İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Leonardo Da Vinci ve Ermenistan – Ermenistan Kamu Radyosu

Leonardo Da Vinci ve Ermenistan

Leonardo Da Vinci ve Ermenistan

Yetkin, bilgili ve dahi Leonardo Da Vinci’nin eserlerinden bazılarında Ermeni izleri vardır.

Böyle düşünmenin sebebi nedir?

Milano’daki Ambrosiana Kütüphanesi, Büyük Leonardo’nun el yazmalarının çoğunu barındırır.

Bunlar arasında bulunan bir elyazması “Ermeni Mektubu” olarak adlandırılır.

Leonardo’nun el yazmalarını incelemek hayli zor bir iştir, bazen sağdan sola yazar, muhakkak çözülmesi imkânsız bir şey bırakırdı, yanıltıcı bir şey, hatta kasıtlı bir hata yapardı.

Gizemli Leonardo’nun el yazmalarını okumak için de gizemli yöntemler gerekliydi.

Örneğin aynada okumak gibi.

Ancak bu elyazmasında açıkça Ermenistan’dan bahsedilmektedir.

Hatta elyazmasının arka sayfasında Ermenistan’ın bir kısmının haritası da var.

Gerçek şu ki, Da Vinci çalışmalarındaki biyografisinde 1481-82 arası dönem açık kalmaktadır.

O sırada nerede olduğu ve ne yaptığı hiçbir yerde belirtilmemiştir.

Sanki 1481 yazında hayatı kesintiye uğramış ve sadece 1482 sonbaharında devam etmiştir.

Da Vinci’nin izinden giden araştırmalar Ermenistan’a ulaşmaktadır.

“Ermeni mektubu” ise bunun temelidir.

Leonardo bu mektubu “Suriye’nin devadarı, Babil’in kutsal sultanı” olarak adreslendirmektedir.

Neden Babil, Babil nedir?

Ortaçağ edebiyatında Kahire, genellikle Babil olarak anılırdı.

Örneğin Marco Polo, “Milyon” adlı eserinde Babil’e yazarak Mısır’ın başkentine atıfta bulunmaktaydı.

Devadar ise, Mısır sarayında görevli anlamına gelen Farsça bir kelimedir.

O yıllarda Kilikya ve Suriye, Mısır Memlükleri tarafından fethedilmişti.

Aynı zamanda Osmanlının işgali tehlikesi de vardı.

İkinci olgu göz önüne alınarak, Mısırlı yetkililer Leonardo’yu bir mimar olarak mühendislik çalışmaları yapmaya ve sınır kalelerini güçlendirmeye davet ediyorlardı.

Leonardo, işte bu amaçla Kilikya’ya gider ve sonra da büyük ihtimalle Ermenistan’a gelir.

Yazarın kendisi mektubunda bunu anlatmaktadır.

Siyah beyaz olarak Ermenistan’a gittim, şu ya da bu yerde oldum diye yazıyor.

Toros Dağı’ndan bahsediyor.

Mektupta bir dağ resmi ve bir tufan resmi bile var.

Sonra her şeyi ayrıntılı bir şekilde anlatıp, bir felakete, depreme rastladığını anlatıyor.

Depreme bir selin eşlik ettiğini, insanların, erkeklerin ve kadınların keçi sürüleri gibi kiliselere sığındığını anlatıyor.

Üstelik onlarla birlikte olduğundan bahsetmektedir.

Sonra, başta yerel halkın onlara düşman gözüyle bakarken, felaket anında bunları unuttuklarını söylüyor.

Onların yardımları olmadan, açlıktan ölmüş olacaklarını söylüyor.

Bu ne depremidir?

Depremler tarihinde, sellerin eşlik ettiği çok fazla vaka yoktur.

Lakin Ermenistan’da, tam da o yıl içinde,1482’de böyle bir olay olmuştur.

Bir deprem Yerznka (Erzincan) şehrini sarsar, ardından Toroslar çöker ve Fırat Nehri’ni tıkayarak, tüm şehri sular altında bırakır.

Yerel halkın Leonardo ve adamlarına düşman gözüyle bakmasının nedeni ise açıktır.

Buraya Mısırlıların emriyle gelmiş olduklarından, doğal olarak Ermeniler tarafından düşman olarak algılanmaları gerekirdi.

Sonuçta Kilikya, Mısır tarafından işgal edilmişti.

Gohar SARDARYAN


Ermenistan Kamu Radyosu

Yorumlar kapatıldı.