İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kızını PKK’nın kaçırdığı annenin feryadını kim duyacak?

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***
Mehmet Şeker

Avrupa ülkeleri sıraya girdi. Sanki düdük çalındı, yarışma başladı.

Ülkücü dernekleri yasaklama yarışı.

Güçleri yettiğince uğraşacaklar, belli.

Üç hilâl görünce nabızları yükseliyor, tüyleri diken diken oluyor özgürlükçü Avrupa’nın.

Almanya, Hollanda önde görünüyor.

Hollanda parlamentosunda 3 üye önergeye ‘hayır’ oyu verirken, 147 kişi ‘evet’ dedi.

Avusturya’da ‘bozkurt’ işareti daha önce yasaklanmıştı.

Fransa zaten bizimle ilgili her konuda azmakbaşı.

Lyon civarında bulunan “Ermeni soykırım anıtı” üzerine boya ile ‘RTE’ ve ‘Bozkurtlar’ yazılmış da o yüzden Fransızlar paniğe kapılıp yasak getirmişlerdi.

*

Haber bazı yerlerde “Ülkücülük yasaklanıyor” ifadesiyle verildi.

Bir düzeltme gerekir.

Ülkücü dernekleri yasaklayabilirler en fazla.

Ülkücülüğü nasıl engellesinler?

O kadarına güçleri yetmez.

İnsanların gönlüne, aklına nasıl müdahale etsinler?

*

Bölücü örgütlerin tamamı onların baş tacı.

Resmen “terör örgütü” olarak kabul ettiklerine bile dokunmuyorlar.

Attıkları imzanın, verdikleri sözlerin gereğini yerine getirmekten acizler.

Hayır, aciz değiller; kasıtlı olarak öyle davranıyorlar.

Hangi örgütler Türkiye’ye zarar veriyorsa, hepsi Avrupa ülkeleri tarafından itina ile korunup kollanıyor.

Dahası, destekleniyor.

Her ne ihtiyaçları varsa görülüyor.

Yaptıkları eylemler ise görmezden geliniyor.

Polise karşı duruşları, yakıp yıkmalar, cam çerçeve indirmeleri, arabalara zarar vermelerini, hep “düşünceye saygı” çerçevesinde ele alıyorlar.

İnsan ve uyuşturucu kaçakçılığına bile müsamaha…

Daha ne olsun?

Öte yanda, yalan mahsulü bir heykele, boya ile iki kelime yazanlara tahammülleri yok.

*

Bir yıl geriye gidelim.

Geçen yılın 12 Kasım’ına.

Evden okula gitmek için çıkan bir genç kız, PKK tarafından kaçırıldı.

Annesi Maide Hanım, kızına kavuşmak için çalmadık kapı bırakmadı.

Şubat ayından bu yana tek başına eylem yapıyor.

Göğsünde kızının fotoğrafı, altında bir yazı:

“Kızımı PKK’dan geri alın. Terörist olmasını önleyin.”

Hiçbir yetkiliden ses yok.

*

İsyan ediyor Maide Hanım…

Gözyaşı döküyor.

Diyor ki: “Terör örgütü PKK, Almanya’da yasak değil mi? İnsanları öldürmek ve terörize etmek yasak değil mi? Bana öyle geliyor ki PKK, Almanya’da yasaklanmış ama yine de faaliyetlerine izin verilen özel bir korumaya sahip.”

Kızının, Belçika’da PKK kampında olduğunu öğrendiğini belirten Maide Ana, “Alman federal hükümetinin PKK’ya ve diğer terör örgütlerine karşı harekete geçmesini istiyorum” demesini, o yetkililer herhalde gülerek karşılıyorlardır.

Bu arada, Belçika’da PKK kampı olmasına ne demeli?

*

Maide Ana’nın son hamlesi, kızına kavuşmak için, change.org adlı platform üzerinden bir imza kampanyası başlatmak oldu.

İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlıkları nezdinde girişimlerde bulunmak için imza sayısının artması önemli ama işe yarayacağından emin olamıyoruz.

Yüz binlerce imza toplanması gerekir fakat milyonlara bile ulaşsa, Avrupa kafası harekete geçmez.

Kızı kaçırılan o annenin feryadını kim duyacak?

Demirtaş kampanyaya katılır mı?

Onu destekleyenler ve yazdıklarından etkilenenler de imza verirler mi?


Yeni Şafak

Yorumlar kapatıldı.