Abdülhamit Han’ın hoş görüsü ve desteği ile Türk ve Ermeni ustaların yaptığı çini eserler Türkiye’de ve dünyanın birçok yerindeki cami, mescid ve kiliselerde dekoratif olarak yer alıyor.
Bugün dünya, Ermeni diasporasının ‘Türklerin soykırım yaptığı yaygarasına kapılıp bazı Avrupa ülkeleri bu gerçek dışı söylemleri dillendirse de Osmanlı’nın Ermenilere gösterdiği hoşgörü ve desteği kapatmalarına yetmiyor.
Çininin başkenti Kütahya’da Türk ve Ermeni ustaların Osmanlı döneminde müşterek yaptıkları çini eserler, günümüzde bile göz kamaştırıyor.
“ERMENİ DİASPORASININ İDDİALARI GERÇEKLERLE BAĞDAŞMIYOR”
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Çini ressamı Adil Özkan, konuya ilişkin olarak şu görüşlere yer verdi: “Türk ve Ermeni ustaların ortak emeği ve göz nuru ile vazo, tabak gibi süs ve fonksiyonel eşyaların yanı sıra, cami ve kilise iç ve dış dekorasyonları günümüzde bile ayakta kalabilmiştir. O dönemde Türkler ve Ermeniler aynı kentte dost ve kardeş olarak yaşıyorlar ve dayanışma içinde bulunuyorlardı. Hiçbir olumsuz durum yaşanmıyordu. Bugün Ermeni diasporasının yalanları ve bu yalanların arkasına sığınan bazı Avrupa devletlerinin yaygaraları gerçeklerle bağdaşmıyor.”
“TÜRKLER VE ERMENİLER ORTAK ÇİNİCİLİK YAPARDI”
Adil Özkan, Kütahya’da dönemin valisi Giritli Fuat Paşa’nın önderliği ve Padişah Sultan Abdülhamid’in izin ve onayı ile sadece Türkler değil, Ermeniler de Çini atölyeleri açarak işveren durumunda çalıştıklarını belirterek; “Bunlardan bazılarının Hacı Minasyan, David Usta, Hacı Karabet Ağa, Ohannes usta gibi Ermeni ustalar çini atölyeleri açmışlardı. Hatta Ohannes usta ve Karabet ağa bazı Türk çini işyeri sahipleri ile ortaklık bile kurmuştu.” dedi.
Türk çini işverenlerine tanınan hakların eşit şekilde Ermenilere de tanındığına dikkat çeken Özkan, “Huzur ve rahat bir ortamda üretim yapıp Türklerle adeta kardeşçe yaşıyorlardı.” İfadelerini kullandı.
İlk yorum yapan siz olun