İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Twitter’da Gün Gün Karabağ-Azerbaycan Çatışması – 3 Ekim 2020

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

HYETERT – Çatışmanın 7. gününde Türkiye Twitter’ından geniş çaplı bir derleme yapmaya devam ediyoruz.

Haber Alternatif Genel Yayın Yönetmeni Celal Eren Celik Serisi:

“ABD’NİN “SARMALADIĞI” ÜLKE:ERMENİSTAN
1-Evet sevgili dostlar,Azerbaycan ile Ermenistan arasında başlayan çatışmaların 7. günündeyiz…Dağlık Karabağ sorunu nedeni ile uzun süredir gergin olan ilişkiler, iki ülkenin son 3 yıldaki silahlanma yarışı aslında bugünü bize gösteriyordu.

2-Tabii tüm bu süreç içerisinde gerek tarihsel gerekse kültürel bağlarımız olan Azerbaycan’ın ekonomik,sosyal ve siyasi durumu ile biz Türk vatandaşları olarak çok daha ilgiliydik,Azerbaycan hakkında bu konularda çok daha fazla bilgi sahibiydik…

3-Ama ya Ermenistan? 24 Nisan’dan 24 Nisan’a Ermenistan “Ermeni soykırımı” iddiasını gündeme taşıdığında kendi tezlerimizi savunmaktan,hamasi nutuklar atmaktan,Twitter’da esip gürlemekten başka bu ülke hakkında ne biliyorduk?

4-İşin doğrusunu söyleyelim hadi kendimize…Buradan baktığımızda Ermenistan bizim açımızdan,küçük,fakir,tarihsel husumetlerimiz olan ama neticede önemsiz bir ülkeydi…

5-Ama buradan binlerce kilometre örtedem,Washington D.C’den bakıldığı zaman durum hiç de öyle değildi…Hatta sandığımızın tam tersine Ermenistan ABD için “Stratejik” önem taşıyan bir ülkeydi…

6-Bu gece sizlerle ABD’nin kendisi için Ermenistan’ın neden bu kadar önemli olduğundan,Ermenistan’ı bir ağ misali nasıl sarıp “Sarmaladığına” kadar uzanan bir flood yapacağız…

7-E bu kadar peşrev de yeter zaten.Sizler hazırsanız biz de hazırız,işte başlıyoruz.Çayı kahveyi kapan gelsin…

8-Tarih yaprakları 1970’lerin sonunu gösterdiğinde ABD’de kamuoyu CIA’nın ABD adına yabancı ülkelerde yaptığı operasyonlardan rahatsızlık duymaya başlamış,Kongre’de bu noktada ABD yönetimini sıkıştırmaya başlamıştır…

9-1970’lerin sonu itibariyle yaşanan bu gelişme ABD devletini yeni bir proje geliştirmeye zorlayacaktır…ABD’de Reagan’ın başkan seçilmesi sonrasında CIA ve NSA Başkan Reagan’a uzun birifingler sunarak yeni projeyi açıklarlar…

8-Bu brifinglerde sunulan rapora göre SSCB maksimum 15 ene içerisinde çökecektir.Bu durum bazı önemli sorunları da beraberinde getirmektedir. Zira ABD nüfuzu altında bulunan Batı Bloğu’nu Komünizm tehdidi ile korkutarak yönetmektedir.

9-Bununla birlikte Soğuk Savaş dönemi uluslararası koşullarında ABD özellikle CIA eli ile yabancı devletlerde gerçekleştirdiği “yasal olmayan” operasyonlarını Komünizm ile mücadele kılıfı ile maskelerken, bu çöküş artık bu maskeleme şansını da ortadan kaldıracaktır…

10-Ve özellikle yabancı ülkelerde yapılan yasadışı operasyonların yasallığının Batı dünyasında sorgulanmasının önüne geçmek için bir “Formül” üretilmelidir.

11-Ancak bu öyle bir formül olmalıdır ki hem bu yasadışı operasyonları legalize etmeli, hem de asıl büyük “proje” doğrultusunda ülkeleri manipüle ederek siyasal ve sosyal çatışmalara,hatta bölünmelere zemin hazırlamalı, hatta yeri geldiğinde bu süreçleri bizzat yönlendirmelidir.

12-Ancak Reagan’a bu brifingleri verenler çoktan bu “Formülü” de hazırlamışlardır… Gerekli bilgilendirme yapılır ve Reagan’ın imzası ile birlikte ABD’nin son 50 yıldaki en önemli projelerinden bir tanesi start alır: PROJECT DEMOCRACY…

13-Peki nedir, ne menem bir şeydir bu PROJECT DEMOCRACY?…

14-Bu proje ABD’nin çıkarlarına uygun siyasal operasyonları Dünya genelinde üzeri örtülü ve “sivil” biçimde, “HÜKÜMET DIŞI KURULUŞLAR” olarak tanımlanan Non-Governmental Organizations-NGO’ları kurgulayarak hayata geçirme temel esasına dayanmaktadır…

15-Bu NGO ismi daha sonra ülkeye göre değişecek kiminde “Sivil Toplum Kuruluşu”, kimisinde “Kar Amacı Gütmeyen Kuruluş”, kimisinde “Vatandaş derneği/platformu” şekline dönüşecektir…

16-Peki sistem nasıl işleyecektir? Anlatalım efendim… Öncelikle NED ismi ile bir çatı örgütü/kurumu kurulur… NED’in finans kaynağı ise direkt olarak ABD Hazine Bakanlığı’dır…(Bu arada bu NED’i not edin ilerleyen bölümlerde karşımıza çıkacak yine zira)

17-ABD’de Cumhuriyetçi Parti’ye yakın olan NGO faal hale getirilir yani IRI… E tabii bir de Demokrat Parti’ye yakın bir NGO daha ortaya çıkar: NDI… İşte sistem aslında tam da bundan sonra işlemeye başlamaktadır…

18-Öncelikle “Operasyon yapılacak ülke” belirlenir. Bu ülkenin siyasal ve sosyal duygu haritası ile temel eğilimleri analiz edilir… Bu ülke eğer sol eğilimli bir ülke ise devreye NDI, daha muhafazakar/liberal genel sağ politikalara eğilimli bir ülke ise devreye NDI sokulur…

19-Bazı stratejik ülke ve operasyonlarda ise NED ve IRI ikisi birlikte devreye alınır… NED ve IRI, finansmanlarını tepe kuruluş olarak konumlandırılan NED’den sağlar… NED ise parayı ABD hazine bakanlığından aldığından aslında operasyonları ABD devleti finanse etmektedir…

20-NED ve IRI hangi ülkede faaliyet göstereceklerse önce buralarda var olan kendi siyasal görüşlerine yakın vakıflar ile temasa geçer… Eğer böyle bir vakıf yoksa derhal kurdurulur…

21-Sonrasında bu vakıflar “proje partnerliği” adı altında fonlanır ve finanse edilir… Bu kurdurulan vakıflar operasyon yapılacak ülkede özellikle çeşitli etnik kökenler üzerinde yoğunlaşırlar…

22-Özellikle akademisyenler bu vakıflara dahil edilerek diğer önemli ayak olan “Eğitim kurumları” ayağına geçiş yapılır…Öte yandan işin “Kültür” ayağı da ihmal edilmez…

23-Daha sonra yine bu vakıflar eli ile ülkelerdeki çeşitli etkin medya grupları ile temas sağlanır, ABD’li “önemli dostlar” ile tanıştırılan bu medya gruplarına vakıflar kurdurulur yahut var olan vakıfları NED yahut IRI tarafından kurdurulmuş olan vakıflar ile “PARTNER” olur…

24-Siyasal olarak hangi kanattan bir operasyon gerçekleştirilecekse bu siyasal eğilimin önce gelen isimlerinin NED yahut IRI’nin kurdurduğu vakıflar ile +++

25-yahut az sonra belirteceğimiz üzere bu NGO projesini kendisine uyarlayarak adeta dışişleri politikasının bel kemiği haline getiren Alman vakıfları ile bağlantılı yahut “PARTNER” olan vakıflarda toplanması sağlanır…

26-PARTNERLİK ve “HİBE PROGRAMI PROJESİ” adı altında bu kurdurulan vakıflar fonlanarak finanse edilmektedir…

27-NDI yahut IRI veya Alman Vakııfları ile “PARTNERLİK” ilişkisi olan bu vakıf ve STK’lar o ülkenin en önemli iş adamı,siyasi,gazeteci,yazar ve akademisyenlerince “kurulur”…

28-Bu daha en baştan bu STK’lara bir “prestij” kazandırırken asıl amaç olan “Devlet içerisinde nüfuz kullanabilmenin” de önünü açar…

29-Ve sonrasında bu vakıflar iki yönlü çalışmaya başlarlar… Hem prestij sahibi oldukları için kendilerine katılmayı bir “ayrıcalık” ve “yükselme” aracı olarak gören bürokratlar sayesinde bürokrasiyi sararlar ve +++

30-+++bu bürokratlar eli ile kendi amaçlarına uygun “raporları” devletin kritik makamlarına sunarak manipülasyon ve algı yönetimi yaparlar…

31-İkincisi ise kamuoyunu manipüle edecek girişimlerde bulunurlar ve işte tam da burada bu NED,IRI yahut Alman Vakıfları tarafından desteklenen çeşitli dernek,vakıf yahut platformların eylemlerini ve aktivistlerini görürüz…

32-Buraya kadar yazdıklarımız sistemin genel işleyişini anlattığımız ve ana hatlarını çizdiğimiz bölümdü… Peki bu devasa “KÜRESEL PROJE” hangi “asli amaca” hizmet edecekti ve bu devasa projenin koordinasyonunu kim yapacaktı?

33-Adına “PROJECT DEMOCRACY” denilen bu devasa projenin “Asli amacı” yeniden dizayn edilecek Dünya’da SSCB sonrasında Afrika-Ortadoğu-Kafkaslar hattını kontrol Orta Asya enerji koridorunu kontrol altına almaktı… Ve Büyük Ortadoğu Projesi yıllar öncesinden planlanmıştı…

34-Bu bölgelerde SSCB’nin yıkılmasından sonra hala Rusya’ya yakın olabilecek ülkeler yahut “Üniter Devlet Yapısına” sahip devletler, ya ABD yanlısı kukla yönetimler ile yönetilmeli yahut güçlü üniter devletler yerine parçalanarak küçük “devletçiklere” dönüştürülmeliydi…

35-Projenin koordinatörlüğü ise George Soros ve ünlü NGO’su Açık Toplum Enstitüsü’ne verilmişti.Bu proje SOROS eli ile, SOROS tarafından finanse edilip,eğitimleri sağlanan OTPOR isimli yapılanma ile Yugoslavya’da test edildi…Yugoslavya SOROS sayesinde 5 ayrı ülkeye bölündü

36-Sonrasında aynı Yugoslavya’yı parçalayan OTPOR’daki gençlerin profilindeki gençlerin kurduğu CAHARTER 77’de aynı eğitimler veriliyor hatta Yugoslavya’da “görevini başarı ile tamamlamış” OTPOR liderleri CHARTER 77 için “Eğitmenlik” yapıyordu…

37-Ve kıs süre içerisinde Çekoslovakya, CHARTER 77 öncülğünde sokak eylemlerine sahne oluyordu,halk yine sokaklardaydı… Bu kez de Çek ve Slovak halklar arasındaki etnik farklılıklar ayrışma nedeni olarak körükleniyordu…

38-Kısa süre içerisinde Çekoslovakya’da Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak iki küçük devletçiğe bölünürken ne tesadüf tür ki (!) ikisinin de başına Amerikan yanlısı isimler geliyordu…

39-Proje Kafkasya hattına taşındı…Ukrayna’da “Turuncu Devrim”, Gürcistan’da “Kadife Devrim” ile Rus yanlısı yönetimler aynı yöntemler ile SOROS koordinasyonunda devrildi ABD’ye yakın yönetimler iktidarı ele aldı…

40-Şimdi siz diyeceksiniz ki “Arkadaş hani Ermenistan floodu yapacaktın,sen bize ne anlatıyorsun?” Demeyin sakın…Zira tam da Ermenistan’ı anlatıyoruz size…Yaslanın arkanıza ve çayınızdan kahvenizi yudumlayıp okumaya devam edin…

41-Şimdi efendim 1991’de SSCB yıkıldıktan sonra Rusya Yeltsin tarafından felaket bir yönetimle canının derdine düşmüş haldeydi,ABD ise SSCB’nin yıkılışı ile birlikte yeni pozişsyon konumlanması için bazı yapılarını reorganize ediyordu…

42-Ancak 1993-1994 itibariyle Rusya ilk hamleyi yaptı…ABD’den beklediği ilgi ve desteği bulamayan Ermenistan Rusya’nın nüfuz alanına girmek durumunda kalmıştı…

43-Ancak dedik ya floodun başında Wasington D.C’den bakılınca Ermenistan hiç de öyle önemsiz bir ülke değil hatta “Stratejik” öneme sahip bir ülkeydi ABD için…Neden derseniz anlatalım efendim,zira floodun devamının daha sağlıklı anlamlandırılması için de bu nokta önemli…

44-Gürcistan ve Azerbaycan arasında güçsüz ve Rusya tahakkümünde bulunan Ermenistan ülkesindeki Rus askeri üslerinin de varlığı ile birlikte Rusya’nın Kafkaslar’da Güney’e uzanan kolu pozisyonundaydı…

45-Hatırlayacak olursanız Rusya tüm Dünya’nın tepkisine karşın Gürcistan’a askeri müdahalede bulunmuş hatta neredeyse Tiflis’e kadar Rus tankları ilerlemişti. İşte o müdahaleyi başlatan da Ermenistan’daki Rus üslerinden kalkan Rus savaş uçaklarının bombalamalarıydı.

46-Yani Rusya aslında Ermenistan üzerinden tüm Güney Kafkasya’ya müdahale etme ve nüfuz kurma gücünü elde ediyordu.Bu ise ABD’nin Güney Kafkasya üzerindeki nüfuz kazanma planlarını sekteye uğratıyordu… Ermenistan ABD için mutlaka kazanılması gereken bir “KALEYDİ”…

47-Tarih yapraklarını sizlerle şimdi 1997 yılına sarıyoruz…Ermenistan’ın en fazla sıkıntı çektiği yıllar…Ekonomi fecaat,toplumun her alanında huzursuzluk var,Rus baskısı artık bunaltıyor…

48-Yolsuzluk almış başını gitmiş,iktidara eleştiriler yükselmeye başlamış kısacası kaotik bir ortam var…İşte böyle bir ortamda OPEN SOCIETY FOUNDATIONS-ARMENIA isimli sivil toplum kuruluşu Ermenistan’da faaliyet göstermeye başlıyor…

49-Evet efendim yanılmadınız…OPEN SOCIETY FOUNDATIONS,SOROS’un meşhur “AÇIK TOPLUM ENSTİTÜSÜ” ve bizzat SOROS’un özel “İlgisi” ile Ermenistan’da çalışmaya başlıyor…

50-Bu arada floodumuzun başında belirttiğimiz bir hususu tekrar hatırlatalım… ABD kendisi için stratejik önem taşıyan ülkeler için PROJECT DEMOCRACY operasyonlarında Alman Vakıfları ile koordineli hareket ediyor…

51-Şaşırmayın efendim ABD için “Reinhard Gehlen” ismi ne anlam ifade ediyor bildiğiniz zaman bu gayet doğal bir durum oluyor…

52-Bu arada Reinhard Gehlen bir Nazi subayı notunu da ekleyip devam edelim… Şimdi efendim bu Alman Vakıfları’nın özelliği Alman istihbaratı BND’nin yan kolu gibi çalışması ve her partinin kendisine yakın bir vakfı olması.Vakıflar etki alanı olan ülkeleri adeta bölüşmüş…

53-Her ülkede farklı bir Alman vakfı etkin…Ermenistan’da ise bu vakıf Heınrıch Böll Stiftung…Bu vakfa da az sonra döneceğiz…Devam edelim…

54-Aman efendim SOROS’un Ermenistan’a adım atması ile pıtırcık gibi STK’lar kurulmaya başlanıyor…Kimisi demokrasi,kimisi yolsuzluk,kimisi kültür,kimisi LGBT,kimisi feminist STK’lar bunlar… Ama tek ortak özellikleri var:”PARTNERLERİ” SOROS’un Open Socıety Foundatıons’u…

55-Yani efenim SOROS veriyor parayı “Çalışın sivil sivil aslanlarım” diyor…Eee,ağanın eli tutulmaz tabii…

56-Bu arada SOROS’un Open Socıety Foundatıons-Armenia’sında yavaştan yavaştan bir “Kemik Kadro” oluşmaya başlıyor…

57-Ama SOROS,2000’lerin başı itibariyle Ermenistan’da genç,cevval,atakan bir gazeteci ile yakın ilişkiler kurmaya başlıyor…O isim Nikol Paşinyan… Tesadüf tabii bunlar hep…Neyse biz yazmaya devam edelim…

58-Ermenistan içerisinde 2001-2018 arası SOROS’un “Partnerlik” adı altında çeşitli projelere Open Socıety Foundatıons kanalı ile harcadığı rakam ise 55 milyon doları buluyor… Ve tarih yaprakları 2018’e dayandığında SOROS için Ermenistan “Kıvama gelmiş” durumda…

59-Yugoslavya,Çekoslavakya,Gürcistan ve Ukrayna’da oynanan,sonrasında Arap Baharı’nda “Mükemmelleştirilen” oyun 2018’de Ermenistan’da “Galasını” yapıyor…Sokaklar karışıyor,yine gençler sokaklarda,yine sosyal medya etkili,yine “değişim” ana tema slogan ise “ÇIKIŞ”…

60-Emenistan karışırken tüm bu sokak protestolarında en ön safta üzerinden hiç çıkartmadığı “Askeri kamuflaj “desenli tişörtü ile “MÜCADELE ve DİRENİŞ” imajını veren bir isim var…Ve o isim tesadüfe bakın ki SOROS’un sıkı ilişkiler kurduğu Paşinyan’dan başkası değil…

61-Ermenistan muhalefetini arkasına alan Paşinyan parlamento oylaması ile Başbakan olurken SOROS ise ikinci aşamaya geçiyor…Artık Ermenistan’ı “SARMALAMA” zamanı…

62-2006-2013 yılları arasında Ermenistan’ın Ermenistan Büyükelçiliği’nde görev yapan bir isim var:David Kaçatryan… Bu isim uzun yıllar SOROS’un Ermenistan’daki Open Socıety Foundatıons’unun yönetim kurulu başkanı olması ile tanındı…

63-Paşinyan başbakan oldu,David Kaçatryan hoop Ermenistan’ı AB’de temsil eden en önemli isim oluyor…

64-Bu David Kaçatryan’ın bir kardeşi var: Sasun Kaçatryan. Ve tabii ki o da SOROS’un Ermenistan’daki Open Socıety Foundatıons’unun en önemli üyelerinden biriydi…

65-Paşinyan Başbakan oluyor ve Sasun Kaçatryan Ermenistan’ın en kilit kilit görevlerinden birisine atanıyor.Ermenistan Özel Soruşturma Servisi Başkanı olan isim Sasun Kaçatryan oluyor!

66-SOROS’un Open Socıety Fondatıons’unun Ermenistan’da bir icra direktörü var:Larisa Minasyan… Bu isim aslında Paşinyan’ı da yöneten isim…Ermenistan’da alınan tüm önemli kararlarda imzası var arka planda. Zaten Ermenistan kendisini “Gölge Başbakan” olarak tanıyor.

67-Paşinyan Başbakan olunca Ermenistan’ın fecaat olan ekonomisi bir an önce düzelsin diye süper yetkili bir danışman atıyor efendim.Danışman dediysek boş beleş biri değil,ABD görmüş,Dünya Bankası’na falan danışmanlık yapmış bir isimden bahsediyoruz…

68-Yani aslında Ermenistan ekonomisi bu arkadaşa teslim. Kim bu isim:Artak Kyurumyan… Peki Artak Kyurumyan kim? Bingo!SOROS’un Ermenistan’daki Open Socıety Foundatıons’u vardı ya? Hah, işte onun şu anki başkanı olur kendisi…

69-Ne demiştik floodun başında bu PROJECT DEMOCRACY operasyonları nasıl işler,tezgah nasıl çalışır anlatırken? “Kültür ayağı da boş bırakılmaz işin…” Ermenistan da da hiç sekmemiş bu durum…

70-Paşinyan Başbakan olduktan sonra SOROS’un Açık Toplum Enstitüsü’nün en önemli isimlerinden birisi olan Ruben Babayan,Erivan G. Tumanyan Devlet Kukla Tiyatrosu’nu en tepesine geliyor…

71-Kukla falan deyip geçmeyin Ermenistan’da sanat,kültür adına bu güzide arkadaştan izinsiz adım atamazsınız…

72-Ermenistan’ın bir enteresan özelliği var:Kadınlar oldukça politize ve duyarlı…E tabii hal böyle olunca kadınları kontrol altında tutmak için de bir STK lazım…Var efenim var merak etmeyin

73-Şimdi efenim ABD Dışişleri Bakanlığı ile koordineli çalışan bir kurum var:BUREAU OF EDUCATIONAL AND CULTURAL AFFAIRS…Şimdi bu güzide kurumumuzun da bir özel programı var : International Visitor Leadership Program (IVLP)

74-Bu arada PROJECT DEMOCRACY’de para aktarılacak STK’lara sağlanacak paranın ABD Hazinesi ve CIPE ile öncelikle ABD Dışişleri Bakanlığı kontrolünden geçtiğini de hatırlatalım…

75-Neyse efendim devam edelim.BUREAU OF EDUCATIONAL AND CULTURAL AFFAIRS’ın özl programı International Visitor Leadership Program (IVLP)’nin amacı çeşitli ülkelerden “Parlak” gençleri seçip,+++

76-+++tabii ki ABD yararına “Geleceğin Küresel Liderleri” olarak ABD’de çeşitli eğitimlerden geçirip ülkelerine göndermek ve önlerini de açıp yükselmelerini sağlamak.

77-ABD,Paşinyan başbakan olmadan hemen önce Ermenistan’dan bu özel eğitim programı için genç bir gazeteci seçiyor…Bu isim Zaruhi Hovhannisyan. Bu isim Ermenistan’da şu an kadınlar üzerindeki en etkili hareket olan “Kadına Şiddeti Durdur” hareketini yönetiyor…

78-Bu hareketi kim fonluyor? SOROS’un Açık Toplum Enstitüsü…Peki bu Zaruhi Hovhannisyan nerede karşımıza çıkıyor? Kendisi SOROS’un Açık Toplum Enstitüsü’nde Yönetim Kurulu Üyesi…

79-Bitti mi? Bitmedi…Bu “Özel eğitimli” Zaruhi Hovhannisyan hanımefendi aynı zamanda Ermenistan’da SOROS ile koordineli çalışan Alman Vakfı Heınrıch Böll Stiftung’un da en önemli isimlerinden biri…

80-Ama bunlar hiç bir şey değil…Şimdi size SOROS’un Paşinyan’ın iktidara gelmesi sonrasında kurduğu “YILDIZLAR GEÇİDİ” kadoyu sayalım…

81-Mher Grigoryan: Başbakan Yardımcısı.
Armen Grigoryan: Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreteri.
Mkhitar Hayrapetyan: Eski Diaspora İşleri Bakanı.
Lilit Makunts: Eski Kültür Bakanı.
Arayik Harutyunyan: Eğitim Bakanı.
Arsen Torosyan: Sağlık Bakanı.

82-Suren Papikyan: Yerel Yönetimler ve Altyapı Bakanı.
Artak Zeynalyan: Eski Adalet Bakanı.
Aşot Hakobyan: Eski Ulaştırma ve Bilgi Teknolojileri Bakanı.

83-Mane Tandilyan: Ulusal Meclis Bütçe Komisyonu Başkanı ve eski Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı.
Sos Avetisyan: Paşinyan’ın başkanlığındaki “Benim Adımım” bloğu vekili ve aynı zamanda vakfın daimi üyesi.
Hovhannes Hovhannisyan: Ulusal Meclis vekili.

84-Daniel Ioannisyan: Seçim Reformları Komisyonu Başkanı.
Arevik Anapiosyan: Eğitim Bakanı Yardımcısı. Vakıf tarafından finanse edilen programlara başkanlık ediyor.

85-Gayane Abrahamyan: Ulusal Meclis vekili. Vakıf tarafından finanse edilen “Hak Eşitiliği İçin” isimli STK’nın başkanı.
Taguhi Gazaryan: Ulusal Meclis vekili.

86- Kaynak:Ermenistan’da SOROS nüfuzunu araştıran önemli bir çalışmaya imza atan True Armenia… Aynı zamanda harika blog yazıları olan Emre Köse’nin http://medium.com‘da yayınladığı SOROS-ERMENİSTAN-PAŞİNYAN üçgeni ile ilgili yazıları…

87-Peki bu kadar mı? Değil efendim değil…Şimdi TRANSPARENCY INTERNATIONAL ANTICORRUPTION CENTER isimli bir güzide kuruluşumuz daha var

88-Nedir bu kuruluşumuzun “Misyonu”? Uluslararası arenada şeffaflık ve yolsuzluk ile mücadele…Ama kadroların bir bakıyoruz bu kuruluşun hep dış işleri,uluslar arası ilişkiler alanında uzmanlaşmış kişiler…

89-Sonra efendim tesadüfe bakın ki bu güzide kuruluşumuzu hibe ve fonları ile SOROS’un Açık Toplum Enstitüsü’nün fonladığını görüyoruz…

90-Yine bu Transpancy Internatıonal’in en büyük 2. para kaynağının ABD’de PROJECT DEMOCRACY’nin 2 temel kolonundan birisi olarak Demokreat Parti’ye yakın şekilde konumlandırılan NGO Natıonal Endwoment for Democracy yani NED olduğunu görüyoruz…

91-Bir başka önemli finansörün PROJECT DEMOCRACY’nin tepesindeki ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Erivan’daki Halkla İlişkiler Bölümü olduğunu görüyoruz…

92-SOROS’un her daim iyi ilişkileri olan Norveç Dışişleri Bakanlığı,SOROS’un elinin uzandığı Avrupa Demokrasi Vakfı hepsi bu kuruluşa para yağdırıyor maşallah…

93-“Peki konu ile alakası ne?” derseniz bu yağan paraların anlatalım efendim.

94-2018 sonrası Paşinyan iktidara gelir gelmez işte bu TRANSPRANCY INTERNATIONAL’in başta dışişleri ve uluslararası ilişkiler alanındaki “Uzmanlarını” alıyor ve Ermenistan’da başta dışişleri olmak üzere tüm bakanlıklara danışman ve en önemli bürokratlar olarak atıyor…

95- Nasıl güzel mi dostlar? Yani SOROS, totalde 55 milyon Dolar harcayarak bir ülkedeki “SİSTEMİ” komple ele geçiriyor…Adına da “Demkokratikleşme” “Değişim” deyip ambalajlıyor.ABD de resmi olarak elini bile dokunmadan Rusya nüfuzundan Ermenistan’ı kendi yanına çekiyor.

96-Şimdi doğru soru şu:”ABD,Paşinyan’a desteğini devam mı ettirecek yoksa bu süreçten prestij kaybı ile çıkması kesin Paşinyan’ın orta vadede tasfiyesine göz mü yumacak? Ama ne olursa olsun SOROS ve ABD için yeni bir Paşinyan bulmak hiç de zor olmayacaktır…

97-Burada çatışma Rusya ve ABD arasındaki Güney Kafkasya ve bu bölge üzerinden enerji hatlarının kontrolü mücadelesidir ki bunun için 10 tane Paşinyan harcanır,50 tane 55 milyon sokağa atılır…

98-Bu saate kadar bizlerle olan ve okuyan tüm dostlarımıza bin selam olsun derken,floodumuzu klasikleştiği şekli ile bitiriyoruz:”Takdirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT’lere yolculuk etsin”…

Originally tweeted by Celal Eren Çelik (@yazparov) on 2020-10-03.

Middle East Eye yazari Ragip Soylu serisi:

“Baku, Azerbaijan’s capital is celebrating the capture of Madagiz, a village in Armenian occupied Karabakh

https://t.co/d4wGGhrKus

NEW — Azerbaijan announces the capture of 7 more villages in Armenian occupied Karabakh

Baku right now via @CeyhunAsirov

https://t.co/eCIG75sKMm

Originally tweeted by Ragıp Soylu (@ragipsoylu) on 2020-10-03.

Armenian Prime Minister Pashinyan says “Turkey has a clear objective of reinstating the Turkish Empire,” and with Azerbaijan, Ankara would like to continue the “genocide”

Armenian PM says 150 high-ranking Turkish military leaders coordinating Azeri operations in Karabakh — Sputnik

Originally tweeted by Ragıp Soylu (@ragipsoylu) on 2020-10-03.

Halil Ibrahim Izgi serisi

“İngiliz Parlamentosu, Ermenistan’ı kınadı ve Birleşmiş Milletler kararlarına uymaya davet etti” haberleri yanlış. Parlamentodan bir milletvekili bu yönde bir çağrı yapmış. Aynı milletvekilinin daha önce de başka milletvekilleriyle ortak çağrıları var.

https://edm.parliament.uk/early-day-motion/57504/conflict-between-armenia-and-azerbaijan

Haklı ve güçlü davamızda yanlış haberlere ihtiyacımız yok.

Originally tweeted by Halil İbrahim İzgi (@ibrahimizgi) on 2020-10-03.

Sevil Nuriyeva Serisi:

“Isimlendirmelere bakin.Ordan tarih bizi gereken noktaya götürmekte.Karabag hanı,müslüman türk hanin inşa ettirdiği şehir Han kenti.O nedenle HAN’IN kenti denilmiş.Şuşa kenti de kültürel başkent olarak inşa edildi Penah han tarafından.

Komünist Stepan Şaumyan in adı kente Sovyetler döneminde verildi.Bu Şaumyan binlerce türk müslüman kanı akıtan o Şaumyandır.Kafkas İslam ordusu ile çatışan ,savaşan komünist Şaumyandır.

Stepanaker demek Stepan’ın kenti demektir.Koskoca HAN’IN HELAL KENTİ,KOMUNİST haydut Stepan Şaumyan ismi ile değiştirilerek Stepan’ın kenti olmuş sovyet dönemi.Azerbaycan resmi kaynakları ve milletin hafızasında ise resmi olarak kentin ismi HANKENTİDİR(XANKENDİ)

Originally tweeted by sevil nuriyeva ismayılov (@sevil_nuriyeva) on 2020-10-03.

Emre Ercis serisi:

“1-Oyun kurucuların en önemli yeteneği maskeleme tekniğini çok iyi kullanmaları.

Bunun en somut örneği, sanki küresel sermayeden bağımsızmış gibi Rusya ve ABD olarak iki kutuplu dünya tasviri yapmaları.

Ne Rusya ne de ABD, birbirinden bağımsız politika üretemez.

2-SSCB’nin dağılmasının ardından Rus İstihbaratını yeniden şekillendiren ABD ve Almanya oldu. Rus İstihbaratının en deneyimli istasyon şeflerinin hepsi gönüllü devşirildi. Bunlardan birisi de Putin oldu. Fakat Putin’in bir başka özelliği daha var. O da ”Chabad” olması!!!

3-Trump’ın damadı Kushner de bir ”Chabad” bağlısı. ”Chabad-Lubavitch” olarak bilinen ”Chabad”, Ortodoks Musevilerin Hasidik hareketidir. Dünyanın en büyük ve en yaygın Musevi hareketi olan ”Chabad”, 80 ülkede 4000’den fazla kuruma sahip bir networkten oluşmaktadır.

4-Trump ve Putin de Chabad ile bağları olan 2 önemli isim. Putin ile Chabad arasındaki ilişkiyi kuran isim Haham Berel Lazar. Haham Lazar, 1993’te Moskova’da gerçekleşen bombalı saldırı sonucu yanan sinagogu, Putin’in desteğiyle yeniden inşa etti ve 2000’de faaliyete geçirdi.

5-Putin, 1999’da Haham Lazar öncülüğünde ”Rusya Musevi Toplulukları Federasyonu”nu kurdurdu. Federasyonun kuruluş aşamasında Haham Lazar ile birlikte Rus Oligarklardan Lev Leviev ve İngiliz futbol kulübü Chelsea’nin sahibi Roman Abramoviç de yer aldı.

6-”Rusya Musevi Toplulukları Federasyonu” Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevini yürüten Abramoviç, Boris Yeltsin’e halefi olarak Putin’i öneren ilk isimler arasında yer alırken diğer bir kurucu olan Lev Leviev ise, ”Elmas Kralı” lakabıyla anılır.

7-Aralık 2007’de Trump, Felix Sater ve Tevfik Arif’in Trump SOHO projesi ortağı Tamir Sapir’in kızı Zina Sapir, ”Elmas Kralı” lakaplı Lev Leviev’in sağ kolu olarak bilinen Rotem Rosen ile evlendi. Zina, Rosen ile evlendiğinde 3 aylık hamileydi ve Haziran 2008’de doğum yaptı.

8-Trump’ın ortağı Tamir Sapir’in kızı Zina ile ”Elmas Kralı” Leviev’in sağ kolu Rotem Rosen’in evlilikleri, Leviev’i de otomatik olarak ailenin bir üyesi konumuna getirdi. Leviev’in aileye dahil olmasının ardından Ivanka ve Kushner çiftinin yolu Abramovich ailesiyle kesişti.

9-İYİ Parti İst. İl Bşk. Buğra Kavuncu ve yabancı gizli servis devşirmesi akrabalarının ilişkili olduğu Tevfik Arif’in ortağı ”Trump SOHO”, Lev Leviev ve sağ kolu Rotem Rosen, Jared Kushner, Trump ailesi, Sapir ailesi, Arif ailesi ve Felix Sater’i aynı çatı altında topladı.

10-Leviev, Rosen, Kushner, Sapir ailesi gibi Tevfik Arif ve Felix Sater de ”Chabad” bağlısı. Tevfik Arif’in sahibi Felix Sater’in de ortağı olduğu Bayrock şirketinin Türkiye’deki ortağı ve kolu olan şirket, Bahar Doğaltaş Mermer Sanayi Ticaret Limited Şirketi.

11-Bahar Doğaltaş Şirketi, ilk olarak 02.01.2013 tarihinde 163809 Ticaret Sicil Numarasıyla Bayrock Stones Mermer Sanayi Ticaret Limited Şirketi olarak, 131184601xx TCKN Nurdan Yeneroğlu ile 17657176774 TCKN Hakan Çiçek ortaklığıyla kuruldu.

12-İlk 5 yıl için şirket müdürü, 15 Temmuz FETÖ darbe girisiminde Akıncı Üssünde olan Hakan Çiçek olurken 05.06.2013 tarihinde şirket isim değişikliğine giderek adını Bahar Doğaltaş Mermer Sanayi Ticaret Limited Şirketi olarak değiştirdi ve ortak yapısını korumaya devam etti.

13-Ünvanını Bahar Doğaltaş olarak değiştiren şirket ve ortakları, 25 Mart 2014 tarihli genel kurul kararıyla birlikte ortaklardan Nurdan Yeneroğlu, sahip olduğu hisselerini 31 Mart 2014’te Hakan Çiçek’e devretti ve ortaklıktan ayrıldı. Fakat Bayrock ilişkisine devam etti.

14-Bahar Doğaltaş Mermer Sanayi Ticaret Ltd. Şirketi ortaklarında Nurdan Yeneroğlu,2007 yılında Tevfik Arif’in Bayrock Şirketinin başına geçirdiği Burak Yeneroğlu’nun eşi. Hakan Çiçek ise 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde darbeyi yöneten imamlar arasında yakalanan FETÖ yöneticisi.

15-15 Temmuz Akıncı İddianamesi Ek Delil Klasörlerinde yer alan HTS kayıtlarına göre, 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü’nde darbeye katılan ve darbeyi yöneten FETÖ imamları arasında yer alan Hakan Çiçek’in FETÖ’nün en üst yönetim kademesiyle tespit edilmiş 118 irtibatı bulunuyor.

16-Bayrock şirketinin sahibi Tevfik Arif ve başkanı Burak Yeneroğlu’nun 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sırasında Akıncı Üssünde yakalanan FETÖ imamlarından Hakan Çiçek ile bu ilişkisinin yanında bir diğer ilginç ilişki ağı da FBI muhbiri olan Rıza Sarraf’la.

17-İstanbul C.B.Savcılığı,aralarında Rıza Sarraf’ın da yer aldığı 20 kişi hakkında 30.11.2017’de mal varlıkları,banka hesapları ve şirketlerde bulunan hisselere el koyma kararı almıştı.Karara neden olan iddia ise 2011’de Sn Erdoğan’ın çalışma ofisinde bulunan dinleme cihazlarıydı

18-Soruşturma kapsamında yer alan iddialara göre, Sn Erdoğan’ın 2011 yılında çalışma ofisinde dinleme cihazları bulunmuştu. Bu cihazların ”Hazar Arıtım A.Ş.” isimli bir şirket tarafından satın alındığı tespit edildi. Söz konusu şirket, 2 isimle dolaylı olarak bağlantılıydı.

19-”Hazar Arıtım A.Ş.”nin ortakları arasında yer alan Ali Polat, FBI muhbiri olan Rıza Sarraf ile ”HOMA Yapı İnşaat” şirketinde ortak görünürken,”Hazar Arıtım A.Ş.”ye böcekleri satan”ATC Savunma Güvenlik Çözümleri” şirketinin sahibinin Ekim Alptekin olduğu öne sürülmüştü.

20-Bu isimleri önemli kılan,17 Aralık operasyonunda teknik&fiziki takip altına alınan Egemen Bağış ile Rıza Sarraf’ı tanıştıran ismin Ekim Alptekin olması.Bu karmaşık ilişkiye bir de Sn Erdoğan’ın ofisinde bulunan böceklerin menşei eklendiğinde iddialar ayrı bir önem kazanmakta.

21-Ekim Alptekin adını öne çıkaran bir başka karmaşık ilişkiyse, Gezi Olayları döneminde CHP tarafından finanse edilen ve Uğur Dündar’ın kanaldan yollanmasının ardından Genel Yayın Yönetmenliğine Can Dündar’ın getirildiği ARTI 1 TV hakkındaki iddialar.

22-FOX TV’nin eski Türk ortağı Engin Güner’in kızı Ece Toprak Güner, CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak’ın eşi. Erdoğan Toprak ise ARTI 1 TV’yi satın alması için Altan Ertürk’ü görevlendiren isim.

23-Ekim Alptekin’in Altan Ertürk, Şaban Dişli, Davut Dişli ve Mehmet Karasu gibi isimlerle doğrudan ve dolaylı olarak ortaklık ilişkisi, ARTI 1 TV’nin gizli patronu olduğu, Uğur Dündar ile ekibini kanaldan kovdurarak yerine Can Dündar’ı getirdikleri iddialarına neden olmuştu.

24-Bu iddia ilk gündeme geldiğinde Türkiye Gazetesi ”Uğur Dündar’lı Artı 1 TV’de maaş sıkıntısı” başlıklı haber yayınlamış, söz konusu haberde Alptekin ile Mehmet Karasu ve Altan Ertürk’ün EA İnşaat A.Ş.’de ortak oldukları belirtilmişti. Haberin ardından bir tekzip yayınlandı.

25-Türkiye Gazetesi, 24.06.2013’te yayınladığı düzeltme metninde,Ekim Alptekin’in ortağı olduğunu iddia ettiği Mehmet Karasu ve Altan Ertürk’ün Alptekin’in ortağı olmadığını, bu isimlerin EA İnşaat ile ilişkisi bulunmadığını ve Alptekin’in saygın bir iş adamı olduğunu ifade etti.

26-Türkiye Gazetesi’nde yayınlanan bu ”Düzeltme” yazısından 5 yıl sonra ARTI 1 TV, Erdoğan Toprak ve Ekim Alptekin ilişkisi bir kez daha gündeme geldi. Bu kez gündeme getiren Sevilay Yılman oldu ve 27.01.018’de ”CHP’nin Televizyonuna ne oldu?” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

27-Yılman’ın 27.01.2018’de köşesinde yayınlanan bu yazının ardından 2 gün sonra 29.01.2018’de ”Muharrem İnce’nin kazanma şansı var mı?” başlıklı bir yazısı daha yayınlandı. Yazının sonunda Ekim Alptekin’in Yılman’a yapmış olduğu özel açıklamaya yer verildi.

28-Yılman’a özel açıklama yapan Ekim Alptekin, Mustafa Karasu ile ortak olduklarını teyit ederken, ARTI 1 TV’ye reklam amaçlı ödeme yapıldığını ve kendi inisiyatifi dışında bunun gerçekleştiğini sonradan Can Dündar ve darbe girişimine destek verdiklerini öğrendiğini ifade etti.

29-Daha da ilginci Ekim Alptekin’in ARTI 1 TV’nin 17 Aralık darbe girişimine destek verdiğini öğrendiğindeki tepkisi. ”Kapatın bu televizyonu dedim”. Bu açıklama Yılman’ın da dikkatini çekmiş ve Yılman yazısının sonuna not olarak açıklamadaki tuhaflığı derç etmiş.

30-Alptekin’in kendi beyanına göre ortağı olan Mustafa Karasu, aynı zamanda 2008 yılında CHP Genel Başkanı
@kilicdarogluk ile Uğur Dündar’ın moderatörlüğünde yayınladığı ve Şaban Dişli’nin istifa etmesine neden olan rüşvet protokolü belgesinde imzası olan kişi!!!

31-O dönem @kilicdarogluk ‘u parlatma faaliyeti kapsamında eline belgeler veriliyor, Kılıçdaroğlu da bu belgeleri Uğur Dündar moderatörlüğünde yaptığı düellolarla kamuoyu ile paylaşıyordu. Mustafa Karasu o dönem Ekim Alptekin’in EA İnşaat’ta ortağıydı.

32- @kilicdarogluk ,Mustafa Karasu imzalı belgeyi nereden nasıl temin etti bilinmez ama Erdoğan Toprak, eşi Ece Güner Toprak, Ekim Alptekin ve ortağı Mustafa Karasu ilişkisinde Şaban Dişli’yi istifaya zorlayan belgenin nereden geldiğine yönelik bir ipucu bulunmakta.

33-Ekim Alptekin ve FOX TV’nin eski Türk ortağının kızı Ece Güner Toprak arasındaki bir başka ilişki de finansörü George Soros ile Hollanda Kraliyet ailesi olan ”European Council on Foreign Relations/Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR)”nde olan mesai arkadaşlığı!!!

34-Toprak&Alptekin,ECFR’nin Türkiye masasında birlikte çalışıyor. @kilicdarogluk ‘nun yayınladığı Man Adası Belgeleri&Sn Çavuşoğlu iddiasının önemi burada ortaya çıkıyor.Çünkü FBI’ın Trump-Rusya dosyasında Türk hükümet yetkililerine kurulan kumpasın bir ayağı Man Adası Belgeleri

35-FETÖ lideri Gülen’in ABD’den ”Kaçırılması için plan yapıldığı” iddiası ve komplosunu ilk gündeme getiren CIA eski Başkanı Robert James ”Jim” Woolsey oldu. Woolsey’i iddia edilen toplantının yapıldığı Essex House Hotele Limuzin ile getiren kişiyse Ekim Altekin olmuştu.

36-James Woolsey oldukça önemli bir isim. 1993-1995 yılları arasında CIA’nın Başkanlığını yapan Woolsey, Temmuz 2011’de Robert McFarlane ile ”ABD Enerji Güvenliği Konseyi”ni kurdu ve McFarlane ile birlikte ”Yakıt Özgürlüğü Vakfı”nın danışma kurulu üyeliğine getirildi.

37-Sn Erdoğan’ın ofisinde dinleme cihazlarının bulunduğu 2011 yılında ABD, İsrail ve Enerji Kartelleri üçgeninde oldukça önemli gelişmeler yaşanıyordu. Ekim 2010’da 227 Milyar metreküp doğalgaz potansiyeli olan ”Tamar”dan sonra yeni bir doğalgaz sahası daha keşfedilmişti.

38-Keşfedilen ”Leviathan Bölgesi”, İsrail’in 100 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılamaya yetecek olan yaklaşık 453 milyar metreküp potansiyele sahipti. Noble Enerji %39.66, Delek Sondaj %22.67, Avner Petrol Arama %22.67 ve Oran Petrol Arama %15 oranında hissesi olan şirketlerdi.

39-İşte Woolsey, Leviathan keşfinin ardından “Yakıt Özgürlüğü Vakfı”nın danışma kurulu üyeliğine getirildi. Woolsey, aynı zamanda Michael Flynn’ın şirketi Flynn Intel Grubu’nun danışmanı olduğu Genie Energy’ye hem yatırım yapan hem de Stratejik Danışma Kurulu’nda yer alan birisi.

40-İşte bu ilişki networkü içinde hazırlanan ABD’deki komplo iddianamesinde şifreli olarak adı geçen isimlerden birisi @kilicdarogluk ‘un tetikçiliğini yaptığı ve Soros tarafından finanse edilen OCCRP tarafından haberi yapılan Dışişleri Bakanımız Sn Mevlüt Çavuşoğlu.

41- @kilicdarogluk tarafından tetikçiliği yapılan bu operasyon sadece Sn Çavuşoğlu’na yönelik bir itibar suikastı değildi. Bu operasyon Sn Çavuşoğlu üzerinden Türkiye’nin Doğu Akdeniz Doğalgaz Savaşı ve Suriye politikalarındaki başarılarına yapılan bir sabotaj eylemiydi!

42-Ne kadar ilginç ki; Ekim Alptekin’in ABD’deki en önemli dostlarından birisi CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan. Yine Alptekin ve Özcan, ABD Derin Devleti’nin bir kanadı olan Neoconların think-tank’ı WINEP’te birlikte çalıştılar. Alptekin de Özcan gibi ARI Hareketi kökenli.

43-Rusya,Ukrayna,Kazakistan ve ABD çemberinde yer alan en önemli isimlerin başında gelen Tevfik Arif, hem Ekim Alptekin hem Yurter Özcan hem dünya ”Chabad Hareketi” hem de İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ve yabancı gizli servislerce devşirilen akrabalarıyla ilişkili

44-Sadece CHP değil, CHP gibi İYİ Parti de yabancı istihbarat ve bunları kontrol eden Finans Kapital’in kontrolünü elinde tutan Oligarkların kontrolünde olup, Türk Devleti için ulusal güvenlik sorunudur…

NOT: Komplo Teorisi değil hepsi belgeli bilgiler verip analiz yapıyorum.!

Originally tweeted by Emre Erciş (@TREmreErcis) on 2020-10-03.

Baska bir Halil Ibrahim Izgi serisi:

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın