BAZILARI ŞU YORUMU YAPTI:
reisicumhuru ATATÜRK, aynen Osmanlı Devletindeki gibi din ve mezhep ayrılıkları yapılmasın. Hem Türkiye’de hem dünyada artık din savaşları kavgaları olmasın istedi. Ayasofya’yı müze yaparak batı dünyasına karşı bir jest yaptı. Çünkü oralarda da pek çok camilerimiz vardı. Onları da Hıristiyanlar bozmasın diye bunu yaptı. Bu bir barış mesajı idi” diyorlar.
ATATÜRK’Ü SEVMEYENLER:
Atatürk’ü sevmeyenler (daha doğrusu hakkıyla tanımayanlar) maalesef Atatürk’ü dinsiz zannederler. Atatürk’e çamur atmak, hakaret etmek onlara zevk verir. Cumhurbaşkanı olarak onunimzası var. Öyleyse dolaylı ve dolaysız yönden saldırın Mustafa Kemal’e. Yani Ayasofya’nın müze olmasında din düşmanlığıgörüyorlar. Acaba hakikaten din düşmanlığı var mı? İlerde okuyacaksınız.
C)::BENCE HEPSİ YANILIYOR
Pek anılmayan bir şey daha var. O tarihte başbakan var, bakanlar var. Faaliyette olan bir meclis var. Kimse meclise ve bakanlar kuruluna yapılan teklifte hangi gerekçeler vardı araştırmıyor. Meclisten geçen kanunun mahiyeti nedir, gerekçede ne yazıyor araştıran yok.
İKİ TARAF DA YANILIYOR!
Küçük bir beyin fırtınası yapalım. Ayasofya’nın camilikten çıkıp müze olması, Hıristiyan dünyasını, Müslüman dünyasına yaklaştırmış mıdır? HAYIR! Hıristiyan dünyası buna mukabil kaç tane kilise yapılan camiyi müze yapmıştır? SIFIR! Kaç tane kilise olan veya ahır olan camiyi amacına uygun restore etmiştir. HİÇ! Hıristiyan dünyasında Müslümanlara karşı bir yumuşama, yakınlaşma olmuş mudur? HAYIR! Yani Hıristiyan dünyasında bize karşı hiçbir olumlu getirisi olmamış.
YURT İÇİNE DÖNELİM:
Müslüman ülkelerde mezhep ayrılığı önlenmiş midir? HAYIR! O bölgenin insanı camisiz mi kalmıştır? HAYIR. Peki, müze yapmanın Atatürk’e kişisel bir faydası olmuş mudur? HAYIR! Peki, Ayasofya’nın müze olmasının ülkeye bir faydası olmuş mudur? EVET! Ekonomi yönünden gelir getirmiştir. Turizme katkısı olmuştur.
PEKİ, ÖTEKİ GRUBUN FİKRİ DOĞRU MU?
Asla öyle değil ama farz edelim ki, ATATÜRK dinden imandan biraz uzak olduğu için Ayasofya’yı müze yaptı. Veya diyelim ki Müslümanlara gıcığı olduğu için yapmış olabilir mi? Bence olamaz.
Peki, Hıristiyanlar baskı yaptı ve Atatürk de kabul etti diyebilir miyiz? HAYIR. Atatürk’ün karakterini incelerseniz zorla, baskı ile böyle bir şeyi Mustafa Kemâl Atatürk’e yaptıramazsınız. Yüklü bir para teklif ettiler diyelim. O HİÇ OLMAZ.
Peki, bazı İngiliz casuslarının dediği gibi Protestan olan İngiltere, Mustafa Kemâl Paşa’ya “Sen Ayasofya’yı cami olmaktan çıkar, biz seni reisicumhur yapalım” demişler midir acaba? Bence asla o da mümkün değil.
Peki, Atatürk müteakip yıllarda İslam dinine ve Müslümanlara zarar veren daha başka işler yapmış mıdır? HAYIR! Tam tersine İslam’a ve Müslümanlara büyük hizmetleri olmuştur.
1880- 1923 YILLARINDA
OSMANLI DEVLETİ NASILDI?
TÜRK MİLLETİ NE HÂLDE İDİ?
Pek çok ilmî, kültürel ve teknolojik ilerlemelerde geri kaldığımız gibi müzecilikte de geri kalmışız. Arkeoloji şuurumuz yok. Mektep ve medreselerde Sanat Tarihi ve arkeoloji diye bir ders okutulmuyor
C1-Osmanlı döneminde Gayrimüslim tebaa askere alınmıyordu.
C2-Senelerce süren savaşlarda daima Müslim tebaanın gençleri ölüyordu.
C3-Asırlarca Müslim tebaa süreklilik isteyen işleri, meslekleri yapamadı. Eğitimini de yapamadı.
C4-Askere alınmayan gayrimüslim tebaa ise tam tersine savaşlarda ölmüyor, süreklilik isteyen bütün sanat dallarını yapıyorlardı. Hepsi mesleğini babadan oğula intikal ettirebiliyordu.
C5-Çok gerilere inmeyeceğim, 1890-1923 arası birbiri ardınca çıkan savaşlar yüzünden Müslim tebaanın erkeklerinin %70’i kırıldı. Cephede şehit oldu. Cenazesi bile gelmedi.
C6-Gazi olarak sağ dönen %30’unda ya bir eli, ya bir ayağı, ya bir gözü yoktu. Kimi gözü çıktığı için, kimi iki ayağını da kaybettiği için köyüne dönemedi.
C7-Askere gidenler eğer şehit olmamışlarsa; 10-15-20 yıl sonra evine dönüyordu. Evine döndüğünde 15-20 yaşındaki çocuklarını tanımıyorlardı. Çocuklar da babalarını 15- 20 yaşında ilk kez görüyorlardı.
C8-Bazıları eve döndüğünde görüyordu ki iki oğlu da askere gitmiş, beş yıldır dönmemiş.
C9- Gazi olup sakatlananlar memleketine dönsün diye terhis ediliyordu. Bunlar memleketine gidebilmeleri için önce İstanbul, Ankara. Erzurum, Sivas gibi tren geçen büyük şehirlere kadar trenle geliyordu. Ne yazık ki çoğu geldiği büyük şehrin garında veya ulu camisinin avlusunda yatıp kalıyordu. Maalesef dilenenler bile oldu. Hem parasızlık, hem sağlıksızlık, hem sahipsizlik yüzünden memleketine dönemiyordu. Birçoğu kaderine boyun eğip kimseye şikâyette bulunmadan, kimseye açmadan ağlayıp sızlanmadan, sessizce ve tek başına bir kenarda öbür âleme kucak açıyordu.(Kaynak: İlhan Bardakçı, (Murat Bardakçı’nın babası), Hürriyet Gazetesi, Tarihten yapraklar, 1982)
C10-Sanayi sıfır idi.
C11-Küçük esnaf ve büyük tüccar tamamı gayrimüslim.
C12-Kadın sesi ve yüzü haram olduğu için Müslüman tebaaya sinema ve tiyatro günah. Bu yüzdendir ki, ilk tiyatrocularımız ve sinemacılarımız gayrimüslimdir.
C13-Şehirli ve köylü hepsi perişan. Tarım sıkıntıda, eğitim sıfır, fakirlik, sefillik diz boyu, salgın hastalık geldi mi köyün yarısını alıp götürüyor.
(SÜRECEK)
http://www.corumhaber.net/ayasofya-ve-muzeciligimiz-5-makale,10187.html
İlk yorum yapan siz olun