bizler grupça Mardin’de yaşıyoruz. Sürekli deneyimlediğimiz sokakların yanından geçtiğimizde kayıtsız kalmıyorduk. Burası neydi acaba? Daha önce kimler yaşamış? gibi sorularla irdeleyip kolektif hafızadan faydalanabiliyoruz. İnsanlara soruyoruz, bizim şahit olduğumuz bir dönem var ve bizden öncekilerin, yaşlıların veya kayıtlarda geçenleri araştırıyoruz. Aslında biz insanların hafızalarındaki kırıntılarla uğraşıyoruz. Mekanları sanatçının kendi hafızası belirledi. Herkesin mekanı öncelikle hissetmesi gerekiyor. Mekan kayıtlı ama diğer hikayeler kayıt dışı, biz kayıt dışındaki olaylara talibiz. Herkesten bir parça toplamaya çalışıp “Kayıtdışı” projesindeki arkadaşlarla beraber seçtiği alan, bölge üzerinde çalışıyorlar.

Belirlenen mekanlarda nasıl çalışıyorsunuz? Yöntemleriniz neler?

Gittiğimiz mekanlarda belge, akademik makale çıkarma derdimiz yok. Öncelikle o mekanla ilgili katmanları çıkartıyoruz. Daha sonra hikayeler üzerinden metin üretmeye çalışıyoruz. Mekanın tekrar üretimi giriyor devreye ve kendimizde bir şeyler ekliyoruz. Mekanlara defalarca gidiliyor.

.

‘KAYIT DIŞI OLAN BİR ŞEYİ KAYITLI HALE GETİRİYORUZ’

Aslında bunu bir nevi belgelemiş de oluyorsunuz değil mi?

Kesinlikle. Hem resmi, kayıtlı olan bilgiyi topluyoruz. Komşudan, çevrede olan insanlardan bu mekana olan hikayeleri de kayıt altına getiriyor. Kayıt dışı olan bir şeyi kayıtlı hale getiriyoruz. Yitip gitmesiyle kaybolacak bir hafızayı yetişebildiğimiz kadar kaydetmeye çalışıyoruz. Hem çağdaş sanat hem hafıza beraber işliyor. Mardin’deki Süryani, Ermeni evleri üzerinde çalışmalar yapan arkadaşlarımız var. Kuyular, höyükler, santral üzerinde çalışıyor bazı arkadaşlarımız. Hafızayı yeniden canlandırıyoruz.

13 Metrekare olarak “Kayıtdışı” projesi bittiğinde neyi hedefliyorsunuz?

İşler bitince pandemi dolayısıyla bir sergi toparlayamıyoruz. Son bir ay içerisinde 13 tane mekanı haftada iki gün olmak üzere baştan düzenleyip yarım günlük bir sergi yapmayı düşünüyoruz. Mekanında o işi göstermeyi düşünüyoruz. O zaman yaptığımız şey kıymetli olur. Üç tane arkadaşımız var şehrin dışında çalışıyorlar. Xurs köyünde santral, Nusaybin ve Kızıltepe’de höyükler ve Zınnar’da sayfiyeleri çalışan arkadaşlarımız var. Bu mekanlara gitmek pek mümkün olmuyor. Çekimi vs. her şey bittikten sonra üçünü sadece bir mekanda sergileyeceğiz. Ayrıca bu iş bittiğinde kitap çıkartmayı ve bir internet sitesi açmayı düşünüyoruz. (DUVAR)


Gazete Duvar

Yorumlar kapatıldı.