İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AYASOFYA VE MÜZECİLİĞİMİZ-6

***HyeTert, bu kaynağın ve/veya içeriğin yanlış ve/veya yanıltıcı bilgiler ve/veya soykırım inkarcılığı, ırkçılık, ayrımcılık ya da nefret suçu içerdiği/yaydığı kanısındadır. Metni paylaşmadan önce bu uyarıları göz önüne alarak, içeriği ve/veya kaynağı güvenilir kaynaklardan kontrol ediniz.***

SELAHATTİN AYDEMİR

C14-Yıllardır peş peşe vuku bulan savaşlar yüzünden her hanede  (büyük aile) en az beş şehit bir gazi, bir sakat var. Halk yorgun, kırgın, bitkin, bıkkın, en kötüsü mutsuz ve umutsuz.

C15-Harbi Umumi (I.Dünya Savaşı) kaybedilmiş. Ülkenin tamamen teslimi demek olan MONDROS MÜTAREKESİ imzalanmış. Hırs ve kin müptelâsı Avrupa’yı Mondros mütarekesi tatmin etmemiş;  Arkasından Osmanlı Devletinin idamı demek olan SEVR ANTLAŞ MASINI emri vaki ile dayatmışlar.

C16-Türkler sadece Karadeniz’e kıyısı olan dar bir bölgeye hapsedilmiş.

C17-Osmanlı ordusunun tamamı silahlarını işgal kuvvetlerine teslim edecekler.

C18-İstanbul işgal edilmiş ve Osmanlı subayı vapurda, işgal ordusu onbaşısını görürse kalkıp yerini ona verecek. İtilaf Devletleri subayı Osmanlı Paşasından kimlik soracak.   …, …, !

(Lütfen bir zahmet Mondros ve Sevr şartlarını okuyuverin)

– & –

Müzecilik ve arkeoloji ile iki küçük vak’ayı nakledeyim. O tarihlerde müze ve arkeoloji kültürümüzü anlayın.

(1)Hangi padişah bilmiyorum, huzuruna Avrupalı bir grup padişaha ricada bulunuyor. 

”Hünkârım, biz şuralarda birkaç tane şöyle heykeller bulduk. Bunları hâtıra olarak memleketimize götürsek izin var mı?” diye soruyorlar.

Padişah, dinimizde heykel ve resim günah diye ”Alın götürün putları. Bize lâzım değil” diyor. Onlar da fırsat bu fırsat, koskoca tapınağın temelden tavana kadar bütün parçalarını ATİNA’YA, PARİS’E, LONDRA’YA, BERLİN’E, Amerika’ya götürdüler.Anadolu’da olması gereken o şahane tapınaklar tam tekmil olarak şu anda ülkemiz dışında. Bunlar Osmanlı döneminde oluyor.

(2)Hangi padişah bilmiyorum, yalısının veya falan resmi dairenin bahçesine birkaç tane antik heykel koyduruyor. Cahiller ve yobazlar padişah putperest oldu diye ortalığı velveleye veriyorlar. Padişah da heykelleri kaldırıyor.  

Gördüğünüz gibi en büyük liderimiz padişahın müze ve arkeoloji kültürü bu.  Arkeolojik değeri milyonlar eden nice heykelleri PUT BUNLAR ALIN GÖTÜRÜN DİYE elleriyle verdiler

Zira o tarihlerde mektep ve medrese eğitimimizde sanat tarihi ve arkeoloji dersleri yok. Resim ve heykel dersleri yok.

Neden yok?

Çünkü en âlim olarak bildiğimiz şeyhülislamlarıntamamen din bilgileri var. Fakat müspet ilim, fen ve evren bilgileri yok denecek kadar az.Onlara göre dünya düzdür. Ay, yıldızlar ve güneş dünyanın etrafında döner. Ay nurdur. Kâinatın merkezi dünyadır.Her yağmur damlasını yere melekler indirir. Hastalıklar mikroplardan olmaz, her şey Allah’tandır. Ay ve güneş tutulması cinlerin işidir. Ay veya güneş tutulmasında, sokağa çıkmayıp bol bol dua etmek ve şükür namazı kılmak lâzımdır. (Mısırlı bir din adamı böyle dedi)Kadın sesi ve yüzü haramdır. Kız çocuğu okumaz. Kadının cenneti kocasının ayağının altındadır. Kadın tek başına çarşıya çıkamaz. Asla araba kullanamaz. İki kadın bir şahit  yerine geçer. Sekiz yaşında kız çocuğu evlenebilir. Resim ve heykel yapmak putperestliktir. Bir evde fotoğraf veya bir biblo var ise o eve melek girmez. Bir dakika müzik dinleyenin beyninin sol tarafına şeytan yerleşir ve yirmi gün insanın imanını alır. Sol elle yemek, yemek haramdır,  …, !

Bu anlayış ile babalarımız ve din adamlarımız maalesef belki on binlerce çocuğumuzun icat ve keşfine ‘”Allah’ın işine karışma. Yapma, günahtır, çarpılırsın’“, diye karşı çıkmışlardır. Eğer 13.000 yıllık Göbeklitepe’yi 150 sene önce bulsa idik, ihtimaldir ki şeyhülislam hazretleri bulanı “Putları niye meydana çıkardın bre kâfir” diyerek cezalandırırdı.

Eğer o dönemlerde mektep ve medreselerde sanat tarihi, arkeoloji, jeoloji ve zooloji dersleri olsa idi elbette padişah ecnebilere o heykelleri “put değil mi alın götürün“ demezdi.

Mekteplerde, eğitimde, kültürde ve sanatta eksiğimiz sanat tarihi, arkeoloji, jeoloji ve zooloji değildi. Türkoloji dersimiz bile yoktu. Tiyatro, roman ve hikâyeciliğimiz yoktu. Hepsini Fransa’dan aldık. Tanzimat yazarları birbiri ile yarışırcasına roman, hikâye ve tiyatro yazmaya başladı.

Şu anda lise ve üniversitelerde okutulan derslerin yarısı o tarihlerde bizde yoktu. Resmî dairelerde de birçok birimler Avrupa’dan kopya edildi. Medreselerimizde resim, müzik ve heykeltıraşlık gibi meslekler yoktu. Atletizm yoktu.

Hayvanat bahçesi ve çocuk bahçesinin bize cumhuriyetten sonra geldiğini biliyor musunuz? İlk hayvanat bahçesi Sirkeci’de Gülhane Parkı içinde idi. İkincisi Ankara’da Atatürk Orman Çiftçiliği içinde idi. Ne yazık ki şimdi ikisi de yok!

Yüz elli yıldır halkımızın bağında, bahçesindeki kuyusundan su çektiği o basit TULUMBA bile İtalyan icadıdır.

(Sürecek)

http://www.corumhaber.net/ayasofya-ve-muzeciligimiz-6-makale,10190.html

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın