İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bakü’nün tehditleri ve Türkiye’nin tehlikeli duruşu – Ermenistan Kamu Radyosu

Elçi Balayan’ın, Bakü’nün tehditleri ve Türkiye’nin tehlikeli duruşuyla ilgili sert makalesi

Ermenistan’ın Hollanda elçisi Tigran Balayan, Hollanda’da yayınlanan “Daily Nederlands Dagblad” gazetesinde Ermenistan-Azerbaycan sınırında vuku bulan ve insani kayıplarla sonuçlanan çatışmalar, Azerbaycan tarafından ateşkesin düzenli olarak ihlal edilmesi ve Azerbaycan tarafının bu konuda sorumluluk almaktan kaçınması ile ilgili bir makale yayınlamıştır.

Azerbaycan’ın, Medsamor atom santralini hedef alma konusundaki tehditleri ve Azerbaycan’ı sonuna kadar destekleyeceğine dair Türkiye’nin açıklamaları, elçinin vurguladığı en tehlikeli yaklaşımlardır.

Sorunun tarihçesine de değinmiş olan elçi, barışçıl düzenlemenin haricinde bir alternatif olmadığı yöndeki Ermenistan tarafının açıklamalarının değişmeden kaldığına işaret etmektedir.

Uluslar arası toplum bu sorunu gözden ırak tutmamalı, 1994 ateşkes rejiminin uygulanması konusunda tarafları desteklemeli, Azerbaycan ise, uluslar arası önerilere uyarak, mevziler boyunca AGİT gözlemcilerinin yerleştirilmesini kabul etmeli, ateşkes ihlalleri ile ilgili AGİT araştırma komisyonu oluşturulmasını kabul etmelidir.

“Azerbaycan silahlı kuvvetleri 12 Temmuzda, ağır topçu desteğiyle Ermenistan’ın sınırdaki mevzilerini ele geçirme denemesinde bulunması sonucunda iki taraftan da 16 kayıp verildi. Bu ise, 1994 yılında kabul edilen ateşkes antlaşmasının bariz bir ihlalidir. Ateşkes, Azerbaycan ve Dağlık Karabağ arasındaki savaşa son vermiştir. Yaklaşık 4 yıl süren savaş esnasında 35.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu savaş, Dağlık Karabağ Özerk Bölgesi’nin Ermenistan’la birleşme fikrini ilan etmesinin akabinde Azerbaycan’ın saldırısı neticesinde alevlenmiştir. Karabağ, 1921 yılında Sovyetler Birliği yöneticisi Stalin tarafından Ermenistan’dan kopartılıp, Azerbaycan’a bağlanmıştır.

Azerbaycan ordusunun provokasyonu uluslar arası toplum için sürpriz olmakla birlikte, bunun belirtileri barizdi. Azerbaycan’daki mali ve siyasi kriz, muhalefete yönelik ciddi takibatlar, petrol fiyatlarındaki ani düşüş, pandemi sonucunda keyfiyetin kötüleşmesi, sınırların kapanması sonucunda, sınırların birkaç metre uzağında bulunan vatandaşların yurtlarına dönememesi.

Bu durum karşısında Azerbaycan yöneticileri retoriğinde sertleşme, hatta Ermenistan’a yönelik toprak talepleri ortaya konmaya, sınır bölgelerinde geniş çaplı (10 binin üzerinde askerin katılımıyla) tatbikatlar başlatılmıştır. Tüm bunlar, halkın dikkatini farklı krizlerden çelmek ve pandemiye karşı yürütülen mücadeleyle ilgili halk infialini bastırmak amacıyla yapılmıştır.

Azerbaycan’ın insan hayatına önem vermediği ve sorumsuz yaklaşım sergilediği, özellikle Azerbaycan savunma bakanlığının yapmış olduğu Metsamor atom santralinin hedef alınacağına dair açıklamasından anlaşılmaktadır.

Bir diğer endişe konusu ise Türkiye’nin provokatif duruşudur. “Tüm imkânlarımızla dost ve kardeş Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz” demektedir Türkiye cumhurbaşkanı Erdoğan.

Ermenistan’ın duruşu bellidir, barışçıl çözümün alternatifi yoktur. Biz bu duruşa sadık kaldık ve gerginliğin azalması ve barışa yönelik ortam yaratılması yönünde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Uluslar arası toplum, tarafları 1994 ateşkesin güçlendirilmesi, sınırlara AGİT gözlemcilerinin yerleştirilmesi ve ateşkes antlaşmasının ihlal edilmesini soruşturma mekanizmalarının enstalâsyonu için teşvik etmelidir” demektedir Ermenistan’ın Hollanda’daki elçisi.


Ermenistan Kamu Radyosu

Yorumlar kapatıldı.