İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

‘Türkiye’deki Ermenilerin hislerine tercüman olduğumu düşünüyorum’

TUBA KALÇIK

O, bu toprakların yetiştirdiği en değerli müzisyenlerden biri. Zengin kültürümüzün eşsiz ezgilerini yaptığı bestelere yansıtan bir usta. O kadar çok şarkısı kült oldu ki saymakla bitmez. Sezen Aksu da okudu onun şarkılarını, Ajda Pekkan da, Nilüfer de, Nükhet Duru da ve sayamadığım birçok şarkıcı da… Kimden mi bahsediyorum? Garo Mafyan‘dan. Biliyorsunuz, onunla bu hafta başında hem müzik sektörüne hem de güncel konulara dair geniş bir söyleşi yaptım. GÜNAYIN’da yayınlanan söyleşi sonrası birçok geri dönüş aldık.

‘BU TOPRAĞA AİTİZ’
Garo Mafyan’ın özellikle altını çizerek söylediği “Türkiye’de doğdum, bu ülkeye aitim. Kökenimiz, dinimiz, dilimiz ne olursa olsun hepimiz bu ülkenin kimliğini taşıyoruz” sözleri çok takdir topladı. Sadece Günaydın okuyucuları takdir mesajları atmadı bana, Garo Mafyan da benzer şekilde geri dönüşler aldı. Röportaj yayınlandıktan sonra kendisi ile konuştum. Ve bana şu cümleleri söyledi: “Tuba, sabahtan beri telefonum susmuyor. O kadar çok kişi aradı ki beni. Hem arkadaş çevremden hem de Ermeni cemaatinden. ‘Çok samimi konuşmuşsun, bizim duygularımızı aktarmışsın’ dediler. Ben sana tüm kalbimle hissettiklerimi anlattım, gerçekleri konuştum. Biz bu toprağa aitiz. Vatanım Türkiye ve iyi ki burada doğmuşum. Şimdi bana gelen telefonları görünce, Türkiye’deki Ermenilerin de hislerine tercüman olduğumu düşünüyorum. Günaydın ailesine teşekkür ederim bunun için.’ Garo Mafyan, sadece müzisyen kimliğiyle değil hayata bakışı, duruşu ile de çok önemli bir değer bence. Onunla söyleşi sırasında Türkiye’ye dair duygu dolu sözleri dinlerken aklıma dünyanın her yerine giden ve ölümsüz karelere imza atan Ara Güler gelmişti. “Neden?” diye soracak olursanız… Güler ile ölümünden kısa bir süre önce yaptığım röportajda ağzından “Türkiye gibi ülke yok” sözleri dökülürken aynı duygusallığı Mafyan gibi onun gözlerinde de görmüştüm. Böyle değerlerimizi görünce ne kadar şanslı olduğumuzu bir kez daha anlıyorum.
Bu ülke birçok kültürden çok özel sanatçılar, edebiyatçılar, ressamlar çıkardı, çıkarmaya da devam edecek.
Son sözü yine Mafyan’a bırakmak istiyorum: “Türkiye yeryüzünde ‘birlikte yaşama kültürünün en güzel ve tek örneğidir, kimse bunu dışarıdan karıştırmaya kalkmasın.”

‘Kuruluş Osman’ sezona muhteşem döndü

Kuruluş Osman‘, sezona tam anlamıyla bomba gibi başladı. Atv ekranlarının en sevilen dizilerinden olan ‘Kuruluş Osman’, geniş kadrosu ve görsel şöleni ile yine izleyicilerin ilgi odağı olacağa benziyor. Osmanlı’yı anlatan diziler her zaman ilgi görüyor ama ‘Kuruluş Osman’ bence bu dizilerden çok daha ayrı bir yere sahip. Niye mi? Sadece geniş oyuncu kadrosu ve görsel zenginliği açısından değil elbette. Geçmiş yıllarda bazı Osmanlı dizilerinin yaptığı hatalara düşmediği için.
Hatırlarsanız, bir dönem ilgi odağı olan Sultan Süleyman‘ın yaşamını anlatan diziyi tarihi gerçeklerden kopuk diyerek birçok kesim eleştirmişti. Haksız da sayılmazlardı. Bence ‘Kuruluş Osman’ dizisinde işte bu hataya düşülmemiş. Tarihi gerçeklerden kopuk bir hikayesi yok. Düşünün, hem tarihsel açıdan doğru anlatacaksın hikayeyi hem de reyting yarışında kıran kırana mücadele edeceksin. Bunu başarabilmek kolay değil, büyük emek ister. Bunu başardıkları için dizide emeği geçen herkese ve atv’ye teşekkürler…

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/gunaydin/tuba-kalcik/2020/10/09/turkiyedeki-ermenilerin-hislerine-tercuman-oldugumu-dusunuyorum

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın