İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Siyasî sembol değil, barış köprüsü

***Metinde yer alan görüşler yazar(lar)ına ait olup, HyeTert’in görüşlerini yansıtmak zorunda değildir.***

Kâzım GÜLEÇYÜZ

Ayasofya, Peygamber (asm) müjdesine mazhar bir Sultanın, aynı müjde ve iltifata muhatap ordusuyla birlikte, ilim ve maneviyat kutbu Akşemseddin’in refakat ve rehberliğinde İstanbul’u fethettikten sonra ilk ziyaret ettiği, istişareyle camiye çevirmeye karar verip ilk Cuma namazını kıldığı mabed.

Eğer fetih sulh yoluyla gerçekleşmiş olsaydı, Kudüs’ün fethinde Hz. Ömer’in (ra) “Camiye çevrilmesin” gerekçesiyle, vakti giren namazı, rahibin teklifine rağmen orada kılmayı reddetmesi örnek alınıp, Ayasofya’nın da kilise olarak devamı tercih edilebilirdi.

Bir başka önemli nokta, Ayasofya kararının, tarihte Müslümanlara inanılmaz zulümler yapan Haçlı zihniyetine karşı İslamın zaferini temsil etmesi yanında, Hıristiyanlığa o yükten sıyrılıp arınma fırsatı da vermesiydi.

Üstad Bediüzzaman’ın Ayasofya’yı “Hıristiyanlığın İslama devir tesliminin âbidesi” olarak nitelemesi işte bu manayı dile getiriyor.

“Bu kahraman milletin ebedî bir medar-ı şerefi, Kur’an ve cihad hizmetinde dünyada pırlanta gibi pek büyük bir nişanı ve kılıçlarının yadigârı” ifadeleri ise, bu mananın tahakkukunda, bin yıl Kur’an’ın bayraktarlığını yapan bir milletin hissesine vurgu yapıyor.

Onun için, Ayasofya’yı ulus devlet eksenli bağımsızlık, egemenlik ve hükümranlık söylemlerine konu etmek, bu sembol mabedin esas temsil ettiği manaları çok daraltırken, Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında geçmişten gelen, çoğunlukla önyargılara ve siyasî sebeplere dayanan gerilimleri besliyor.

Oysa çağımızda insanlığın karşı karşıya olduğu ortak tehditler, bu gerilimlerin aşılıp geride bırakılmasını ve yerini samimî, güçlü dayanışmaların almasını kaçınılmaz kılıyor.

Üstadın ahirzaman hadislerinden çıkardığı mesajlarla Müslüman-Hıristiyan işbirliğini ısrarla vurgulaması bunun netice ve ifadesi.

DP hükümetine ”Ayasofya’yı tekrar cami yapıp 500 sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirirseniz bir kısım Hıristiyan devletleri de memnun olur” derken de, buna matuf çok önemli bir hususa dikkat çekiyor.

Dolayısıyla Ayasofya’yı “din adına siyaset” yaklaşımı çerçevesinde “siyasî bir sembol” olarak ele almak yeni sıkıntılar doğurabilir.

Ayasofya Camii’ni siyasî bir çekişme konusu değil, barış köprüsü olarak görmeliyiz.

https://www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/siyasi-sembol-degil-baris-koprusu_524794

İlk yorum yapan siz olun

Bir Cevap Yazın