İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kariye – kadına şiddet – kalemtıraş

Zeynep Oral

Başlığa bakınca 3K çıkıyor: Almanya’da olsak Hitler döneminde faşizmin simgesi, baskı şiddet aracı olmuş 3K… Yani Kinder, Küche, Kirche (Çocuk, Mutfak, Kilise). Neyse ki Almanya’da değiliz, faşizm falan yok bizde! Benim 3K, sadece rastlantısal…

Kariye

Ayasofya Müzesi camiye dönüştürüldü ama bu “fetih” eylemi, ekmeğin daha ucuza satılmasına neden olmadı.

Ayasofya’dan sonra Kariye Müzesi de Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle önceki gün bir çırpıda camiye dönüştürüldü. Ama dolar ve Avro düşmedi. İşsizlik azalmadı.

Bugüne dek dünyanın neresine gidersem gideyim eğer yolum mozaik ve fresklerle ünlü bir mekâna düşerse -İtalya’da Ravenna’dan Tunus’taki Bardo’ya- yetkililerle, sanat tarihçileriyle sohbetlerimde, nereden olduğumu sorduklarında, İstanbul’dan dediğimde, yüzleri aydınlanır, “Ama sizin de Kariye Müzeniz var!” derlerdi.

İstanbul’un bir dünya kenti olduğunu bir tek bizim ülkenin yöneticileri anlamadı. Ya da onların “dünyası” Katar’dan oluşuyor… Öyleyse çekin kara perdeleri, asın suntaları o canım mozaikler ve fresklerin üzerine! Örtün, kapayın tüm güzellikleri! Yok edin evrensel kültür değerlerini! Silin, kazıyın tarihi birikimleri! Daha karanlık, daha karanlık fetihlere koşun geriye, koşun geriye!

Soylu’ya sorular:

Kadına şiddeti hepiniz gördünüz. Tanıksınız. Genç bir kadın, maskesini doğru dürüst takmıyor diye iki polis tarafından belinden yakalanıp yere fırlatılıyor, kolları bükülüyor, tekmeleniyor, yerlerde sürükleniyor. Çevreden imdada koşan tek tük bir iki kadının tüm çabaları boşuna, polisler kendilerini kaybetmiş canla başla girişmişler işe… Bu tüyler ürperten darp olayı sosyal medyada çok geniş yankı bulunca iki polis görevden uzaklaştırıldı.

Şimdi sosyal medyada bu iki polisin göreve iade edildiği haberleri dolaşıyor. Süleyman Soylu’ya sormak isterim:

Göreve iade haberi doğru mu? Kimilerinin dediği gibi siz mi göreve döndürdünüz? İçişleri Bakanlığı kadına şiddeti onaylıyor mu? Yerde sürüklenen sizin kızınız, kız kardeşiniz, anneniz olsa ne yapardınız?

Kalemtıraş öyküsü

Ülkemin her köşesinden hapishane mektupları yığılıyor önüme. Umut mektupları. Direnç mektupları. İstek mektupları. Özlem mektupları… En çok Grup Yorum’la ve adalet için ölüm orucuna girenlerle ilgili mektuplar… Hepsini okuyorum. Ama yayımlamaya ciltler yetmez. Çaresizliğimle baş başa kalıyorum.

İzmir Aliağa kapalı hapishaneden gelen Yasin Karasulu’nun mektubu yüzüme koca bir gülümseme yerleştirdi. Onun da dediği gibi tam Aziz Nesin’lik!

Bu kez “Konu: 0.25 TL’lik kalemtıraş” diyor Yasin. (Kendisini tanımıyorum. Ama belli ki mizah duygusu var!)

25 kuruşluk mevzunun maliyeti bizlere onlarca lirayı aşıyor çünkü boyun eğmemek gibi bir huyumuz var. İktidar eliyle devlete maliyeti ise on binlerce lirayı aşıyor, çünkü Nâzım Usta’nın dediği gibi korkuları var: Sanattan korkuyorlar. Türkülerimizden korkuyorlar.”

Hapishane yönetimi kalemtıraş almalarına izin vermiyor: “Aynı idare 60 kuruşa kurşunkalem, 13 liraya 12 renkli kuruboya kalemi satıyor, onları alabiliyoruz. Ama bu kalemlerin ucunu açacak olan kalemtıraşı satışa sürmesine rağmen, keyfi bir kararla içeri girmesini engelliyor. Ve noter hâkimliği, infaz hâkimliği bu konudaki itirazımıza RET kararı veriyor!

Tüm başvuruları geri çevriliyor. Neyle açacaklar kalemleri? Dişleriyle mi? Çatal bıçak, cam bardak değil ama kalemtıraş güvenliği tehdit edermiş!

Kılıçtan keskin kalemlerin ateşte dövülmesi kalemtıraşla oluyor ve iktidarın gerici zihniyetinin aşamadığı tek mevzi Sanat Cephesidir” diyor Yasın. “İşte sırf bu yüzden 25 kuruşluk kalemtıraş için 50 kuruştan çok maliyetli kâğıtlarla karar metinleri yolluyorlar!

Aliağa – Şakran hapishane yönetimi, korkmayın kurşun ya da renkli kalemden, gülünç olmayın, verin şu kalemtıraşları!

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/zeynep-oral/kariye-kadina-siddet-–-kalemtiras-1760356

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın