İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hükümet karşıtı protestolar sürüyor, Paşinyan’dan yeni açıklama

Karabağ konusunda varılan ateşkes anlaşmasının ardından Ermenistan’da hükümet karşıtı protestolar sürüyor. Başbakan Paşinyan ise yeni bir açıklama yayınladı.

Göstericiler bugün bir kez daha başkent Yerevan’da Özgürlük Meydanı’nda toplandı. Yaklaşık bin kişinin katıldığı gösteride polis geniş önlem aldı.

Sasna Dzerer grubunun organize ettiği daha az sayıda protestocunun katıldığı bir başka gösteriye ise polis tarafından müdahale edildi ve göstericiler gözaltına alındı.

Başbakan Paşinyan ise yeni bir açıklama yayınladı ve anlaşmanın hangi koşullar altında imzalandığına değindi.

Paşinyan şöyle konuştu:

“Ermenistan Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı’nın, her dakikanın çok önemli olduğunu bildirdiği koşullarda gerçekleşti, savaş bir dakika önce durdurulmalıydı.

Artsakh (Karabağ) Cumhurbaşkanı, çatışmaların birkaç gün hatta birkaç saat içinde durmaması halinde, Stepanakert’i de kaybedebileceğimiz konusunda uyarmaktaydı”

Başbakan Paşinyan şöyle devam etti:

“Stepanakert’i kaybettiğimiz takdirde Askeran’ı, Martakert’i de kaybederdik, çünkü bu şehirler savaş sırasında geride kaldılar, cepheden oldukça uzakta olup, savunma yapıları yoktu. Bu şehirleri gerçekçi bir şekilde savunabilecek yeterli savaş gücü yoktu.

Bu şehirlerin kaybından sonra ne olacaktı? Savunma Ordusu’nun 2., 3., 4., 5., 6., 7. savunma bölgeleri düşman tarafından kuşatılacaktı. Bu, 20.000’den fazla askerimizin, subayımızın kendilerini düşman birlikleriyle çevrilmiş bulacağı ve kaçınılmaz olarak öldürülme veya esir alınma olasılığıyla karşı karşıya kalacağı anlamına gelmektedir

Bu koşullar altında, Karvaçar ve Kaşatağ bölgelerinin düşüşü anlaşılır bir şekilde kaçınılmaz olacak ve tam bir felakete yol açacaktı. Aslında, başkomutan rolünde olduğum için, savaşın ilk gününden beri ordu ve Silahlı Kuvvetler için bu tür görevler belirledim, ancak bir askerin olayların ilerleyişini etkileyemediği bir durum ortaya çıktığında, asker ölmemeli, vatan, asker uğruna fedakârlık yapmalı, komutan askere ölme emrini vermemeli, asker uğruna ölmelidir.

Bunu göz önünde bulundurarak, hepinizin bildiği rezil belgeyi imzaladım ve imzalarken, kişisel feda olma olasılığımın sadece siyasi değil, fiziksel anlamda da çok yüksek olduğunu fark ettim.

Lakin yirmi beş bin askerin yaşamı, bence sizin için de daha önemlidir. Vatana canları pahasına hizmet eden askerlerin hayatları tehdit altındaydı. Dahası, bu askerlerin, cephe gerisindeki durumu etkileme fırsatı yoktu.

Geride, durumu gerçekçi bir şekilde etkileyebilecek savaşan güçler yoktu. Böylece komutanın hem fiziksel hem de politik olarak o askerler uğruna kendi hayatını riske atma zamanı gelmişti.

Vatan uğruna hiçbir şeyden kaçınmadan bu askerler için fedakârlık yapma zamanı geldi. O belgeyi bu bilinçle imzaladım”


Agos

Yorumlar kapatıldı.