İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kadınlarımız

Fahrettin Hepkeskin

93 harbinde Nene Hatun ile başlayan Türk kadınının memleketi emperyalizmden kurtarma azmi Kurtuluş Savaşı ile devam etmiştir. Bu savaşlarda, bu topraklarda doğup büyümüş, yaşamış Kürt-Türk, Laz-Çerkez, Yahudi-Ermeni kadın-erkek, çoluk-çocuk vatandaşların bu ülkenin bekası için can verdiklerini unutmayalım.

Tabii ki kadınlarımız… Kadın kahramanlarımız, yüzyıllar geçse de unutulmayacak isimlerdir. Her birinin destansı mücadelesini unutmamak ve gönlümüzde yaşatmak en başta bugünün kadınları için bir vatan borcudur. Onlar, bu ülkenin insanları daha iyi bir hayat yaşasınlar diye genç yaşlarda hayatlarını feda etmişlerdir.

Ateşli konuşmaları ile Halide Onbaşı’yı (Halide Edip Adıvar) 9 yaşındayken cepheye giden Nezahat Onbaşı’yı (Nezahat Baysel) sırtında taşıdığı cephane ıslanmasın diye çocuğunun battaniyesini cephaneye saran, kendisi de donarak ölen Şerife Bacı’yı unutabilir miyiz? 

Nazım Hikmet’in dizelerindeki gibi;

“…Ve kadınlar 
bizim kadınlarımız: 
korkunç ve mübarek elleri 
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle 
anamız, avradımız, yârimiz”

Kendisi gibi kadın askerlerle 25 istilacı askeri esir alan Erzurumlu Kara Fatma’nın (Fatma Seher Erden), cepheye gitmek için saçını kazıtan, kadın olduğunu saklayan Kastamonulu Halime Çavuş’un vatan sevgisi nasıl izah edilebilir? Üstün hizmetlerde bulunduktan sonra kendisine yapılan milletvekili teklifini “Hafız olduğum için başımı açmam, başımı açamayacağım için de milletvekili olamam” diyerek reddeden Hafız Selman İzbeli ve başından vurularak şehit düşen Gördesli Makbule unutulur mu?

Ve kadınlarımız;

…ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen 
ve soframızdaki yeri 
öküzümüzden sonra gelen 
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız..”

Elinde kalan en değerli şeyin Atatürk’ün kendi elleriyle göğsüne taktığı İstiklal Madalyası olduğunu söyleyen Çete Emir Ayşe ile Adanalı Tayyar Rahmiye’yi nasıl unutabiliriz?

Ve kadınlarımız; 

“..kadınlar, 
bizim kadınlarımız 

şimdi ayın altında 
kağnıların ve hartuçların peşinde 
harman yerine kehribar başlı sap çeker gibi 
aynı yürek ferahlığı, 
aynı yorgun alışkanlık içindeydiler. 

Ve on beşlik şarapnelin çeliğinde 
ince boyunlu çocuklar uyuyordu. 
Ve ayın altında kağnılar 
yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon`a doğru.”

Kurtuluş Savaşı’nda Türk kadını önemli görevler üstlenmiş ve kahramanlık destanları yazmıştır. Günümüz kadınının bu kadınlarımıza büyük bir minnet borcu vardır.

26 Ağustos 1922 Büyük Taarruzun 98’inci yıl dönümünde kahramanlarımızı saygıyla anıyoruz.

http://antalyaekspres.com.tr/yazi/fahrettin-hepkeskin/kadinlarimiz/99780

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın