İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hazinesi içinde saklı… Urartuların yukarı denizi Van Gölü

Mehtap AKBAŞ ÇİFTCİ 

Yaşar Kemal’in dediği gibi ‘Öylesine geniş ki denizden başkası yakışmıyor’ Van Gölü’ne. Artos Dağı’nın eteklerinde, heybetiyle uçsuz bucaksız denizleri, rengiyle bir zümrüdü andırıyor. Tarih boyunca nice uygarlıklara beşiklik eden, Urartuların ‘yukarı deniz’i olan Van Gölü, dünyanın en büyük sodalı gölü. Yekpare korunmuş batığı, peribacalarını andıran şekilleriyle mikrobiyalitleri, sualtındaki Selçuklu mezar taşları gibi pek çok sırrıyla kâşifleri çağırıyor.


Van Gölü
’nün olduğu bu özel coğrafyada son üç yıldır keşif ve görüntüleme amaçlı çok sayıda dalış gerçekleştirdik. Van ve Bitlis illerinin kıymetlisi olan bu havza; su yolları, özgün yapıları, mikrobiyalitleri ve sualtındaki arkeolojik ve ekolojik değerleri, el değmemişliğiyle bizi kendine hayran bıraktı. Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (DAKA) desteğiyle sürdürdüğümüz keşif ve görüntüleme çalışmalarında bir kez daha anladık ki bir açık hava müzesi gibi olan Van Gölü, kesinlikle korunması ve geleceğe aktarılması gereken kültürel bir miras.

Doğunun gizemli suları 

Sodalı suların bir kalkan gibi koruduğu arkeolojik eserler ve batıklar, peribacalarını andıran şekilleriyle sizi mitolojik bir çağa ışınlayan mikrobiyalitler (mercan kayalıklarına benzeyen oluşumlar), 4 metre derinlikteki Selçuklu mezar taşları, 2017’de en büyük arkeolojik keşiflerden biri seçilen Adilcevaz Kalesi ve elbette yaşam azmi ve sabrıyla insanlığa ilham veren incikefali… Hepsi, doğunun bu gizemli sularında görülmeyi bekliyor.

Akdamar Adası ve batıklar

Ortaçağ Ermeni mimarisinin en güzel eserlerinden biri Akdamar Kilisesi. Üzerindeki kabartmalar görülmeye değer. Bitki, hayvan motifleri ve rölyef süslemeleri… Tüm figürler pek çok tarihi olayı anlatıyor. Âdem ile Havva’nın cennetten kovuluşu, Yunus Peygamber’in denize atılışı, Hz. Meryem ve İsa bunlardan birkaçı. Tatlı su kaynağı adada yok. Ancak onarım çalışmalarında bir yeraltı odasının tatlı su elde etmek için inşa edildiği anlaşılmış. Adada dalış yapmak mistik anlamda etkileyici. Ancak suya düşüp boğulan tavşanları derinlerde görmek üzüntü verici. Dünyanın farklı noktalarında pek çok batık dalışı yaptık. Ancak burada gördüğümüz hepsinden farklıydı. Çünkü aradan geçen zamana karşın yepyeni kalmayı başarmış. Tatvan’ın Hanelmalı Köyü açıklarında. Rusların bölgeyi işgal ettiği 1915-1917’de Van Gölü’nde ulaşım ve cephane sevkıyatında kullanılan üç Rus gemisinden biri olduğu biliniyor.

Hazinesi içinde saklı... Urartuların yukarı denizi  Van Gölü

Fotoğraf: Tahsin Ceylan

Her seviye dalgıca uygun

1958’de Reşadiye kıyılarında fırtına nedeniyle batmış. İnsan kaybının olmadığı kazada 60 kadar koyun telef olmuş. Yaklaşık 40 metre uzunluğundaki geminin genişliği 6.1 metre. Çanakdüzü açıklarında 10-22 metre derinlikteki batık her seviyeden dalgıç için uygun. 
Gevaş’taki Selçuklu mezar taşlarıysa 70 yıl önce yerinden sökülerek iskele yapımında kullanılmış ve zamanla sular altında kalmış. Yüzeye 
3-4 metre derinlikte bulunan taşlar, ilk kez 1995’te sualtı görüntüleme yönetmeni Tahsin Ceylan tarafından belgelenmişti. Burada aletli dalışa gerek kalmadan, şnorkelle de taşları görmeniz mümkün.

Urartuların mirası

2017’de en önemli arkeolojik keşif seçilen Adilcevaz Kalesi, yaklaşık 3 bin yıllık tarihiyle göz kamaştırıyor. Kalenin üstü 5, zeminiyse 20 metre derinlikte. Sodalı su nedeniyle tahrip olmadan günümüze kadar gelmeyi başaran eserin duvarlarındaki aslan figürü dikkat çekici. Kalenin etrafındaki amforalar ve kaideler de görülmesi gereken önemli eserler arasında.

Hazinesi içinde saklı... Urartuların yukarı denizi  Van Gölü

Dünyanın en büyüğü

Mikrobiyalit bir tür mercan. Gölün zeminindeki çatlaklar sayesinde oluşuyor. Göldeki çatlaklardan çıkan kalsiyum ve zengin sularla oluşan mikrobiyalitler, siyano bakterileriyle birleşerek bu muhteşem görüntüleri ortaya çıkarıyor. Geçen yıl dünyanın en büyük mikrobiyalitini 23.3 metreyle Altınsaç’ta keşfettik ve görüntüledik. Yaklaşık 70 bin yaşında olduğu tahmin edilen bu muhteşem yapı, derinlerde heybetiyle büyüleyen ulu bir dağı andırıyor. Mikrobiyalitlerin üst kısımlarındaki beyazlıklar tatlı su çıkışlarını ve yeni oluşan mikrobiyalitleri işaret ediyor. Doğal hazine diyebileceğimiz bu oluşumlar ekosistem için önemli bir yere sahip.

Hazır gitmişken bunları da görün

Nemrut Krater Gölü
Son dönemde doğaseverler tarafından sıkça tercih edilen Nemrut Krater Gölü, Bitlis, Tatvan sınırlarında sönmüş bir volkan. Patlama sonucu oluşan çö küntüyle ortaya çıkan gölün en derin noktası 155, en yüksek noktası 2 bin 935 metre. Tarihte ‘Büyük İskender’in Cenneti’ olarak da bilinen gölün hemen yanında 11 metre derinlikte Ilıgöl var. 

Akıntıya karşı yolculuk
Van Gölü’nün endemik türü incikefali, her yıl nisan ayında üremek için sürüler halinde tatlı su yataklarına göç ediyor. Milyonlarca balığın üstün bir motivasyon ve kararlılıkla senkronize şekilde akıntının tersine yüzüşü, insanın hayal gücünü 
zorlar nitelikte. 

Sütçüde kahvaltı yapın
Burada kahvaltı salonlarına ‘sütçü’ deniyor. Van kahvaltısının giderek bozulmasını üzülerek izleyenlerdenim. Matbah-ı Van, bu olumsuz gidişatı olumluya çevirmeyi şimdiden başarmış. Pek çok ürün Vanlı kadınlar tarafından evde üretiliyor.

https://www.hurriyet.com.tr/seyahat/hazinesi-icinde-sakli-urartularin-yukari-denizi-van-golu-41608620

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın