AKP-MHP Rejimi ülkeyi tarihinin en büyük iflas noktasına getirdi, bıraktı. Milli gelirin hızla düştüğü, işsizliği rekor kırdığı, insanların pazardan artık yiyecek topladığı böyle bir dönemde içeride Kürtlere amansız, ırkçı bir baskı; dışarıda sürekli savaş arayışı dışında çözümü yok.
Libya’da amacına ulaşamayan, Doğu Akdeniz ve Ege’de Fransa’nın başını çektiği bloğa toslayan rejim şimdi muhalefeti de kendi etrafında kenetleyip susturacak yeni bir cephe buldu: Ermenistan… Türkiye, toplumunu 100 yıldır düşmanlar konusunda eğitip duruyor: Batı Medeniyeti, İngiltere’nin de olduğu listenin değişmez üçlüsü: Yunanistan, Ermeniler ve Kürtler…
Kürtler dünyanın neresinde yaşıyor veya örgütleniyor olursa olsun Türkiye devletinin hedefindedir. Ermeniler de öyle elbette. Bu üç halk söz konusu olunca toplumsal destek doğal olarak sağlanır. Görüldüğü üzere HDP’li siyasetçilerin gözaltına alınmaları, gözaltında zehirlenmeleri, altı yıl önceki olay için hala delil toplama sürecinin devam ediyor absürtlüğü falan muhalefetin gündeminde değil. Unutuldu gitti…
Şimdi varsa yoksa Ermenistan. Bir tane barış diyen yok. Kıbrıs’ta kendi durumuna bakmadan Karabağ’da ahlak dersi verme cüreti gösteren bir ülke. Neresinden tutsan dağılan, tek sesli, tek renkli bir ülke… AKP-MHP Rejimi’nin çökmesi belki tonu değiştirecek ama renksizlik aynı kalacak muhtemelen…
Ermenistan cephesinde işler şu anda Ankara’nın istediği gibi gidiyor. Zamanlama uygun. Amerika seçim, Avrupa Birliği korona derdinde, Rusya ise Erivan’a belli ki ders verme havasında… Tek başına Türkiye’nin belirleyemeyeceği bir cephe. Tıpkı Libya ve Suriye gibi… Etkileyebilir ama belirleyemez. Moskova topa girene kadar alacağı yolu alır elbette…
Ermenistan ile savaş kışkırtıcılığı sürerken ekonomi cephesinde durum içler açısı. En hafifinden kurun seviyesine hiç bakmayan bir ekonomi bakanı var. Dünya tarihi ve literatürüne geçecek açıklamaları var. Göreve geldiği günden beri sürekli Yeni Ekonomi Paketi (YEP) açıklıyor. 2018 yılında Hazine Bakanı olan Berat Albayrak ilkYEP’i Eylül 2018’de açıklamış. Her YEP’in kadrolu destekçileri de var: Birisi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç. Avdagiç, 2018’de açıklanan 2019-2021 dönemi Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile ilgili olarak, “YEP, Türkiye’yi 2023’e hazırlayacak gerçekçi bir ufuk çizdi. Dengelenme, disiplin ve değişim kurgusu üzerine oturtulan YEP’i ekonominin yeni anayasası olarak görüyoruz. Ekonominin tüm aktörlerinin bu anayasaya sadakatle uyacağından şüphemiz yok” demiş.
Avdagiç, programda yer alan ekonomide öngörülebilirliği artırıp, oynaklığı düşürebilecek, performansı ölçülebilir makro hedefleri ise ‘yatırımcının yeni bağlayıcı çıpası’ olarak tanımladı.
Aynı İTO Başkanı Avdagiç son pakete de desteğini esirgememiş. Program yenilenmiş ve destek neredeyse aynı kalmış: “Yeni Ekonomi Programı, pandemi etkisindeki dünyanın şartlarını gözeterek, Türkiye ekonomisi için yeni bir patika oluşturuyor. Ekonomimizin potansiyellerine uygun bir büyümenin hedeflendiği Programla, Türkiye’nin makro hedeflerine ve güncel sorunlarına yeni açılımlar getiriliyor.”
Tipik bir şark toplumu sivil toplum kuruluşu. Ters bir şey söylese bir saat o koltukta oturamayacağını bilen gerçekçi bir başkan. Devlete bağımlı iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının kaçınılmaz sonucu be “hık” deyicilik pozisyonu. Türkiye’ye dışarıdan bakan da, içinde yaşayan da biliyor ki, ülke her geçen gün daha kötüye gidecek. Sadece koronadan değil, yanlış dış politika yüzünden pazar kaybetmeye devam edecek.
Çevrenin, doğanın, ülkenin yağmasına dayanan ekonomi anlayışı gelip duvara tosladı. AKP-MHP Rejimi’nin halka anlatacak bir hikayesi kalmadı. Bugün Ermenistan ile yine herkesi hizaya getirdi, Kürt siyasetine destek aldı ama nereye kadar. Deniz bitti, bitiyor. Dış borç ödeyemez ve alamaz duruma gelinecek gün çok uzakta değil. Demiştim, ‘Tek adam rejimi batırır, Erdoğan da batıracak’ diye… Ama aslı felaket çaresizlikle yapacağı hamlelerle gelecek… Onun bedeli çok ağqır olacak.
© Ahval Türkçe
İlk yorum yapan siz olun