İsrail ve Filistin arasında gelişen her gerilimin faturası Türkiye Yahudi toplumuna kesilir. Yahudilerin yaşadığı semtlere swastikalar veya antisemit grafitiler çizilir, sosyal medyada Hitler güzellemeleri yapılır, Türkiye’de yaşayan Yahudilerin aidiyetleri sorgulanır… Gerilim bittikten sonra ortam durulur. Grafitiler ya belediye kanalıyla ya da gönüllülerce silinir, yapay da olsa azıcık huzura kavuşur etraf.
Bu bildiğimiz ruh hali, bu baskı, bu korku, bugünlerde Yahudi toplumu bireylerlerinin üzerinde değil, Türkiyeli Ermenilerin üzerinde.
Türkiyeli Ermeniler, Dağlık-Karabağ’da tırmanan gerilimin sebebiyle, savaş kararının kendileri tarafından alınmadığını açıklamaya, ibadethanelerini korumak için fazladan önlem almaya ve iş yerlerine giderken diken üzerinde bulunmaya zorlanıyorlar.
Kumkapı’da bayraklı konvoy
Dün Kumkapı’da Ermeni Patrikhanesi yakınında Azerbaycan bayraklı gösteri düzenlendi. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde Azerbaycan bayraklı arabalardan oluşan bir grubun konvoy oluşturup Kumkapı’da gezdiği görülüyor.
Diğer yandan bu konvoyun sadece Patrikhane’ye gözdağı vermediği de düşünülebilir. Bölgede çok sayıda Azeri, Gürcü ve Ermeni göçmen de ikamet ediyor. Bu kişilerin can güvenliği konusunda endişeli olan toplum bireyleri her zamanki gibi çaresiz görünüyor.
Geçen konvoyun çıkarttığı korna seslerini tweet’inde düğün alayına benzeten Alin Ozinian, gösteri yapanlara her iki tarafın da kayıp verdiğinin farkında olup olmadıklarını sorgulattı.
HDP milletvekili Garo Paylan yapılan gösterinin bir provakasyon olduğunu belirtirken, iktidarı gerekli tedbirleri almaya çağırdı.
Ateşkes çağrısı talepleri
Paylan ayrıca geçtiğimiz gün çatışmalarla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Yardımcı Fuat Oktay’a soru önergesi yönetilmişti. Paylan “Bütün dünya ateşkes çağrısı yaparken, biz neden savaş çağrısı yapıyoruz?” demişti.
İktidar ise “Ermenistan, bölgede barışın ve huzurun önündeki en büyük tehdit olduğunu bir kere daha göstermiştir. Türk Milleti her zaman olduğu gibi bugün de tüm imkanlarıyla Azerbaycanlı kardeşlerinin yanındadır,” diyerek tarafını belli ediyor ve yapılacak provakasyonlara adeta çanak tutuyor.
Provakasyonların arkasında devlet vardır
Roni Margulies de tweetinde bu tarz faaliyetlerin arkasında her zaman devlet olduğunu hatırlattı.
Türkiye Ermeni toplumu endişeli
Deutsche Welle’ye konuşan Agos Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, durumun endişe vermesinin sebebinin sadece bugün gerçekleşen olaylar olmadığı, geçtiğimiz aylarda henüz Azerbaycan – Ermenistan gerginliği yokken de pek çok tehdit ve nefret söylemi ile yüzleştiklerini hatırlattı. Aynı yayına bağlanan Aras Yayıncılık Genel Yönetmeni Rober Koptaş da yakın tarihte çok sayıda cinayet, katliam, pogrom, suikast yaşandığı için Türkiye’de bir şiddet geleneğinin var olduğunu, bu sebeple Ermeni toplumunun korku içerisinde bulunduğunu aktardı.
Türkiye Ermenileri Patrikliği Ermenistan Azerbaycan arasındaki çatışmalara dair bir açıklamayayınladı. Patriklik Sekreteryası imzasıyla yayınlanan açıklamada “Karabağ sorununun masada çözülememesi gerçekten üzüntü vericidir. Dinlerimizin emrettiği barışın bir an önce tesis edilmesi, adil ve sürdürülebilir bir anlaşmanın oluşturulabilmesi için duacıyız,” dendi.
Tüm bu olaylar ışığında Türkiyeli Ermenilerin can güvenliğini korumak adına devletin gerekli önlemleri alması, kolluk güçlerinin devreye girmesi ve tehdit unsuru oluşturabilecek her türlü eylemin kayıt altına alınarak soruşturulması gerekiyor.
Türkiye Yahudi toplumu olarak her İsrail – Filistin gerginliğinden sonra yaşadığımız ürkeklik ve korku ile bugünlerde Ermeni toplumunun yaşadığı arasında pek bir fark yok. Maalesef daha önce yaşanan benzeri gerilimlerden devletin ders çıkarmadığını ve tehditkar tavrını koruduğunu gözlemliyoruz.
*Avlaremoz’un resmi bir görüşü yoktur. Yayımlanan yazılar, yazı sahibinin kendi görüşleridir. Çok sesli bir platform olma amacı taşıyan Avlaremoz’da, nefret söylemi içermedikçe, farklı düşünceler kendisine yer bulmaktadır.
İlk yorum yapan siz olun